GÖNÜLLÜ OLDUK, FARK YARATABİLDİK Mİ PEKİ?
Bu gönüllü grupların varlığıydı şenlik yerini şenlik yeri yapan. Çocuklara yarışmalar yaptıranlar da gönüllülerdi, oyunlar oynatanlar da
Lefkoşa’da 15 Ekim 2011 Cumartesi günü, Selimiye Meydanı’nda çok güzel bir etkinlik düzenlendi. Bu bir şenlikti aslında. En önemli amacı ise, Kıbrıs Türk Çocuk Esirgeme Kurumu ve gönüllülük olsa gerek. Selimiye meydanı’nda yok yoktu şenlik günü. Animatörler, yarışmalar, dans gösterileri, müzik dinletileri, tiyatro grupları sahnedeydiler ve tüm bunlar gönüllü insanlarca gerçekleştiriliyordu. Yani, bu gönüllü grupların varlığıydı şenlik yerini şenlik yeri yapan. Çocuklara yarışmalar yaptıranlar da gönüllülerdi, oyunlar oynatanlar da. Tüm bu gönüllü etkinlikleri gerçekleştiren insanların aileleri de gönüllü olarak meydandaydılar.
"Hayallerini Resmet" etkinliği yanında bir de kermesin yer aldığı şenlikte, Kıbrıs Türk Diyabet Derneği de gün boyunca çocuklara ücretsiz şeker taraması yaptı. Diye de geçti bazı haber merkezleri yani yine gönüllülüktü gönülerdeki. Bu güzel etkinlik gün boyu sürdü. Bir ara ise sahnede konuşmalar da yapıldı. Tabii ki, bu çok normal ve sıradan olmuştu. Konuşmacılar kimseyi ve özellikle de çocukları sıkmayacak kadar kısa konuşmalarla günün önemini paylaştılar meydandaki insanlarla. AB Programı Destek Ofisi Başkanı Alessandra Viezzer de bir konuşma yaptı. 2011 yılının AB tarafından "Gönüllülük Yılı" ilan edildiğini anımsattı.
Kuzey Kıbrıs'ta da "AB'nin Gönüllülük Bildirgesi'ne uygun böylesi bir etkinlik düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Etkinliği düzenleyenlere teşekkür etti ve bu çerçevede daha fazla etkinlikler düzenlenmesini de diledi.
LTB Başkanı Cemal Bulutoğluları, belediye olarak çocuklara her zaman büyük önem verdiklerini, çocuklara yönelik yatırımlar yaptıklarını, çocuklara yatırımın devam edeceğine bu çerçevede büyük bir çocuk parkı açacaklarını söyledi.
KTÇEK Başkanı Ayşe Coşar ise, Kıbrıs'ın en eski ve köklü kurumlarından birisi olan Kıbrıs Türk Çocuk Esirgeme Kurumu'nun tüm etkinliklerinin gönüllülük temelinde çalışan kişi ve kurumlarca hayata geçirilmekte olduğunu söyledi.
"Gönüllü Ol! Fark Yarat" adlı çocuk senliğinin ana hedeflerinden birinin de gönüllülük olgusuna dikkat çekmek olduğunu vurguladı.
2011 yılının Avrupa Birliği Komisyonu tarafından "Avrupa Gönüllülük Yılı" ilan edildiğini, kendilerinin de bu çerçevede hazırladıkları projeyi sundukları Avrupa Birliği Bilgi Merkezi'nden olumlu yanıt aldıklarını kaydeden Ayşe Coşar, şöyle dedi:
"Bu vesile ile çocuklarımıza tüm diğer AB ülkeleri çocuklarıyla benzer bir günü yaşatma fırsatı veren AB Bilgi Merkezi'ne teşekkür etmek isterim. "Mutlu çocuklar, Mutlu yarınlar" ilkesi ile çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Coşar, "Haydı sizler de farkı yaratmak için gönüllü olun. Çünkü bir çocuğun yüzündeki gülümseme paha biçilmez" dedi.
Evet, tüm bu dilekler ve temenniler çok güzel. Selimiye Meydanı’nda el işleri satanlar, börek çörek satanlar ve daha nicesi de gönüllü olarak oradaydılar. Bizler de konser gruplarımızla gönüllüler arasındaydık. Tiyatrocular ve katılan herkes bir amaç için oradaydılar. Yani, sayın Ayşe Coşar’ın dediği gibi bir fark yaratılması için gönüllü olmuştu herkes gönüllerinden gelerek. Umarım tüm bu gönüllülük girişimleri başarıya ulaşmıştır. Umarım diyorum çünkü, yazılı basının ilgisizliği ve neyi ve nasıl ön plana çıkaracağıyla ilgili bu gibi konulardaki bilgisizliği hiç de hoş olmuyor. Konuşmacıların tümünün sadece yirmi dakika kadar olan konuşmalarını gazetelere veren ajanslar, tüm gün boyunca etkinlikleri gerçekleştiren insanlardan söz etmediler bile. Oysa, gönüllerinden gelerek bu etkinliklere hiçbir özel beklentileri olmadan katılan insanlardı Selimiye Meydanı’nı şölen alanına çeviren. Bu güzel organizasyonu etkinlikleriyle şenlendiren insanlara teşekkürü, ben buradan yapıyorum. Bu organizasyona imza atan sorumluların ise, bu gibi konularda daha profesyonel olmaları ve yazılı basında çıkacak haberlerin karşılıklı ve önemli detayların atlamadan verilmesi sağlanmalıdır. Bu güzel şenliğe etkinliklerle katılan gönüllü insanların, yazılı ve görsel basında daha fazla yer alması gerektiğine inanmaktayım. İşte bu olmamıştır. Bu da basınımızın bu konulardaki amatörlüğünden kaynaklanıyor bence. İnanmak istiyorum ki, bir sonraki bu gibi etkinliklerde basınımız daha bilinçli ve duyarlı olabilecektir. Bir futbol takımının elbette ki yöneticileri vardır. Ama oynayanlar ve sahadakiler futbolculardır. Yani kahramanlar onlardır. Kalın sağlıcakla.