1. YAZARLAR

  2. Sevgül Uludağ

  3. Görneç’teki bir toplu mezarın öyküsü...
Sevgül Uludağ

Sevgül Uludağ

0090 542853 8436/00357 99 966518

Görneç’teki bir toplu mezarın öyküsü...

A+A-

***  Boşaltılmış toplu mezardan çıkarılan çok az sayıda kalıntıya kimlik tespiti yapıldı: 29 Kıbrıslırum “kayıp”tan geriye yalnızca ya birer dizkapağı, ya birkaç diş ya da küçük bir kemik kaldı... Şimdi ailelerine çok acılı bir iade süreci başlıyor...


Bugünlerde Kıbrıs’ın güneyinde 29 “kayıp” ailesi perişan halde... Boşaltılmış bir toplu mezardan çıkarılan küçük kemik parçalarını teslim alarak bunları defnedecekler... Onların neler yaşadığını anlatmak, herhalde mümkün değil pek... Düşünün bir: Diyelim ki kocanız 39 yıldır “kayıp”tır ve bir gün ondan geride kalanların bulunduğu bildiriliyor size...
Diyelim ki kocanızdan ya da babanızdan geride kalan, bulunabilmiş tek kalıntı, tek bir diz kapağı...
Bu diz kapağını alıp, bir tabuta koyup, onu defnetmek kolay olabilir mi hiç?
Boşaltılmış pek çok toplu mezardan çıkarılan, mezarın dibinde kalmış ufak kemik parçacıkları, bir avuç diş, diz kapakları... 29 Kıbrıslırum “kayıp”tan geride kalanlar bunlar...
Boşaltılmış bir toplu mezarın en dibinde kalmış olan bu kalıntılar, Kayıplar Komitesi tarafından kimlik tesbiti yapılarak ailelerine teslim ediliyor ve önümüzdeki günlerde cenaze törenleri başlıyor...
Boşaltılmış olan bu toplu mezar, Görneç’te (Kornokipos)...
Biz de Görneç’teki bu toplu mezarın öyküsünü araştırdık – zaten geçmiş yıllarda pek çok kez bu sayfalarda bu konuda okurlarımızın anlattıklarını paylaşmıştık...

OKURLARIMIZ BU TOPLU MEZARLA İLGİLİ NELER ANLATMIŞTI
Henüz 4 Kasım 2008’de, Görneç’teki (Kornokipos) bu toplu mezarla ilgili olarak bir okurumuzun anlattıklarını bu sayfalarda yayımlamıştık. Okurumuz bu toplu mezar ve boşaltılmasıyla ilgili şöyle diyordu:
““Yazdıklarınızı her gün yürekten okumaktayım. Ben Görneçli’yim (Kornokipos). 1974’te yalnızca 16 yaşında idim. Köyümüzde neler olduğunu hatırlıyorum...
O günler savaş günleri idi, ya ölürdünüz, ya öldürürdünüz. Karşı karşıya geldiğinizde başka seçeneğiniz yoktu.
İşte o günlerde 31 askerden oluşan, tek sıra halinde yürüyen bir grup Kıbrıslırum askeri köyümüzde yakalanmıştı. Bunlardan 30 tanesi Kıbrıslırum, 1 tanesi de Yunan idi. Yunan olan, kendisinin doktor olduğunu söylemekteydi.
Bu gruptakiler daha çok Baflı Kıbrıslırumlar idi. Bölgeyi ve köyleri hiç bilmiyorlardı. Hangi köyün Kıbrıslıtürk, hangi köyün Kıbrıslırum olduğunu bilmeksizin gidiyorlardı. Görneç’in (Kornokipos) bir Kıbrıslıtürk köyü olduğunu bilmeksizin buraya gelmişlerdi.
Tutuklanarak öldürülmüşler ve köyümüzde bir yere gömülmüşlerdi.
1996 yılında bir dozer ile bir kamyon gelmiş ve gömülü oldukları yerden bu insanların kemiklerini çıkarmışlardı. Dozer kemikleri çıkarmış, kemikler kamyona yükletilmiş ve götürülmüştü. Bu kemiklerin nereye götürüldüğünü bilmiyoruz. Ancak bu boşaltma işleminde çalışanlar neden konuşup kemikleri ne yaptıklarını söylemiyorlar?
Yakın geçmişte Kayıplar Komitesi köyümüze gelerek o boşaltılmış olan çukurda kazı yaptı ve buraya insanların gömülmüş olduğunu kanıtlayan küçük kemikler buldu. Tabii bu kadarcık kemikle oraya kimlerin gömüldüğünü anlamak herhalde mümkün olmayacaktır...”

“ASKERİ TATBİKAT KİSVESİYLE BOŞALTILDI...”
22 Nisan 2009’da bir başka okurumuzun bu toplu mezarın boşaltılmasına ilişkin aktardığı bilgileri paylaşmıştık. Şöyle yazmıştık:
“Bir okurumuz, özellikle Görneç (Kornokipos) ile Ergenekon (Ayharida) köyleri arasındaki toprak yolda bulunan bir vadinin yamacında bir toplu mezarın bulunduğunu, bu bölgede bir dönem askeri bir tatbikat yapılarak bu yamaçtaki toplu mezarın boşaltılmış olduğunu duyduklarını anlattı.
Okurumuz, şunları anlattı:
“Görneç’ten Ergenekon’a giden toprak yolda kuyu değil, bir vadidir, vadinin yamacında bir toplu mezar vardı. Orada bir 30-40 tane “kayıp” Kıbrıslırum’un gömülü olduğunu söylediler.
Ancak orada yıllar önce askeri bir tatbikat yapılarak, kamuflaj yapılarak orası ayıklandı diye duyduk.
Görneç’e giderken solda o köpek mandralarının orada, inişi inerken sol tarafta da bir toplu mezar olduğu anlatılmaktaydı. Burada da 7-8 kişinin gömülü olduğu anlatılmaktaydı...
Bir diğer yer Mandrez’e giderken araba yolunda iki tane da orada varmış, Gönendere’ye (Konedra) giderken o toprak yolda ki bu yoldaki tepeciklere Mandrez tepeleri denirdi, o bölgeyi kastediyorum...”
Okurumuz Çatoz’da (Serdarlı) bulunan caminin avlusundaki Zincirli Kuyu’ya da 1974’te bazı Kıbrıslırum esirlerin atıldığını duyduklarını, bu kuyunun daha sonra kireçlendiğini ve sonra da üzerine çimento dökülerek kapatıldığını anlattı....”

“SANCAKTAR BİLDİĞİNİZ GİBİ YAPIN DEMİŞ...”
Geçtiğimiz hafta içinde bir başka okurumuz ise bildiklerini bizimle tekrar paylaşmak istediğini belirterek şunları anlattı:
“Selamlar Sevgül Hanım,
Birkaç sene önce bir şey bahsettiydim size. Çatoz ovasındadır yanılmazsam dediydim. 31 Kıbrıslırum'un bulunduğu toplu bir mezar var dediydim. Ben tam olarak nerede olduğunu bilmem. Bilsem emin olun mutlaka size söylerim. Ben sadece bizim köyün yani Görneç köyünün (Kornokipos) dağında Rumlar’ın yakalandığını duymuştum. Bazı köylüler bu Rumlar’ın BM yetkililerine teslim edilmesini söylerken, bazıları ise vuralım gömelim diyorlarmış idi. Ben bunları çok sağlam bir kişiden duydum. Bölge köylüleri arasında bu tartışmaya ise o zamanki Serdarlı (Çatoz) sancaktarı (21 Temmuz’da sancaktarlıktaki ofisini de terk eden sancaktar) "Bildiğiniz gibi yapın" cevabını vermiş. Köylüler de haliyle bildiklerini yapmışlar. Ben o zaman 13 yaşındaydım ve görüntülere dayanamayacağımı düşünerek oraya gitmemiştim. Daha sonra köylülerden dinledim.
Niçin 'yanılmazsam Çatoz ovasında' dedim, onu da söyleyim;
Çok seneler sonra bu Rumlar’ın yerlerinin, BM yetkilileri tarafından bulunmaması için iskeletlerin oradan alınıp kaybedildiğini de duydum... Bu olayın en iyi bilgi kaynağı köyde "..... " lakabıyla anılan .... isimli şahıstır.
Bugün yaptığınız bir paylaşımda gene yanlış anlamadıysam, Çatoz'da bulunan toplu mezar acaba onlar mı diye düşündüm. Bu Rumlar 31 kişiydiler ve bizim köy düşerken, köye gelen askerlerden oldukları ve bir tanesinin de Yunan askeri olduğu söyleniyordu. Eğer bunlar değillerse ve araştırma yapacaksanız, gideceğiniz tek isim yukarıda verdiğim isimdir... Bu olaya göz şahidi olmamakla birlikte, vicdani rahatsızlığımdan dolayı bu bilgiyi vermek istedim....”

SANCAKTAR UYARMIŞ AMA ENGELLEMEMİŞ
Bu okurumuzla daha ayrıntılı biçimde konuştuğumuz zaman, daha ayrıntılı bilgiler ediniyoruz... Bölgeden başka okurlarımızla da konuşuyoruz ve Görneç’teki (Kornokipos) toplu mezara giden süreci araştırmaya çalışıyoruz. Şunları öğreniyoruz:
***  1974’te İkinci Harekat başladıktan sonra Girne yöresinde Başiyammos mevkiinde konuşlandırılmış bir Kıbrısırum askeri birlik, buradan kaçarak, Görneç (Kornokipos) yakınlarında bir tepeye gelmişler.  İkinci harekattan iki veya üç gün kadar sonra Görneç’teki tepeye gelmişler.  Buraya “Tatlısu” deniyormuş ama kastedilen Tatlısu köyü değil, dağda bir mevkiin adı -  burada bir pınar varmış ve buradan dağ keçileri su içermiş Köyden bir şahıs onları tesadüfen bu mevkide görmüş ama bir şey yapmamış. Köye döndükten sonra askeri yetkililere haber vermiş. Askerler giderek Görneç yakınlarında bulunan ve 30’u Kıbrıslırum, 1’i de Yunan olduğu anlatılan bu birliği yakalamışlar, Görneç köyüne, karargaha getirmişler.
***  Kıbrıslırumlar’ın 1974’te Çatoz’a saldırısı sırasında Görneçli üç Kıbrıslıtürk öldürüldüğü için, Görneçliler bu olaya çok öfkeliymişler. Ahmet İnce, Ali Kanlı ve Celal Sarı’nın ölümü, köyde çok büyük üzüntü yaratmış...
***  Grubu yakalayan köylüler, bu grubu ne yapacakları konusunda anlaşamamışlar. Kimisi “Birleşmiş Milletler’e verelim”, kimisi “Onları öldürelim” diyormuş. Sonuçta Çatoz’daki Sancaktarlığa giderek danışmaya karar vermişler.
*** Çatoz’daki Sancaktar köylüleri uyarmış: “Onlara bir şey yaparsanız, Birleşmiş Milletler’nan başımız derde girer...” demiş. Ama grubu yakalamış olan köylüler böyle bir seçeneği kabul etmek istememişler, bağırıp çağıranlar, savaşta kendi köylerinden de insanların öldürüldüğünü bağıra bağıra Sancaktar’a anlatanlar olmuş. Sancaktar’ın ısrarlı uyarılarına ve “Yapmayın!” demesine karşın, onu dinlemek istememişler. Sancaktar da, “Bildiğiniz gibi yapın” demiş en sonunda. Köylüleri uyarmış ama bu grubun öldürülmesini engellemek için herhangi bir tedbir almamış.
***  Öğle saatlerinde yakalanmış olan bu grup, Görneç’teki karargahta çok dövülmüş, hatta bazılarına işkence yapılmış... Sonra da karargahtan alınıp bir römorka konularak bir zamanlar eşek yolu olan yere götürülmüşler, yolun kenarıda infaz edilerek toplu mezara gömülmüşler. Öğlen yakalanan bu grup akşama öldürülüp gömülmüş.
***  Kayıplar Komitesi’nin kazı sürecinin başladığı 2006 yılından hemen önce bir gece askeri bir operasyonla – bazılarının anlattığına göre, bazı polisler de bu operasyonda varmış – bu toplu mezar boşaltılmış. Kayıplar Komitesi kazı yaptığı zaman boşaltılmış bu toplu mezarda diz kapakları, dişler ve ufak kemik parçacıkları bulmuş. Yapılan incelemeler ve kimlik tesbiti sonucu 30 kişiye ait olduğu sanılan bu kalıntılardan 29’unun kimlik tespiti yapılmış.
***  Bir okurumuzun anlattığı bu toplu mezardaki “kayıplar”dan ayrı bir başka olay da 5 Kıbrıslırum’un Ayharida (Ergenekon) üstünde bir noktada 14 Ağustos civarında yakalandıkları, bu beş Kıbrıslırum askerin daha sonra infaz edildiği şeklinde.  Bu okurumuz, “Onları hatırlarım, üstleri sırılsıklamdı ve ağlarlardı...” diye anlatıyor.
***  Bir başka okurumuz ise Çatoz’da esir tutulan 5-6 kişilik grubun  Görneç girişinde bulunan ve askeri kampa dönüştürülmüş olan alanda infaz edildikleri şeklinde. Sözkonusu beş “kayıp” şahsın yakıt deposu ya da cephanelik olarak kullanılan yere gömülmüş oldukları yönünde çeşitli söylentiler de var. Bu konuda yıllar önce yine bu sayfalarda yayımladığımız bir röportajda, bir okurumuz Görneç girişindeki askeri kampın içerisinde 5 ya da 6 “kayıp” Kıbrıslırum’un gömülmüş olduğunu anlatmıştı. Bu okurumuz Nisan 2009’da yayımlanan röportajda şöyle demişti:
***  “Görneç (Kornokipos) yolunun altında, eskiden eğitim alanı olarak kullanırlardı, şu anda depoların olduğunu görürüm, daha sonraki yıllarda gittiğimde... Oraya götürüldüklerini, sıraya dizildiklerini, hepsinin vurulduğunu, dozer götürüp sıraladıklarını ve nal şeklinde sıraladıklarını duydum...  74 öncesinde Çatoz’daki sancağın gösterileri orada yapılırdı, aşağıdan ki köylerden görünmesin diye. Daha sonra oradan vazgeçtiler. Benim bu söylediğim 1970 yılı öncesi. Ama 1970 yılından sonra hatırladığım bizim hemen göçmenevlerinin arka kısmında eğitim yaptırırlardı, gösteri... Açıktan yapılırdı o zaman. Bu söylediğim daha ziyade kapalı dönemde... Ama daha sonra geçtiğimde orada askeri mühimmat depoları yapıldığını gördüm... Şu anda askeri bölgedir orası. Görneç’te (Kornokipos), Çatoz’un hemen altında, kuzey altında, tepenin hemen altında. Yani Çatoz’la orası arasında 500 metre-1 kilometre ya var, ya yok. Kuzeyindeki depoların altında. Orada gömüldüklerini söylediler. Gidenler söyledi, “Gittik, seyrettik” dedi insanlar.... Dedim “Nasıl seyrettiniz böyle birşeyi?” İnsanlara demişler ki “Gelin, acınızı böyle çıkartın...”  Ve bunu yaptılar.... Ama bildiğim, o gün getirilen o beş kişi, oradan Çatoz’un batısından tutuklandı ve oraya getirildi. Ve bu insanlar yok edildi, verilmedi yani, bundan eminim. Çünkü gömdüler, kendileri yok ettiler. Çatoz'un kuzeyinde şu anda askeri depoların olduğu bölgede halkın gözü önünde seremoni yapılarak öldürülen ve gömülen 5-6 kişi (biri 14 Ağustos 1974 öncesi Görneç'ten Çatoz'a gelmiş ve esir alınmıştı, diğerleri ise Türk askerinin köye girişi sırasında esir alınanlardı...)”

Bu yazı toplam 3506 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar