Göz göre göre
Hafta sonu kötü haberlerle geçti.
Biri bebek, trafiğe iki can daha verdik.
Yollarda sürekli can yitiriyoruz.
Sonu gelmiyor.
Canımız yandıkça yanıyor, cezalar arttıkça artıyor, denetimler sıklaştırılıyor ama trafik kazalarını önleyemiyoruz.
Zaman zaman kaza oranlarında düşüş yaşansa da, aslında trafik kültürü bakımından dünyanın en geri kalmış ülkeleri sıralamasından yukarıya çıkamıyoruz.
Sözümona ‘dünyanın en yüksek üniversiteleşme oranı’na sahibiz!..
Kültür seviyesi okullaşma ile doğru orantılı değil oysa…
Eğer altyapı kurumlarınız, üstyapı kurumlarınız tamam değilse, isterseniz herkese birer profesör cübbesi giydirin, sonuç yine değişmez.
Geldiğimiz noktanın acı gerçeklerinden biri de budur.
**
Trafikte ‘kontrol’ yetkisine sahip olan makamlar başta olmak üzere bu ülkenin yönetiminde olanlar topyekun sınıfta kaldı.
Bu gerçeği kabul edin artık.
Ceza ile trafikte yarata yarata “yolda polis yoksa, istediğin şekilde sür” anlayışı yarattınız.
En gereksiz yerlerde ve kazayla alakası olmayan aksaklıklarda sürücüye ceza yağdırırsınız da, aracını ralli pistinde sürermiş gibi uçuşta olanları engelleyemezsiniz bu yöntemlerle…
İki yudum bira için adamın ehliyetine el koyarsınız da, normal haliyle değme sarhoşlara taş çıkartanların kılına dokunamazsınız.
Her daim ‘suçlu’ sandalyesine ‘serseri gençleri’ oturtursunuz da, siz hiç o sandalyeye oturmazsınız nedense…
**
Yollarınız yol değil.
Trafik lambalarınız ya çalışır, ya çalışmaz.
Asfaltta çizgi var mı, yok mu belirsiz.
Çemberlere çember, kavşaklara kavşak demeye bin şahit ister.
Duble yollar sorma gir hanı… Her 50 metrede tali yola giriş-çıkış var.
Trafik akışı soldan, ama siz ülkeye sol direksiyonlu arabalar sokmuşsunuz zamanında…
Memlekete gelenlere ‘trafik soldan’ uyarısı yapan yok…
Tabelalar hak getire…
Geceleri aydınlatılmış yol bulursanız, haber verin de gelip ben de göreyim.
Her yer karanlık, her taraf zift!..
**
Biz daha çok acı çekeriz bu yollarla, bu altyapısızlıkla, bu düzensizlikle…
Trafik kazalarını önlemekle görevli olanlar, bu konuda sorumluluk da üstlendiklerinin farkında olmazsa eğer ve çağdaş bir yol ve trafik düzeni kurulamazsa, buna benzer çok yazılar yazarız daha…
Ama ne kadar ceza yazsak, ne kadar yazı yazsak, daha bir buçuk aylıkken trafikte kaybettiğimiz Emir bebeği geri getiremeyiz ne yazık ki!..
Ne onu, ne diğerlerini…