Gözler tavsiyede: '7 gün karantina'
Sağlık uzmanları Türkiye’den ülkeye girişlerde 7 gün süreyle zorunlu karantina uygulamasına ilişkin Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi'nin aldığı tavsiye kararına destek verdi.
Fehime ALASYA
Sağlık uzmanları Türkiye’den ülkeye girişlerde 7 gün süreyle zorunlu karantina uygulamasına ilişkin Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi'nin aldığı tavsiye kararına destek verdi.
Maliye Bakanlığı ve Bakanlar Kurulu’nun bu karara sıcak bakmadığı iddia edilirken gerekçe olarak ‘devlet bütçesinin bunu kaldıramayacağı’ gösterildi.
YENİDÜZEN’in bu yöndeki görüşünü sorduğu Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu, “Gereken neyse tabi ki yaparız, istenilen talebe cevap veririz” dedi.
Özellikle Maliye Bakanlığı’nın devletin bütçesinin bu maddi yükü kaldırmayacağına yönelik endişesi bulunduğuna dair iddiaları yanıtlayan Amcaoğlu, “Ben hiçbir zaman sağlık kapsamında parayı sorun olarak görmedim.”dedi.
Tavsiye kararını yorumlayan bazı doktorlar, ülkeye Türkiye’den gelen Covid-19 vaka sayısının giderek arttığını işaret ederek, mutlaka bu uygulamaya gidilmesi gerektiğini ifade etti.
Hastane altyapısının bu artışa hazır olması gerektiği belirtilerek, sağlık sisteminin bir an önce Pandemiye uygun hale getirilmesi gerektiğinin altı çizildi.
Bazı doktorlar, ‘her gelen hastayı servise kapatacaksak tüm servilerimiz Covid-19’lu vakalar ile dolacak’ derken, genel sağlık hizmetinin aksayacağına ilişkin endişesini paylaştı.
Kimi doktorlar ise ‘bu kez genel sağlık hizmeti alan hastalarımızı oradan oraya taşıyıp mağdur etmeyeceğiz’ şeklinde konuştu.
Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu:
“Sağlık için gereken neyse yaparız”
Maliye Bakanı Olgun Amcaoğlu, kendisine Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi'nin tavsiye kararına ilişkin bir durumun henüz ulaştırılmadığını belirterek, “Gereken neyse tabi ki yaparız, istenilen talebe cevap veririz” dedi.
Sağlık Bakanlığı için her zaman kaynak yarattığını dile getiren Amcaoğlu, ne gerekiyorsa yapacağını belirtti.
Amcaoğlu, “Türkiye'den gelen kişilerin 7 gün süreyle zorunlu karantinada tutulmasına ilişkin tavsiye kararı alındığını duydum ama bana böyle bir bilgi gelmedi, bu sadece ‘tavsiye kararıdır’, bu Sağlık Bakanlığı iradesinde olan bir konudur.
Devletin bütçesinden dolayı tabi ki endişeliyim ama hiçbir zaman sağlıkla alakalı alınacak olan önlemlerde engel çıkarmam. Hiçbir taleplerini geri çevirmem.” dedi.
Kıbrıs Türk Tabipleri Birliği Başkanı Özlem Gürkut:
“Sağlıkta hiçbir hazırlık yapmadan, gelen herkesi 20 gün de karantinaya koysak çözüm olmaz”
Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi'nin ‘tavsiye kararı’ değil, karar alması gerektiğini ifade ederek, komitenin karar üretmesi gerektiğini kaydetti.
“Sağlıkta hiçbir hazırlık yapmadan, gelen herkesi 20 gün de karantinaya koysak çözüm olmaz” diyen Gürkut, hastane altyapısının buna hazır olması gerektiğini belirtti.
Üst komitenin karar almaktan kaçındığını ifade eden Gürkut, “Bulaşıcı Hastalıklar Üst Komitesi karar üretmelidir. Pandemide sorumluluk ve yetki yasaya göre bu komitededir. Karantina süreci yasaya göre ise değişiktir. Üst komite karar almaktan itina etti ama yasa tüm yetkiyi aslında üst komiteye veriyor ama yasanın vatandaşlara karantina maddesi mahkeme kararı istiyor.”dedi.
“Ülkede daha fazla hastaya bakabilecek bir sistem oluşturulmalı”
Her zaman için hazırlıklı olmanın önemine değinen Gürkut, ülkede daha fazla hastaya bakabilecek bir sistem oluşturulması gerektiğini anlatarak, “Ne kadar sakınırsak sakınalım hasta sayılarımız artacaktır.
Hastane altyapımız hazır olmadıkça tüm hastaları riske atacağız. Tüm konsantrasyonumuzu sağlık sistemimizi bir an önce pandemiye hazır hale getirmeye adamalıyız.
23 günde 23 yeni vaka var ama esas endişelenmemiz gereken; yapılan testlerle pozitif vakaların %50 sini tespit ettiği, % 40’ının ise negatiftir zannederek topluma karışmasıdır. Esas tespit edemediğimiz hasta sayısının çokluğundan endişelenmeliyiz.” dedi.
Gürkut, şöyle devam etti: “Madem ki açıldık, sağlık alt yapımızı hazır hale getirelim. Sağlıkta hiçbir hazırlık yapmadan, herkesi 20 gün de karantinaya koysak bu çözüm değil. Eğer hazır hale getirirsek vaka sayıları bizi panik yapmayacak.”
Lefkşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi Eski Başhekimi Bülent Dizdarlı:
“Böyle giderse çok kısa süre sonra tüm servislerimiz Covid-19 hastaları ile dolacak”
“Bunun yapılması gerek, 7 gün sonunda da PCR testi ile çıkışı olmalı. Bu sayı giderek artıyorsa mutlaka bu uygulamaya gidilmeli. Süreç iyice gözlemlenmeli, gidişat takip edilmeli ve harekete geçilmeli. Bu sayı giderek artıyor mu azalıyor mu bakmalıyız. 20 günde 20 hasta geldiyse, çok kısa süre sonra tüm servislerimiz Covid-19 hastaları ile dolacak demektir. Her gelen hastayı servis kapatarak yatıracaksak diğer hastaları mağdur edeceğiz. Buna yönelik tedbir şart. En basiti de bu karardır. Bu kar da net karar olmalı, neden ‘tavsiye’ kararı denildiğini analmış değilim.”
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Nesil Bayraktar:
“Bayramda yoğunluğun artacağından dolayı endişemiz var”
“Biz zaten başından beri karantinasız girişlere hayır dedik. Türkiye, DSÖ’ye göre karantina uygulamasına alınmalıydı. Bu anlamda cidden karantina uygulanması gerekmekteydi. Bayramda yoğunluğun artacağından dolayı endişemiz var. Şu an durum başa çıkılmayacak durumda değil ama artarsa, böyle devam ederse zorlanacağız. Şu an servislerin kapanması gibi bir durum yok. Henüz bu servis kapatma noktasında değiliz. Devletin bütçesinin bu yükü kaldırmayacağı söyleniyor, bunu gelecek olan kişi ödemeli. Uluslar arası seyahatlerde sigorta kapsamına Covid-19 eklenmiş, bu kapsamda bile düşünülebilir. Devletin bütçesiyle ilgili yorum yapmak bize düşmez ama karantinasız gelişler çok tehlikeli.”
Göğüs hastalıkları uzmanı Dr. Yağmur Aldağ:
“Bu karar bence çok yerinde. Maddi endişeler olabilir ama ayarlanmalı”
“Hiçbir şey sağlıkta önemli değil. Sağlığa daha fazla kaynak aktarılmalı. TC’de vakalar gittikçe artıyor. Ülkeye oradan gelen kişiler çok fazla ve bu yük sağlık sistemimizi aşacaktır.
Gelenler karantinada kalsın, çıkmadan yine test yapılsın denildi. Bu karar bence çok yerinde. Maddi endişeler olabilir ama ayarlanmalı. Doktorlar ne gerekiyorsa onu öneriri, maddi bahanesi olamaz.
Bunu yapmadığımız sürece gelen hastaların yatışı, sevki tedavisi, daha büyük bir yük oluyor. Bundan dolayı her zaman bilimin ışığında yürünmeli diyoruz. Bu hızla sürerse tüm servisler dolup taşacak ama buna müsaade etmeyeceğiz, biz artık bu kez genel hastalarımızı başka yere yollamayacağız. Hastalarımızı yine perişan etmeyeceğiz. Biz yine aynı şeyleri yaşamayı istemiyoruz. Aksi durumda herkes perişan oluyor. Tedavi olacak olan hasta da sağlıkçılar da…”