1. HABERLER

  2. SİYASET

  3. Gözler ‘yurttaşlık’ davasında
Gözler ‘yurttaşlık’ davasında

Gözler ‘yurttaşlık’ davasında

Yurttaşlıkların yasa dışı olduğu gerekçesiyle CTP tarafından Yüksek İdare Mahkemesi’ne yapılan ara emri başvurusu dün görüşüldü, CTP Genel Başkanı, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat mahkemede şahadet verdi.

A+A-

TALAT: “KOŞULLU VERİLEN YURTTAŞLIKLAR HUKUKA AYKIRI!”… Talat, Bakanlar Kurulu kararıyla güvenlik sertifikası, sabıka kaydı, sağlık raporu gibi belgeler olmadan istisnai yani‘koşullu’ verilen yurttaşlıkların hukuka aykırı olduğunu savundu.

“KEYFİ VATANDAŞLIKLAR SAYESİNDE BU KİŞİLER, ÜLKEDEKİ VATANDAŞLARIN KADERİNİ BELİRLEYECEK”… “Eğer ara emri verilmezse bu insanlar vatandaşlık haklarını kullanacak… Seçmen olacak, oy kullanacak. Mal satın alabilecek ya da iş kurabilecek” diye konuşarak,  “Yürütmenin verdiği tamamen keyfi vatandaşlıklar sayesinde ülkedeki vatandaşların kaderini belirleyecek. Kamu kaynaklarından yararlanacak, ama neden zorunlu vatandaş olduklarını biz bilmiyoruz” dedi.

 17 EKİM’DE GÖRÜŞÜLECEK… Mahkeme, aktarılan olgular ışığında davacı tarafı da dinlemek üzere duruşmayı 17 Ekim Pazartesi gününe erteledi.

Ayşe GÜLER

UBP-DP Azınlık Hükümeti tarafından verilen yurttaşlıklar dün Yüksek İdare Mahkemesi’nin gündemindeydi.
Yurttaşlıkların yasa dışı olduğu gerekçesiyle CTP tarafından ‘yurttaşlıkların iptali ve dava bitene kadar yurttaşlık haklarının durdurulması’ talebine ilişkin ara emri başvurusu görüşüldü, CTP Genel Başkanı, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat, mahkemede şahadet verdi.
Talat, Bakanlar Kurulu kararıyla güvenlik sertifikası, sabıka kaydı, sağlık raporu gibi belgeler olmadan istisnai yani‘koşullu’ verilen yurttaşlıkların hukuka aykırı olduğunu savundu.
“Eğer ara emri verilmezse bu insanlar vatandaşlık haklarını kullanacak… Seçmen olacak, oy kullanacak. Mal satın alabilecek ya da iş kurabilecek” diye konuşarak,  “Yürütmenin verdiği tamamen keyfi vatandaşlıklar sayesinde ülkedeki vatandaşların kaderini belirleyecek. Kamu kaynaklarından yararlanacak, ama neden zorunlu vatandaş olduklarını biz bilmiyoruz” dedi.
Talat ayrıca 2003 yılında buna davaya benzer bir dava daha açtıklarını ve mahkeme sonucunda o dönemde verilen vatandaşlıkların iptal edildiğini hatırlattı.
Mahkeme, aktarılan olgular ışığında davacı tarafın da dinlenmek üzere duruşmaya dahil edilmesine emir verdi, duruşmayı 17 Ekim Pazartesi gününe erteledi.

Duruşma Çağdal huzurunda
Yüksek İdare Mahkemesi Yargıcı Beril Çağdal huzurunda dün görüşülen duruşmada Avukatlar Ürün Solyalı ve Ayşen Özdenefe ile CTP Genel Başkanı, İkinci Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat hazır bulundu.
9 Ağustos 2016, 16 Ağustos 2016 ve 18 Ağustos 2016 tarihli Resmi Gazeteler mahkemeye emare olarak sunuldu.

Vatandaşlığa alınma prosedürlerini anlattı…
Mahkemede yeminli şahadet veren Talat, Başbakanlık yaptığı dönemde daha önce de vatandaşlığa alınan kişiler olduğunu ifade ederek, vatandaşlığa alınma prosedürüne ilişkin bilgi aktardı.
Talat, kişilerin vatandaşlığa alınması için 5 yıl veya üzeri ülkede bulunması gerektiğini söyleyerek, İçişleri Bakanlığı tarafından değerlendirme yapıp vatandaşlıkların verildiğini dile getirdi.
İkinci prosedür olan ‘istisnai vatandaşlıkların’ ise Bakanlar Kurulu tarafından verildiğini ifade eden Talat, her iki durumda da bazı belgelerin arandığını kaydetti.

“Güvenlik sertifikası, sabıka kaydı, sağlık raporu gibi raporlara ihtiyaç var”
Talat, güvenlik sertifikası, sabıka kaydı, sağlık raporu gibi raporlara ihtiyaç duyulduğunu dile getirerek, bununla birlikte kişilerin hem kendisini hem de ailesini geçindirdiğine dair verinin de olması gerektiğini söyledi.
Tüm verilerin bir dosyaya konularak İçişleri Bakanlığı tarafından Bakanlar Kurulu’na getirildiğini belirten Talat, bununla birlikte neden zorunlu olarak vatandaş olması gerektiğinin de değerlendirildiğini, örneğin; eşi ve başka bir gerekçe ile kişilerin vatandaş yapılabileceğini anlattı.

“Belgeler olmadan, koşullu vatandaşlık verilmesi hukuka aykırı”
Talat, Resmi Gazete’yi inceleyerek, vatandaşlıkların ‘zorunluluk’ haliyle verildiğini söyledi, ancak bu zorunlulukların belirtilmediğini ifade etti.
Verilen vatandaşlıklarda kişilerle ilgili sertifika veya belgelerin olmadığını, ancak bu belgelerin olması koşulu ile yurttaşlığa alındığını aktaran Talat, koşullu vatandaşlık verilmesinin hukuka aykırı olduğunu vurguladı.
Talat, “Bu kişiler vatandaşlık haklarını kullanırken, eğer alınması gereken sertifikalardan olumsuz yanıt gelirse ne olacak?” diye sordu.

“Yürütmenin verdiği tamamen keyfi vatandaşlıklar sayesinde bu kişiler kamu kaynaklarından yararlanacak”
Ara emri kararın verilmesinin çok büyük meşru menfaatlerine olacağını aktaran Talat, özetle şöyle devam etti: “Siyasi bir partiyiz. Eğer ara emri verilmezse bu insanlar vatandaşlık haklarını kullanacak… Seçmen olacak, oy kullanacak. Mal satın alabilecek ya da iş kurabilecek… Yürütmenin verdiği tamamen keyfi vatandaşlıklar sayesinde ülkedeki vatandaşların kaderini belirleyecek. Kamu kaynaklarından yararlanacak, ama neden zorunlu vatandaş olduklarını biz bilmiyoruz”

“Bakanlar Kurulu işini doğru yapmalı”
Talat, Bakanlar Kurulu’nun işini doğru yapması gerektiğini vurgulayarak, vatandaşlık verilecek kişilerle ilgili gerekli belgelerin temin ederek, neden zorunlu olarak vatandaşlığa alındığının Resmi Gazete’de belirtilmesi gerektiğini yineledi.
Vatandaşlık işlemlerinin telafisi mümkün olmayan zararlar vermemesi için durdurulması gerektiğine dikkat çeken Talat, hukuka aykırı yapılan işlemlerle ilgili ara emri verilmesini talep etti.
Talat ayrıca kendisinin ve partinin yaptığı başvuru ile 2003 yılında buna davaya benzer bir davanın daha açıldığını ve o dönemde verilen vatandaşlıkların iptal edildiğini de hatırlattı.

Mehmet Ali Talat’ın Avukatı Ayşen Özdenefe:
“Vatandaşlıkların ‘gerekçesiz’ olması hukuka aykırı ve şeklen sakat hale getiriyor”

Mehmet Ali Talat’ın Avukatı Ayşen Özdenefe ise Bakanlar Kurulu’nun Resmi Gazete’de bazı kişilerin KKTC vatandaşlığına alınmasını koşullu olarak karar verildiğini ifade ederek, ilgili yasaya göre ‘zorunlu’ görülen hallerin Resmi Gazete’de belirtilmesi gerektiğini ancak söz konusu kararlarda bunun açıklanmadığını söyledi.
Vatandaşlıkların ‘gerekçesiz’ olmasının hukuka aykırı ve şeklen sakat hale getirdiğini belirten Özdenefe, KKTC vatandaşlığına alınan bu kişilerin bağlayıcı işlere girebileceğini, örneğin; şirket kurabileceğini, mal satın alabileceğini anlattı.
Özdenefe, bunun sonucunda da sadece vatandaşlığa alınan kişilerin değil, üçüncü kişilerin ve ilerde de devletin çok büyük zararlarla karşı karşıya kalabileceğini savundu.
Ülkede her an seçim olabileceğine işaret eden Özdenefe, vatandaşlığa alınan kişilerin seçme ve seçilme hakkına sahip olacağını, bu nedenle de iradeye müdahale edebileceklerini ifade etti.
Özdenefe, ara emri verilmesinin önemli olduğuna vurgu yaparak, CTP’nin bir parti olarak görev yaptığını ve toplum menfaatini sağlamanın ödev ve sorumlulukları arasında yer aldığına değindi, ara emri talebinde bulundu.

Duruşma, 17 Ekim’e ertelendi…
Mahkemede aktarılan olgular ışığında Yargıç Beril Çağdal ise tek taraflı bir emir verilmesi yerine davacılarının da görüşlerinin alınmasının daha uygun ve adil olacağı kanaatinde olduğunu açıkladı.
Yargıç Çağdal, davayla ilgili tebligatın derhal davacı tarafa iletilmesine,  ara emri istidasının dinlenmesi üzerine duruşmayı 17 Ekim Pazartesi gününe ertelenmesine emir verdi.

Bu haber toplam 4391 defa okunmuştur