1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “Gözüm kapalı irademi teslim ediyorum”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“Gözüm kapalı irademi teslim ediyorum”

A+A-

Kime, niçin oy vereceğim (1)


Cumhurbaşkanlığı seçiminde Tufan Erhürman’a oy vereceğim.
Bunu öyle “partili olmak” ya da kendimi bir “parti etiketi”yle tanımlamak üzerinden söylemiyorum.
Hayatımın hiçbir döneminde toplumun kodladığı anlamda “partili” olamadım.
Üstelik “mürit” gibi siyaset yapma kültürünü gelişmenin, demokrasinin ve özgürlüklerin önünde tehdit gördüm.
Siyaset içindeki “bağnazlığı” gördükçe de ürküyorum.

***

Tufan Erhürman’a her partiden insanın oy vereceğini gözlemliyorum.
Çünkü temsiliyet, sorumluluk ve liderlik anlamında kapasitesi var, bilgisi var, duruşu var.
Dürüst, temiz ve samimi olmasının yanında görgüsü, enerjisi, yeteneği var.
Öyle çok ‘agresif’ değil, kimi anlarda keşke olsa, olabilse…

***

Niye oy vereceğim?
En öncelikli sebebim şu:
Brüksel’de ya da New York’ta, Ankara’da ya da Atina’da bir zirveye katıldığı zaman “Bu bizim liderimiz” diyebilirim gururla... Kendimi güvende hissedebilirim.
Hani “gözüm kapalı irademi teslim ediyorum” derim.

***

Seçim iki turlu olacak, Akıncı ve Erhürman’ın ikinci tura kalması, sanırım, dünyaya ve adadaki seçime saygısızca müdahale eden herkese en güzel mesaj olur.
Bu seçim “parti” seçimi falan değil.
Referandum hiç değil.
Öyle oturduğun yerde referandum olmaz; bir plan kotarmak gerekir, bir sonuç üretmek…
Keşke “referandum” olsa da örneğin “evet” diyerek, yeni bir Kıbrıs’a uyansak...
Öyle olmayacak.

***

11 Ekim’deki seçim Kıbrıslı Türklerin varoluşu veya kimliği yönünde “olmak ya da olmamak” anlamı da taşımıyor.
Bir seçimle mi var ya da yok olacağız?
Ya da kimliğimizi ve haysiyetimizi tek seçimle mi kurtaracağız?
O kadar basit değil.
Toplumsal varlığımızı böylesine küçültmeyelim.

Bu seçim, yeni bir dönemde, dünyada bizi en iyi temsil edecek insanı seçmek için...
Elbette sonuçları pek çok mesaj verecek.
Ama öyle ‘varlık, yokluk’ değil asla…

***

Seçim sürecinde bireylerin tavırlarına bakıyor ve düşünüyorum bazen…
“Siyasi faydacılık mı yoksa ideal mi” belirleyici oluyor.
Şunu soruyorum:
“İkinci turda kimlerin yarışmasını istiyorsunuz?”

Lütfen bunu seslendiriniz!
Çünkü bu sorunun yanıtı, herkesin asıl niyetini ele veriyor.

***

Tufan Erhürman’a oy vereceğim, çünkü “sesimizi yükseltmenin” bir başına hayatımızı değiştireceğine inanmıyorum.

Ey Türkiye, ey dünya, ey Anastasiadis yanlış yapıyorsun” diye bağırmasını istemiyorum liderliğin; gidip, bu yanlışı anlatmasını, doğrusuna ikna etmesini ve bunu değiştirmesini istiyorum.

Hayatımın pratiğinde itirazlar ve yakarışlardan çok daha fazla çözümleri önemsiyorum.

***

Şu anda görevde olan Akıncı’ya niye oy vermeyeceğimi de anlatmak isterim.
Yarına...

 

 

Bu yazı toplam 2849 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar