Yeni hükümeti öylesi ‘zor’ bir süreç bekliyor ki!.
Bunu iki nedenle söylüyorum...
Birincisi, ‘sabır’ gerekiyor ve ‘anlayış.’
İkincisi, bugün isimleri açıklanacak bakanlar, Meclis ve tüm yönetici kadroların ÇOK AMA ÇOK çalışması...

***

‘Statüko’yu ‘sürer durum’ diye anlatırdı, Özker Hoca...
Kuşkusuz ‘en güçlü parti’ STATÜKO.
Çünkü...
‘Statüko yıkılmalı’ diyenlerin pek çoğu dahi ‘çözüm’ üretmek yerine, hep, ‘sürer durum’un devamını anlatıyor ve talep ediyor genelde...

***

‘Artık ezberler bozulmalı’ diyenler...
Soruyorum size!..
Hazır mısınız, kendi ezberinizi bozmaya?
Değişime?
Dönüşüme?

***

Elbette, değişime karşı gelişen ‘direnç’ten ürkmek de doğru değil...
Çünkü ‘anlatmak’ gerekiyor...
Ne kadar çok ‘kapalı kapılar ardında’ üretilen karar varsa..
O kadar büyüyor, ‘karşı çıkışlar’...
Ve hiçbir toplum ‘hazmetmediği’ değişimi, dönüşümü, reformu başaramıyor...

***

GERÇEKLERİ söyleyeceksiniz...
Ama uygulamaya ‘kendiniz’den başlayacaksınız ki, inansın kitleler...
Yani eğer ‘tasarruf’ diyorsanız ve ‘şaşalı’ törenleri görüyorsa ahali...
‘Müşavir’ yükünü hissediyorsa sırtında...
‘Ek mesai’lerin sürekli arttığına şahitlik ediyorsa...
KİMSE İNANMAZ size...

***

Dün, araç ruhsatımın son günüydü...
Çıkarttım!..
300 bilmem kaç lira...
‘Ruhsat’ dediğin, yol vergisi!..
Hani derler ya, ‘ödediğiniz her kuruş size yol, su, elektrik olarak dönecek’ diye...
Eğer çeşmemden akan su, tuzluysa...
Yollarımız yol değilse ve ayda birkaç kez aşındırıyorsam ‘lastikçi’nin kapısını...
Elektriği ‘en pahalı tarife’den ödüyorsam bir kez daha...
Ve ‘her kuruş vergim’ anca ‘kamu açığını’ kapatıyorsa...
Üstelik ‘laçkalık’ varsa...
Çifte standart...
Ve haksız rekabet...
Siyasetteki ‘iç didişme’ bitmiyorsa...
Ne diyelim, ‘kolay gelsin!..’