‘Sivil toplum’un etkinliği son derece önemlidir...
Öyle de sosyal medya artık yeni ‘sivil toplum’dur...
Üstelik disiplini de ‘disiplinsizlik’tir ne mutlu ki!
Sosyal medyanın gelişimi ile birlikte aslında ‘ifade özgürlüğü’ önündeki engeller de giderek kırılmaktadır...
Tam bir ‘devrim’dir bu....
Niye?
Çünkü artık ‘dördüncü güç’ diye anılan medyanın  ‘toplum adına denetleme’ işlevi, doğrudan kendisine geçmiştir, toplumun...
Bir “aracı”ya ihtiyaç kalmadan...

***

Bir gazeteci, hiç bunu söyler mi, diyeceksiniz...
Hem de nasıl söyler...
Çünkü bir ‘gazeteci’ de insandır ve eğer yurdunu seviyorsa, en etkin denetimin, araya hiçbir ‘perde’ girmeden yaşanmasını ister...
Dedim ya, eğer yurtseverse...

***

Medyada ‘sansür’e direnseniz, ‘oto sansür’ giriyor devreye...
Olmadı, ilan kaygıları, yaşam kavgaları...
Siyasi yakınlıklar, ‘mahalle baskısı’, özel ilişkiler derken, bir ‘çember’ oluşuyor kendiliğinden...
Bu ‘çember’ aslında ‘sivil toplum’ örgütlerini de sarmalına alıyor çoğu zaman...
Oysa ‘sosyal medya’, yeniçağın adeta ‘kurtarıcısı’ olarak, reddediyor tüm çemberleri...

***

Nereye geleceğim...
Dün, Cumhuriyetçi Türk Partisi - Birleşik Güçler, “Sosyal Vizyon ve Ekonomik Program”ını açıkladı...
Oldukça ‘detaylı’ çalışılmış...
Çok büyük bir mucize olmazsa, yeni dönemde ya tek başına ya da büyük ortak olarak, CTP’yi ‘iktidar’da göreceğiz...
(‘İktidar’ı tırnak içine alıyorum çünkü Kıbrıs’ın kuzeyindeki mevcut koşullarda, ‘inandırıcı’ görmüyorum...)
CTP’nin dün kelimelerce söylediklerinden, bir bölümü özellikle aklımda kaldı:
“Ülkede vatandaşlıkların, istihdamların, ihalelerin, devlet yardımlarının ve arazilerin, siyasi parti çıkarları gözetilerek dağıtılmasını engelleyeceğiz”
Bunu not edelim, hep birlikte...
Ve ‘denetleyelim’ mutlaka, ne olur...
Bu söz tutulmazsa eğer...
Hiç bakmayalım gözlerinin yaşına...
‘Seçmek’le bitmiyor çünkü...