1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Grip’li domuzdan ‘dana’nın delisine
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Grip’li domuzdan ‘dana’nın delisine

A+A-

 

Gribin "domuz"u gündemde...
Ama asıl tehlike, "dana"nın delisi!..
Şaka yapmıyorum.


***

Çok farklı kitleler, eğer deli danalar gibi bağırıyor, kendini dört bir yana savuruyorsa, elbette canları yandığı içindir...
Ama memlekette şöyle de bir hastalık var.
Sümükleri akan domuzdan ve kafayı üşüten danadan çok daha tehlikeli!
Hemen her sektör zorda, ekonomi darda ya.
Böylece kimseler denetlenmiyor!..
- "Bir de biz gitmeyelim üzerlerine” noktasına varıyor iş!..
En mağdur kesimlerin suskunluğuna alıştık da, gürültünün en fazla yükseldiği yerde, bir o kadar ‘istismar’ çıkıyor ön plana...

***


İş güvenliğini takmayan müteahhitten mesaiyi asan memura, kaldırımı işgal eden işletmeden sağlıksız koşullarda hayvan boğazlayan kasaba, vergi kaçıran tüccardan fatura kesmeyen meyhaneciye, kapalı alanda sigara içen tiryakiden kaçak odun satan simsara kadar kimseye laf söylenmiyor.

***


En zayıf yönümüz, denetlemek...
“Yapanın yanına kalır cumhuriyeti”, mehteran takımından dahi aksak ilerliyor böylece...

***


Deli Dana demiştim...
Lafın gelişi değildi...
Çünkü ‘mezbaha denetimi’ne yönelik ciddi şüpheler var, ‘deli dana’ vakalarıyla ilgili de ürkütücü söylentiler.
Mezbahalar, küçük ve büyük baş hayvanlar, tavuk; yani kırmızısı ve beyazı ile et, yeterince denetlenmiyor.

***

Diyorsanız ki, "düzenli" denetleniyor.
Bu çağda, kolayı var...
Bir sayfa açarsınız elektronik ortamda, gün be gün yazarsınız, takip eder herkes, izleriz birlikte!..
Bugün hangi mezbaha denetlenmiş, hangi çiftliğe gidilmiş, kaç örnek alınmış, kaç hayvana bakılmış?
Yoksa sakın kızmayınız, insanlar, et ihtiyacını güneyden karşılıyor diye...


***

Daha önce birebir tanıklık etmiştim.
Veteriner Dairesi’nin müdürü, denetlemekle yükümlü olduğu ürünün bizzat “satış bayisi” çıkmıştı (!)
Böylesi acayip çıkar ilişkileri var ülkemde.


***


Son birkaç yıldır, özellikle sebze - meyvede ciddi denetim yapıldığını görüyoruz.
Sürekli de açıklamalar var.
Oysa ‘et’e yönelik kaygılar yüksek...
Hele de Kıbrıs gibi ‘et oburluğun’ tavan yaptığı bir yerde...
Çiftliklerden mezbahaya, kasaplardan marketlere kadar denetim konusunda “güvendeyiz” hissi oluşamıyor ne yazık...
“Soframdaki et güvenli” diyemiyor ahali!

Bu yazı toplam 2058 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar