“Sahte devlet bağımlılıktan boğuluyor” diye yazdılar, güneyde!
Bu “sahte” lafına sinir oluyoruz.
Öyle de…
Kuzeydeki “devlet” kendini yalanlıyor çoğu zaman...

*  *  *

O plajda, özellikle de ismi “Mardinli” diye mi eylem yaptılar?
Öyleyse eğer yazık.
Ama defalarca Girne’ye de gittiler.
Hani kök Kıbrıslı kişilere de!
Üstelik bu eylemlerin amacı “plaja ücretsiz girmek” değil; hedef bir farkındalık yaratmak, kıyıların işgal altında olduğuna ve toplumdan çalındığına dair ses getirmek.
Sonuçta bu başarıldı.

*  *  *

Bak ne söyledi plaj işletmecisi:
“Kolaysa git, askeri plaja gir.”
Bir gerçeğin de bu senin!

*  *  *

İyi de çok mu zor tüm plaj işletmecilerini bir salona toplamak…
Ve bir genelge yayınlamak…
“Bu plajlar halkındır” demek ve uygulamayı anlatmak..

*  *  *

Plajdan çıkalım, karaya geçelim.
İki gazeteci arkadaşımız yaşadı…
Çocukları “KOLEJ”de okuyor.
Devletin koleji, özel değil!
Dershaneden aramışlar, “şebeke” güçlü, hemen ailelerin telefon numaralarına da ulaşıyorlar.
“Çocuğunuzu bekleriz” demişler…
Ve özellikle de eklemişler: “Öğretmenlerimiz kolej öğretmenidir…”

*  *  *

“Herkesin bildiği sırlarımız” o kadar çok ki…
Biliriz ama bilmeyiz!
Al sana bir Anayasal suç daha...
Eğitim Bakanı bilmiyor mu bu öğretmenler kim?
Ya sendika, ya okul yönetimi?
Biliyor da…
Herkes bir diğerinin ardına gizlenmeyi pek seviyor...

*  *  *

Dedim ya, “devlet” kendini yalanlıyor, Anayasa biçare!
“SAHTE” dedikleri zaman da gücümüze gidiyor nedense...