20 Temmuz kutlamaları için Kıbrıs’a gelip giden Türkiye Cumhurbaşkanı Abdullah Gül çeşitli mesajlar verdi ve gitti.
Cumhurbaşkanlığı görevini devretmeye hazırlanan Gül’ün bu sıfatıyla son kez geldiği ülkemizde verdiği mesajların geneli ‘ılımlı’ydı.
Her ne kadar 20 Temmuz törenlerinde sahneye çıkan tanklar, uçaklar, tüfekler, mehter takımları ‘düşmana korku’ verme amacı taşıyorsaydı da, Gül Kıbrıs’ta çözüme dönük pozitif mesajlar vermeye dikkat etti.
Abdullah Gül’ün yeni mesajlarının yanısıra altı çizilmesi gereken kimi uyarıları da vardı.
Gül bir yandan Kıbrıslı Rumlara özellikle ekonomik alanda ‘işbirliği’ çağrısı yaparken, Cumhurbaşkanı Eroğlu’na “2004’teki referandum iradesini heba etme” uyarısında da bulundu.
Diğer yandan üstü kapalı da olsa ‘B Planı’ndan söz etti.
Gül’ün 20 Temmuz’da verdiği mesajları 20 başlık altında toplamak mümkün...
**
İşte Gül’ün 20 mesajı ve mealleri:
1... TC Kıbrıs’ta çözüm söyleminde samimidir. (Takiye yapmıyoruz. Bize inanın.)
2... Kıbrıs’ta çözümün zamanı gelmiş, hatta geçmektedir. (Eh, dile kolay, 40 yıl oldu. Daha ne kadar sürecek Kıbrıs meselesi?)
3... Kıbrıs’ta statüko sonsuza kadar devam edemez. (Statükoculara bu mesaj... Hem Türkçe konuşanlara, hem de Rumca konuşanlara...)
4... Çözümsüzlüğün mağduru Kıbrıslı Türklerin daha fazla bedel ödemesine izin vermeyeceğiz. (‘Nasıl’ı önemli... Hakikaten, nasıl?)
5... Su projesinde sona yaklaşıldı. (Su gelince KKTC ekonomisi canlanacak. Üretim artacak. Sonrası? Üretilenleri nasıl pazarlayacağız? Orası biraz meçhul)
6... BM ve AB Kıbrıslı Türklere ambargoları kaldırmalıdır. (Mutlaka... Ama olmadı, olmuyor. Hem bir de Mersin’deki ambargolar var. Ona da bakmak lazım.)
7... Türkiye’den gelecek su Kıbrıs’ta çözüme katkı sağlayabilir. (Su sadece refah değil, barış da getirebilir. TC-KC suyla yakınlaşırsa şaşırmam.)
8... 2004 referandumundaki yüzde 65’lik evet iradesi en önemli dayanak olmaya devam ediyor. Bunu heba etmeyin. (Derviş Bey bunu unutmasın. Kendisi ‘hayır’cıydı. Ama ‘evet’ diyenlerin iradesi olmasa şimdi her şey farklı olurdu. Bunu önce kendisi unutmasın, yabancıların unutmasına yol açacak işler de yapmasın.)
9... Annan Planı’na hayır diyen Rumlar çözüme engel oldular. (Doğru. 40 sene bizdik ‘çözüm istemeyen’, referandumda o koltuğa Rum liderliği oturdu. Şimdi sıra gene bize geliyor gibi bir hava var, müzakere heyetimiz sayesinde...)
10... 2008-2012 döneminde Kıbrıslı Türkler müzakere masasında pozitif tavırlar sergiledi. (Demek 2013 ve 2014’te ‘olumlu’ davranış görmedi Abdullah Gül...)
11... KKTC hükümeti ve siyasi partilerinin Eroğlu’na desteği önemli. (Türkiye’nin desteği sadece Eroğlu’na değil, çözüme destek çıkan hükümete ve partilere de...)
12... Müzakereler süratle tamamlanmalı ve referanduma gidilmeli. (Hızlı çözüme ihtiyaç var. Acil, acil!)
13... Çözüm için yeni olumlu koşullar vardır. (Bölgedeki petrol mesela)
14... Uluslararası camianın ilgisi var. (Global ve bölgesel güçler de çözümden yana... En azından öyle görünüyorlar.)
15... Çözümle hem ada halkları, hem de bölge kazanacak. (Doğu Akdeniz’de işbirliği Türkiye’nin de işine geliyor)
16... Çözümle birlikte Türkiye pazarına erişim sağlanacak. (Kim? Tabii ki Kıbrıslı Rumlar.)
17... Çözüm için gereken siyasi iradedir. (Eroğlu ve Anastasiades bu iradeyi gösterirse çözüm olur.)
18... Türkiye hem garantör, hem anavatan sıfatlarıyla üzerine düşeni yapıyor. (TC hem ada’ya, hem Kıbrıslı Türkler’e bakıyor.)
19... İki halkın kurucu iradesini esas alan müzakere edilmiş bir hedef olduğuna inancımızı sürdürmek istiyoruz. (Kıbrıslı Rumların BM parametrelerinde federal bir çözüm hedefinden vazgeçmemelerini umut ediyoruz.)
20... İki halkın iradesini esas almak ve müzakere edilmiş olmak kaydıyla, çözüm alternatifleri mevcuttur. (Adada federal çözüm olmazsa, başka alternatifler de vardır. Yani Rumlar aklını başına alsın!)