1. YAZARLAR

  2. Ünal Fındık

  3. Güle güle anacığım, ışıklar içinde uyu
Ünal Fındık

Ünal Fındık

Güle güle anacığım, ışıklar içinde uyu

A+A-

Önceki gün anacığımı son yolculuğuna uğurladık. Kendi deyimi ile rahat edeceği yerde ışıklar içinde uyuyacak.
Anacığım da birçok Kıbrıslı kadın gibi tüm yaşamı boyunca çile çekti. Bizim gibi kalabalık bir aileyi dar bir bütçe ile çekip çevirme kolay mı? İşte bütün analar gibi anacığım da ne yapar eder iki yakamızı birarada tutardı.
Bütün ömrü boyunca bunu başarmaya çalıştı. Bize hep fakirlik ayıp değil, yamalı giymek ayıp değil ama sakın kir, pas içinde olmayın, her zaman temiz ve tertipli olun diye öğütlerdi. Bizi temiz giydirebilmek için canla, başla gece yarılarına kadar çalışır, didinirdi.
Altı kardeştik. Abimi 10 yıl önce kansere kurban verdik. Anacığım o gün yıkıldı. Kabullenemedi. Babam çok dayanmadı. Abimden 2 yıl sonra onu da  kaybettik. Üzüldü ama evlat acısının yerini hiçbirşey tutmaz dedi.
Çileli ama güzel bir yaşam sürdüler. Kimi zaman onları üzdük, kimi zaman da sevindirdik. Ama onlar her zaman bizlerle, bizlerin başarılarıyla gururlandılar.
Kıbrıslı aileler bütün yaşamlarını çocuklarına, çocuklarının güzel bir yaşam sürmesine ayırırlar. Bu adamızın karakteristik bir özelliğidir. Onlar için huzur çocuklarının refah içinde mutlu bir yaşam sürmesidir. Belki kendileri çok çektikleri için “biz çektik, çocuklarımız çekmesin” demektedirler. Bizimkiler de öyle diyordu.
Birçok aile bu nedenle ülkesini terkederek Londra’ya, Avustralya ya da başka uzak diyarlara göç etti. Bizimkiler de aynını yaptı. İlk deneme 1969’da oldu. Babam, abimi de alarak Londra’ya gitti. İş bulacak, ev alacak ve biz de gidecektik. Biz en küçüğü bir yaşında olan beş kardeş annemle kaldık.
Babam Londra’nın acımasız yaşamına 3.5 ay dayandı. Geri döndü ama ailemizin Londra macerası bitmedi. 1978’de bu kez annem yanında üç çocukla Londra yollarına düştü. Çünkü biz büyükler üçümüz de Türkiye’de tahsile gitmiştik bu nedenle dar aile bütçemiz arkadan gelenlere yetmiyordu.
Bu tarih ailemizin çeşitli şehirlere dağılışının başlangıcı oldu. Birbirimizden hiç kopmadık ama zorunluluktan uzak şehirlerde yaşamak durumunda kaldık.
Uzun yıllar 3’ümüz Kıbrıs’ta yaşarken, öteki 3 Londra’da yaşam savaşı verdi. Abimi de Londra’da kaybettik. Ama onun eşi ve çocukları ile 2 kardeşimin aileleri hala Londra’da yaşam savaşı vermeye devam ediyor.
Anacığım bu yüzden son günlerini Londra’da yaşamakta olan tek kızkardeşimin yanında geçirdi. Yaşamını da 30 Ocak günü orada yitirdi.
Önceki yıl hasta hasta Londra’ya giderken aklında hep geri dönüp son bir kez evini görmek vardı. Bunu da çok yakın zamanda yılbaşında yerine getirdi. Aralık ayı başında geldi, Ocak ayı başına kadar kendi evinde yaşadı. Londra’ya geri döndüğünde artık dünyadaki işlerini tamamlamış olmanın sevinci vardı.
Ona ne zaman rahat olup olmadığını sorsam bana “ora yukarı gidinca rahat edecem anam” derdi. Yukarı dediği elbette şimdi yattığı yerdi. 
10 yıl önceki kaybımız bütün aileyi perişan etti. Ama en başta da anamı ve babamı. Bütün ömürleri boyunca çile çekmiş bu iki güzel insanı o dönem dışında hiç bu kadar üzgün görmemiştim.
Şimdi ikisi de büyük oğullarının iki yanında huzur içinde yatıyorlar. Bundan sonra hep rahat ve huzurlu biçimde ışıklar içinde uyuyacaklar...
Cenaze merasimine katılarak yanımızda olan, mesaj ya da telefonla acımızı paylaşan, yanımızda olamayıp yüreği bizlerle olan herkese teşekkürler.

Bu yazı toplam 4630 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar