GÜNDE YARIM MİLYON TL
Elime hesap makinesi aldım. Önce 195 milyonu 365’e böldüm. Sonuç 534 bin…
Ne mi bu rakam?
KKTC devletinin günlük ‘ek mesai’ gideri…
Türk Lirası cinsinden…
2020 bütçesinden çıkan sonuç bu…
Her gün yarım milyon TL fazla mesai ödeyecek maliye…
Çoğu memurun çalışmadığı hafta sonları dahil resmi tatilleri dışarıda bırakırsak, bu rakam çok daha yukarılara, 800 binlere dayanıyor ama, zaten ek mesailerin önemli bir kısmı da bu tatiller için ödeniyor.
O yüzden oraya girmeyelim.
Yarın 36’ncı kuruluş yıldönümünü kutlamaya hazırlanan KKTC devletinin zengin bir devlet olduğunu not etmek yeterli.
Günde yarım milyon (eski parayla yarım trilyon) TL ‘ek mesai’ ödeyebilmek kolay mı?
**
Şimdi bütçeyi hazırlayan hükümet ortaklarına sorsanız bin bir dereden su getirecekler.
‘Efendim, bu kendilerinin kabahati değildir…’
‘Yok, bundan önceki iktidarların yanlış uygulamalarıdır…’
‘Kamu sendikalarının açgözlülükleridir...’
‘Armudun sapı, üzümün de çöpü vardır…’
Mazeretin icatlısı, çeşitlisi…
Kamu bütçesinin 500 küsur milyon olduğu, ek mesai külfetinin neredeyse bunun yarısına tekabül ettiği orta yerdeyken, bunun nasıl aşağıya çekileceğini artık kimse konuşmuyor, düşünmüyor bile…
‘Ek mesai’ elbette emekçinin hakkıdır ama her Allah’ın günü neden 500 milyon küsur TL ek mesai ödenmekte olduğuna yakından bakılmalıdır.
**
‘Ek mesai’ konusu her daim gündemdedir. Ama her nedense hiçbir hükümet bu rakamı aşağıya çekmeyi beceremedi.
Bunun nedenleri masaya yatırılmalı.
Öncelikle ‘ek mesai’ kavramının içi doldurmak gerek. Eğer gerçekten ‘normal zamanda yetişemeyen iş’ varsa, ‘fazla mesai’ uygulanmalı. Mantık bunu söylüyor.
Yoksa normal mesaide yapılabilecek işler için ne diye çalışan fazladan mesai yapsın? Ve devlet de ne diye –olmayan- parasını başka yere harcamasın?
Mesela basın emekçilerinden üç-beş kuruşu ‘okul ve hastane yapacağız’ diyerek kestiren Kudret Özersay bu konuda ne der?
Bir şey demez.
Çünkü kamudaki ‘ek mesai’ konusunun en büyük müsebbibi TC-KKTC protokollerinin bizzat kendisidir.
Elbette ‘normalleştirilmiş’ hale gelen, ‘düzenli ek mesai’ler ya da istismarlar da vardır ve bunlar idari tedbirlerle giderilebilir.
Giderilmelidir de…
Amma ve lakin o protokollere konulan ‘istihdam şartları’, kamunun belirli alanlarında yöneticilerin elini kolunu bağlıyor.
Sağlık, güvenlik, sivil havacılık, cezaevi gibi 24 saat iş üretilen birimlerde ‘ek mesai’ dışında bir seçenek yoktur. Vardiya sistemi uygulanıyor olsa bile…
Neden?
Çünkü o protokollere göre kamuya alınacak memur ve işçi sayısı belirli kriterlere bağlıdır.
Kamuda şişirilmiş kadrolar elbette kimse istemez.
Lakin bu ülkede bir ‘kalabalık nüfus meselesi’ olmadığını da kimse iddia edemez!
‘Sorma gir hanı’na dönmek serbest, ama bu insanların ihtiyaçlarını karşılamak için doktor, hemşire, polis, gardiyan almak yasak!
Sonuç: Yılda yarım milyon TL…
Yaşasın zengin devletimiz!..