Gündemde ne var ?
Gazetecinin besin kaynağıdır ‘Gündem’. Gündemde ne kadar çok şey varsa, o kadar şendir gazeteci. Hatta bazen, apışıp kalır da ‘haberini’ hazırlarken. “Şunun ütüne mi gitsem yoksa bunun mu?” diyerekten. Bazıları becerir. Bazıları ise karmaşa içinde, yüzüne gözüne bulaştırır her şeyi.
***
Gündem’de ne var bu günlerde ?
Her gün yapılan test sonuçları mı ? Pozitiv çıkanlar sayısı mı ? Hastanelerimizin durumu mu ? Yeni istihdamlar mı ? Çelişkilerle dolu resmi açıklamalar mı ? ‘Hükümet’ tartışmaları mı ? Sosyal medya rezillikleri mi ? Lurucina mı ? İmar Planı mı ? Tarım sektöründe olan bitenler mi ? Yasaklar mı ? Cumhurbaşkanı Seçimi mi ? Turistlerimiz (!!!) mi ?...
Ardı arkası kesilmiyor sıralamaya başlayınca. Bunlar sadece kendi ülkemizle ilgili olanları. Bir de, Türkiyede, çevremizde olup bitenler ve de dünyada olup bitenler var.
‘Virüs’ konusu ? Türkiye’de durum ne ? Nasıl ve ne kadar yayılıyor ? Rakamlar gerçek mi ? Derken…… Birden bire Ayasofya konusu……
Ansızın nerede çıktı bu konu ? Neden çıktı veya çıkarıldı ? Neden şimdi ?
***
Velhasıl, gündem yüklü mü yüklü. Hangi yöne baksan sorun var ve sorularla dolu. Hepsi için her türden yorum ve cevap da bol bol. Beğenin beğendiğinizi.
Çok mu şaşırdınız ?
Haftanın ilginç (!) ve sürpriz (!) haberlerinden biri de Elektrik Kurumu’ndan geldi. Bilmem kaç yeni personel alınacakmış…
Şaşırdınız mı ? Ben şaşırmadım. Çünkü, bir ‘Seçim’ öncesindeydikyine. Bekliyordum. Bekliyordum da sırayla hangi Kurum’a, kaç kişinin alınacağını merak ediyordum. Gizli gizli veya açıktan.
Elektrik Kurumu “Tu birinç….” dedi.
***
Şaşılacak hiçbir şey yok. İlk defa mı oluyor bu ? Yıllardır, her ‘Seçim’ öncesinde olmuyor mu ? Bazen ‘sesli’ bazen ‘sessiz’, her seçim öncesinden oraya buraya yüzlerce istihdam yapılmıyor mu ? Hesap çok ‘ucuz’ ama çok basit… 1 istihdam = (ortalama) 3 oy… 100 istihdam = (ortalama) 300 oy…
***
Hiç ama hiç şaşırmayın. Oy avcılarımızda da, oy verenlerimizde de kafalar değişmediği sürece her seçim öncesinde bu sürprizlerle (!!!) karşılaşmaya devam edeceğiz. Sonra da oturup oturup soracağız birbirimize “Nasıl battık ?” diye.
Sokak Ağzı
“Ayasofya’daki ibadet resimlerine baktınız mı ? Hani nerede mesafeler ? Hani nerede maskeler ? Yoksa yasaklar sadece sokaktaki vatandaşlar için mi geçerli ?” (Yıldıray-Girne)
***
“Trafikdeki insanlara bile maske takmadıkları için ceza kesen İstanbul polisi, Ayasofya’daki binlerce maskesize de ceza kesti mi ? Çok merak ettim.” (Nursel)
***
“Memlekete bak. Adam elini kolunu sallayarak ülkeye giriyor, elini kolunu sallayarak da kaçıyor ama yetkililerin haberi bile yok. Bu farkedilen. Acaba farkedilmeyenlerin sayısı kaç ?” (Nusret Bekçi)
***
“Namaz kılar gibi yapıp poz vermek çok güzel. Ama biri çıkıp sana Fatiha Suresi’ni oku der de, okuyamazsan ne yapacan çok merak ettim.” (Vehbi K. Bafidi)
***
“Yani, TEK’e adam alınacak da BRTK’ya alınmayacak ? Marazımdan ölürüm vallahi. ” (Rüstem-Lefkoşa)
***
“Müjde.. Yirmi yıl önce yanan Devlet Tiyatrosu salonu tamir ediliyormuş. Ne demiş atalarımız ? İşin eyisi yirmi yılda çıkar demiş.” (Gülseren)
***
“Tam da Maraş’ı Las Vegas yapma planları yapılırken oldu mu ya Mağusa İnsiyatifi ? Neymiş ? Kent kıyımına müsade etmeyeceklermiş” (Necmi Karaduman-Mağusa)
***
“Türkiye liglerinde küme düşme olmuyor. Bizde ? Hani biz Anavatan’ın izindeydik ?” (Futbolcu)
Anlayana
“Sen sofusun. Hep dinden dem vurursun. Bana da, dinsiz, sapık der durursun. Ben ne görünüyorsam o’yum. Ya sen ? Nasıl görünüyorsan o musun ?” (Ömer Hayyam)