1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. Gündemdeki konular ve eleştiriler
Gündemdeki konular ve eleştiriler

Gündemdeki konular ve eleştiriler

Bu ülkede, beğenip takdir edeceğimiz hiçbir şey kalmadı.. Hangi alana, hangi kuruma baksak yerlerde sürünüyor. Tüm bu dökülmüşlüklere yanıtlar hazırdır: - Kıbrıs sorunu çözülmeden hiçbir şey düzelmez - Bizi

A+A-

                         

 

 

Bu ülkede, beğenip takdir edeceğimiz hiçbir şey kalmadı..

Hangi alana, hangi kuruma baksak yerlerde sürünüyor.

 

Tüm bu dökülmüşlüklere yanıtlar hazırdır:

-      Kıbrıs sorunu çözülmeden hiçbir şey düzelmez

-      Bizi biz değil Türkiye yönetiyor

-      Bu hükümette, Meclis’te iş yok, değişince her şey düzelir

 

Yanlış yapılan her şeye gerekçe bulmak güvensizlik ve kendini bilmemenin göstergesi değil midir? Ağlama, sızlama, belirsiz şeylere boşuna umut bağlama bireyi dahi mahveder. Nerede kaldı devlet ya da siyaset işlerini, toplum yönetimini?

Şu sorulara yanıt arama zamanı artık geldi sanırım: Kıbrıslı Türkler korkak, iradesiz, bilgi ve beceriden yoksun mudur? Biz ne istiyoruz? İstediğimizi neden bilmiyoruz? Bilirsek neden yapamıyoruz?

 

Gündemdeki konulara ve onların düzenleniş biçimlerine bakalım bir:

 

NÜFUS SAYIMI:

Türkiye’den KKTC’ye yıllardır ama en fazla da 2003’ten beri (AB üyeliğinden sonra) bizim yöneticilerimizin ses çıkarmaması sonucu aşırı sayıda nüfus geliyor.  Gelenlerin sayısı, Kıbrıslı nüfusu 3-5 kat aşmış durumda.

Her şey kontrolden çıktı. Bu yarım adacık bu yükü çekmiyor!

2006’da nüfus sayımı yapıldı. Kimsenin inanmayacağı rakamlar açıklandı.  Gerçek bilgilere ulaşılamadı, öğrenilenler de saklandı.

O zaman da eleştirmiştim… Beyana ve adrese dayalı, kurşun kalemle yazılmış sayım doğru çıkmaz. Diğer yandan, uluslararası gözlemcilerin denetiminde yapılacak bir sayımın bize ve kimseye yararı yoktur.

Halkımız, bir yıl önce yapılan büyük mitinglerde, nüfus sayımı ve kaçakların ülkelerine iade edilmesini talep etmişti. Hükümet de, mali sıkıntı ve TC’den yardım talep etmek için sayıma razı olmuştu. C. Çiçek “nüfusunu bilmeyen idare” diyerek hükümetle dalga geçmişti.

Nihayet, 4 Aralık Pazar günü sokağa çıkma yasağı altında, aynı yöntemle yeni sayım yapılacakmış! Aslında bu konu BM ve AB merkezlerinde de tartışılıyor. İddialara göre BM genel sekreteri Ban, Ocak 2012’de yapılacak liderler zirvesine nüfus sayımı sonuçlarını görmek istiyormuş.

Şimdi, doğru sonuç alınacağı şüpheli bir sayıma hazırlanıyoruz. Eziyet ile… Şahsen ben eziyet çekmeyeceğim. Bu oyunda olmayacağım. 2006’da bizi zaten saymamışlardı… Telefon ettiğimiz halde gelmemişlerdi! Hayrını görsünler! 

 

MEDYA REKLAMLARINA VERGİ MUAFİYETİ

Geçenlerde yapılan bir kamuoyu yoklamasında, medya en güvenilmez kurum olarak çıktı. Siyaset de onun arkasından geldi. Şimdi, bu gerçeğin inadına, siyaset ile medya anlaşmış ve şirketlerin medyaya verdikleri reklam harcamaları gelir vergisinden muaf tutulmuş… Bundan önceki mevzuat harcamanın sadece %10’unu verdi dışı tutuyordu.

KKTC’nin batmış bir ülke olduğunu yazıp söyleyenler, bu durumdan memnun! Vergi gelirleri hiç yere düşürülüyor. Daha tehlikeli durum şudur: Medya, reklam veren iş çevrelerinin tam güdümüne giriyor. Eskiden gazetelerin siyasi partilere bağlı olduğundan şikayet edilirdi. Şimdi, gazetelerimizin gizli “sahibi” büyük şirketler, iş adamları olacak!

Bu durum, gazetecilik etiğine, haber alma özgürlüğüne nasıl sığdırılacak? Reklam veren bir şirketin yolsuzluk yaptığını düşünün, reklam adıyla o şirketten yüklü para alan medya bu haberi nasıl verecek?

Bu yasa değişikliğini UBP CTP onaylamış. Maşşallah!

 

BİRLEŞİK FAİZLE BATANLAR HAPSE GİRENLER

Bankalarımız yeniden tartışılmaya başlandı. Borç faizlerine uyguladıkları faiz oranları ve her yıl faizli rakamın üzerine yeni faiz eklenmesi nedeniyle, pek çok kişi mağdur durumda. Bu konuda, yargıda 98 bin dava varmış. Zamanında 3 bin TL borç alan birisinin şu anki borcu 75 bin TL olmuş! Kimisi hapis yatıyor çoğu da Rum tarafı veya Londra’ya kaçıyor.

Maliye bakanı, mevduat ve borç faizlerini denetlemek için yasal çalışma başlatmış. Arkasından bilinen ama unutulan bu felaketler ortaya döküldü.

Geçmişte mürekkep faiz yasakmış. Sonra gelen ve solcu bir iktidar yasa dışı uygulanan bu durumu yasal hale getirmiş.

Şimdi tüm siyasi partiler bu duruma karşı olduklarını ifade ediyor.

                                                              ***

Bizim hazin durumumuz şu: Hiçbir parti veya yöneticilerin ne zaman ne söyleyeceği ve ne yapacağı belli değildir. İktidarda yaptığı şeyi, muhalefete geçince eleştirir, karşıymış gibi görünür.

2006 nüfus sayımını yaptıranlar ve 2011 sayımını yaptıracak olanlar iki farklı hükümet. Ama yöntem aynı!

Bu halk kime güvensin? Veya güvenmemekte haklı değil mi?

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 4319 defa okunmuştur