2023 yılı sonunda, Güney Kıbrıs’taki enflasyon oranı yüzde 3,9 olarak gerçekleşti. Kuzey Kıbrıs’ ta ise, 2023 yılı  enflasyon oranı yüzde 83.6,  2022 yılında  yüzde 94.5 olarak gerçekleşmişti. Son 2 yılda, toplamda yüzde 178 civarında enflasyon oranına ulaştık.

1 Euro almak için ise  35 TL’yi aşan bir bedel  ödemek zorundayız. Güney’ e göre bizdeki pahalılık ve kullandığımız paranın satın alma gücündeki erime ve ülkedeki fakirleşme net olarak görülmektedir.

Hal böyle iken, bize göre ekonomik koşulları çok daha iyi olmasına rağmen, Güney Kıbrıs Hükümeti, geliri belli bir düzeyin altında olan ailelere, sosyal yardım ve destekleri artırma kararı aldı.

Rum Basınına da yansıyan bilgilere göre, Rum Hükümeti, düşük gelire sahip olan ve bakmakla yükümlü olduğu çocukları bulunan 35 bin aileye ekonomik destek vermeye karar verdi.

Bu çerçevede 35 bin hanenin haziran ayına kadar aylık yardım yapılacak. Ayrıca, Elektrikte verilen devlet desteği ile temel ürünlerdeki sıfır KDV uygulaması da  iki ay daha uzatıldı.

Güney Kıbrıs’Hükümet’inin vatandaşlara yönelik, bahse konu ekonomik desteklerin maliyetinin 35 milyon euro civarında olacağı belirtildi.

Rum Hükümetinin önceki gün açıkladığı yeni önlemler ile daha önce açıklanan destekler, mayıs ayına kadar uzatıldı.Yapılacak yardım,  nisan-haziran ayları  arasındaki dönemde, toplu ödemeler yapılması şeklinde olacak.

Gelecek 3 ay içinde mali yardım alacaklara, binlerce düşük emekli maaş alan kişinin de eklendiği de, yapılan açıklamada belirtildi.

Öte yandan, Güney Kıbrıs’taki muhalefet ile sendikalar ise, orta sınıfın büyük bir kısmının devlet desteğinin dışında kaldığına işaret ederek, açıklanan destekleri yetersiz bulduklarını açıkladılar..

Görüldüğü üzere, bırakın dar gelirlileri, orta gelirlilerin de desteğe ihtiyacı olduğunu ve mutlaka desteklenmesi gerektiğini vurguluyor Güney’ deki muhalefet temsilcileri...

Güney’ de bütün bu gelişmeler yaşanırken, bizde ise yüksek enflasyon ve günden güne artan pahalılık yüzünden,  halkın satın alma gücü düşmekte ve fakirleşme çoğalmaktadır.

KKTC  Maliye Bakanlığı verilerine göre, 2017 sonu ile Eylül 2023 yılı arasındaki dönemde, ülkedeki fakirleşmeden dolayı,  yoksul ve muhtaç  maaşı ödenen kişi sayısı  yaklaşık yüzde 15 artışla, 3,687 kişiden 4,234 kişiye ulaştı.Bu rakamların, günümüze kadar çoğalması da yüksek ihtimaldir.

Yoksul sayısındaki bu artış, ülkemizdeki fakirleşmeyi net olarak gösteriyor. Yoksulluk maaşı rakamları asgari ücretin altında kaldığı için, bu maaşı alanların geçinmesi de mümkün görünmüyor.

Ülkemizde, parası olmadığı için eczaneden ilaç alamayan, devletten de ilaç desteği bulamayan binlerce insan yaşamaktadır.

Sosyal yardım ve engelli maaşı alanların maaşları, gıda harcamalarına bile yetmemekte, açlıkla karşı karşıya kalmakta ve gün geçtikçe daha da fakirleşmektedirler.

Bu bağlamda, 4 kişilik bir ailenin sadece gıda harcamalarını kapsayan açlık sınırı da, Şubat ayı sonunda, aylık 22 bin 622  TL’ ye yükseldi. Mart ayı açlık sınırı açıklandığı zaman, rakamın arttığını ve net asgari ücrete (24 bin TL) yaklaştığını hep birlikte göreceğiz.

Tüm mal ve hizmetlere, özellikle elektrik, akaryakıt, gaz ve temel gıda ürünlerine yapılan okkalı zamlar, vatandaşları perişan etmiş durumdadır. Asgari ücrete yüzde 52 zam yapılması bile, yeterli olmamıştır.

Enflasyonun çok yüksek seyretmesinden ve pahalılıktan dolayı, Hükümet, 6 ayda bir yapılan maaş artışlarını, 2024 yılından itibaren 4 aylık periyotlarda yapmak zorunda kalmıştır.

Ev kiraları, döviz artışı ile birlikte çok yüksek rakamlara ulaşmıştır. Bu bağlamda, ev sahipleri,  dar gelirli ve öğrenci kiracılara daha anlayışlı davranmalıdır.

Satın alma gücü düştükçe, geçinmek zorlaştıkça, nakit parası yetmeyen vatandaşlar da kredi kartı harcamalarına ağırlık veriyor.

Ülkede döviz kurlarının ve pahalılığın artması, gelirleri yetmediği için dar ve orta gelirlileri  daha çok kredi kartı kullanmaya mecbur ediyor.Kredi kartı borçları da zamanında ödenmeyip, asgari tutarıı ödendiği zaman, ödenmeyen kısım için yüksek oranda faiz uygulanıyor.Böylece, kredi kartı borçları artarak büyüyor ve ödenmesi zor bir duruma geliyor.

Hükümet, hayatı ucuzlatmak, pahalılığı önlemek için, ihtiyaç duyulan   tedbirleri almamakta, ithalat vergileri, KDV ve fonları düşürmemekte, gerekli denetimleri yapmamaktadır.

Netice itibarı ile, Hükümet, dar gelirlilerin, yoksul ve muhtaçlar ile  engellilerin maaşlarını artırmalı ve geliri belli bir düzeyin altındaki ailelere, Güney Kıbrıs’ ta yapılan desteklere benzer katkıları mutlaka gündemine almalıdır.Sosyal devletin de gereği budur.Halkın esas gündemi geçim derdidir.