Güneyi “geçişleri kapatmaya” zorluyorlar
1 Temmuz tarihi özellikle seçildi.
Kıbrıslı Rum liderliğini tahrik için: Biz geçişleri açalım, onlar kapatsın!
Türkiye ile güneye “aynı günde açılım” özellikle planlandı.
UBP-HP Koalisyonu inatla “İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi”nin tavsiyesini umursamadı.
Uzlaşılar göz ardı edildi.
***
Şimdi güneyden gelecek “açmıyoruz” haberini bekliyorlar.
İstedikleri bu: Kapatsınlar!
KKTC Resmi Gazete’ye yansıyan “açılım” kararı da o nedenle tuhaf!
Kıbrıslı Türklerin durumunu anlatmıyor.
Kıbrıslı Rumlar bir defalığına 72 saatlik “test”le gelecekler.
Peki Kıbrıslı Türkler güneye geçerse, nasıl geri dönecekler?
Bunun yanıtı yok!
İstanbul’a giderse nasıl geriye dönecek Kıbrıslı Türkler, test mi istenecek?
Bunu da tam anlamadık.
***
“Türkiye’ye kapılar kapansın” iddiasında değilim.
Gerçekçi olmaz bu!
Çünkü çözümsüzlük koşullarında “dünyanın kapıları” buradan geçiyor.
Hem turizm hem de yükseköğrenim için Kıbrıslı Türkler açısından Türkiye bağlantısı yaşamsaldır.
Akıncı’nın bunu Anastasiadis’e anlatması ve ikna etmesi gerekir.
Evet “risk” büyüktür.
Riskli ülke kriterleri de doğru saptanmalıdır.
Yine de Türkiye’ye kapıları kapatmak değil bu risklere paralel ciddi tedbirler almaktır çözüm!
***
UBP’ye yakın isimler dahi “Önce güneye geçişleri başlatmak, test kapasitemizi sınamak ve kontrollü açılmayı planlamak adına iyi olacaktır” diyor.
“Bunu kim engelliyor” diye soruyorum, Kudret Özersay’ı işaret ediyorlar.
***
Kıbrıs adasında, iki toplum arasındaki “ortak” kararlar toplum liderleri düzeyinde alınıyor.
Şimdi değil 1974’ten beri böyle!
Bunu ‘sabote’ etmek toplumun iradesini küçük düşürmektir.
Üstelik hem bu makama aday olmak hem de uzlaşılara karşı çıkmak nasıl bir çelişkidir?
***
Sağlık Bakanlığı’na ne demeli peki?
Kıbrıs’ın kuzeyine dair Covid-19 raporu halen ortak komiteye sunulmamıştır.
Ya kapasite sorunları vardır, ya da niyet!
Yine aynı sabotaj: Rapor sunmayalım, kapıları kapatmaları yönünde tahrik edelim.
***
Bir sorun daha var tabii…
Cumhurbaşkanı “şikayet eden” ya da “endişe paylaşan” değil, tüm bu süreçlere çözüm üreten ve sonuç alan bir konumda olmalıdır.
Yakın bir gelecekte sandığa gideceğiz, eğer oy vereceksek, bu makamdan her şartta “çözüm üretmesini” beklediğimiz içindir.
***
Anastasiadis yarın “kapıları kapattım” kararı alır ve gerekçe olarak da örneğin Akıncı’nın paylaşımlarını gösterirse ne diyeceğiz? Akıncı “kapıları kapatsan da haksız sayılmazsın” anlamına gelecek yakınmalardan uzak durmalıdır.
Biraz da ‘iç siyasi dürtülerle’ yapılan bu paylaşımlar pek de sorumlu değildir.
***
Umarım Kıbrıslı Rum liderliği de şu gerçeği anımsar.
Barikatları yüzümüze kapatma hakları yoktur.
Çünkü bu topraklar ortak yurdumuzdur.
Yurttaşız biz de…
Ülkemizi ortadan ayıran çizgiye “sınır muamelesi” yapılması ayıptır.
***
Başarmalıyız!
Hem korunmayı salgından...
Hem de yaşamayı...
Birlikte...