Güneyin gündemi: Kuzeyden kaçakçılık
Adanın kuzeyinden güneye yönelik kaçakçılık ya da haksız rekabet iddiaları menşe kontrolü, denetim ve geçiş noktalarında katma değer vergisi alınması taleplerini gündeme getirdi.
Adanın kuzeyinden güneyine kaçakçılık iddiası büyüyor. Türk Lirası’nın döviz karşısında olağanüstü değer kaybı sonrasında ortaya çıkan “kur ekonomisi” Kıbrıslı Rum işletmecilerde “haksız rekabet” kaygısı yarattı. Adanın kuzeyinden güneye yönelik kaçakçılık ya da haksız rekabet iddiaları menşe kontrolü, denetim ve geçiş noktalarında katma değer vergisi alınması taleplerini gündeme getirdi.
“Kaçakçılık” iddiaları yüksek sesle dile getirilirken, Yeşil Hat üzerinden yapılan “resmi” ticarette ise gerileme olduğu görüldü. 2020 yılında Yeşil Hat’tan güneye geçen malların toplam değerinin 4,6 milyon Euro olduğu ve bu rakamın 2019 yılında 5,4 milyon Euro’ya denk geldiği, dolayısıyla bir yılda yüzde 14 gerileme yaşandığı bildirildi.
Alithia gazetesi manşetten yer verdiği haberinde, akaryakıta ek olarak alkollü içecekler ve tütün ürünlerinin “yasadışı ticaretinin” çok büyük boyutlara ulaştığını ve bunun ülke ekonomisinde zincirleme etkiler yarattığını ileri sürdü.
Güneyde satışa sunuluna nargile tütününün yaklaşık yüzde 80’inin güneyden geldiği iddia edilirken, Maliye Bakanlığının bu problemle başa çıkılması için bazı yöntemler üzerinde çalıştığını belirtildi.
Gümrük’te daha sistematik ve daha katı kontroller yapılmasına ek olarak, teknolojinin de daha etkili kullanılması tartışılıyor.
Kuzeyden günde 3-4 kez yakıt tedarik edecek şekilde kaçakçılık yapan bir tankerin İngiliz Üslerine ait “drone” tarafından tespit edildiği belirtildi.
Kıbrıs Benzinciler Birliği adına konuşan Hristodulos Hristodulu, 6, 7 ve 8 tankere sahip kimi şirketlerin kuzeyden günde 3 bin litre yakıt taşıdıkları iddiasını da ortaya attı.
Hristodulu, Limasol ve Baf’ın kuzeyden alınan akaryakıtla dolduğunu, bunların güneydeki fiyatlarla satıldığını ve Avrupa standartlarına uyulmadığını da söyledi.
Birçok ticari faaliyetin, kuzey Kıbrıs’la yapıldığı yöntem yüzünden, karşı karşıya kaldığı haksız rekabetin ekonomide açık bir yara olduğunu öne süren Alithia gazetesi, inşaat sektörünün de bundan etkilendiğini yazdı.
İnşaat sektöründe “AB tarafından belirlenen kalite, standart, güvenlik kontrolleri yapılmadan, devlete KDV ödemeden basit bir teslimat fişiyle” çok sayıda malzemenin güneye gittiği de gündeme taşındı.
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın kuzeyden gelen ürünlerin menşeini teyit etme yetkisine sahip olmasına rağmen, bunun her zaman olmadığını iddia eden gazete, Kıbrıs Sanayiciler ve İşverenler Federasyonu’nun (OEV) şüphelerin pratik anlamda teyit edilmesinin mümkün olmadığını da belirtti.
OEV’den “geçiş noktalarında KDV ödenmesi” önerisi
Kıbrıs İşverenler ve Sanayiciler Federasyonu ise kuzeyden yapıldığı iddia edilen kaçakçılık ve haksız rekabet üzerine “geçiş noktalarında katma değer vergisi ödenmesi”ni önerdi.
Bu önerinin Kıbrıs Meclisi Ticaret Komitesinin önümüzdeki toplantılarında ele alınacağını kaydeden Alithia gazetesi, ürünlerinin menşelerinin kontrolü ve denetimi için bir mekanizma kurulmasının istendiğini de yazdı.
Yeşil Hat Üzerinden Yapılan İki Toplumlu Ticaret Rakamları
Politis gazetesi ise “İki Toplumlu Ticaret Zayıf” başlığıyla yer verdiği haberinde, Yeşil Hat Tüzüğü temelinde gerçekleştirilen ticaretin düşük seviyelerde hareket ettiğini yazdı.
Gazete, mevcut istatistiklere göre, 2020 yılında Yeşil Hat’tan güneye geçen malların toplam değerinin 4,6 milyon Euro olduğunu ve bu rakamın 2019 yılında 5,4 milyon Euro olduğunu, dolayısıyla bir yılda yüzde 14 civarında azalma meydana geldiğini belirtti.
2020 yılında güneyden kuzeye yönelik gerçekleştirilen ticaretin toplam değerinin 748 bin Euro, 2019 yılında ise bu rakamın 694 bin Euro olduğu belirtildi.