Gurur ve gözyaşı…
K-Pet Süper Lig’de Binatlı açısından çok önemli ve tarihi bir karşılaşmaya şahit olduk. Güzelyurt Zafer Stadı’nda şampiyonluk yarışı içerisinde olan Binatlı, ligde hiçbir iddiası kalmayan Küçük Kaymaklı’yı konuk etti.
Binatlı takımı karşılaşmaya iyi başlamasına rağmen, maç sonunda geriye sadece hüzün ve gözyaşı kaldı. Karşılaşmanın bitiş düdüğü ile birlikte başta ismi Binatlı ile özdeşleşen Kemal Uçaner olmak üzere tüm futbolcular yere yığıldı ve gözyaşlarına hâkim olamadı.
Böyle maçlarda çok fazla teknik taktik konuşmak bana çok anlamsız gelir, ancak işimiz futbol konuşmak. Binatlı takımı için tarihi bir sezon oldu.
Sezon başında herkesin ‘düşer’ gözüyle baktığı bir takım, ligin 25’inci haftasına kadar şampiyonluk yarışı içerisinde kalmışsa, herkese ayakta alkışlamak ve bu takıma saygı duymak düşer. Ligin başından sonuna kadar mütevazı kadrosuyla çok iyi mücadele eden ve ligin ilk devresini namağlup bitiren bir Binatlı’dan bahsediyoruz.
Hani onlar kendilerine ‘Karıncalar’ diyor ya… İşte gerçekten bir karınca ordusu gibi; çalışkan, birlik, takım gibi, omuz omuza bir sezon geçirdiler…
Belki günün sonunda o kupayı alamadılar, belki 2003 yılındaki efsane şampiyonluğun ardından Güzelyurt’a bir kupa daha getiremediler, ancak şu bir gerçektir ki büyük bütçelerle mücadele eden GAÜ Çetinkaya ve Mağusa Türk Gücü camialarıyla başa baş mücadele etmeleri bu sezon onları ‘Gönüllerin Şampiyonu’ yapmıştır… Şampiyonluklar kazanılır, ikinciler unutulur… Ancak bu da bir gerçek ki Binatlı 2003 ruhuyla bu yıl unutulmaz bir ekip ve takım ruhunu sahaya koydu… Ben bir sporsever olarak tüm Binatlı futbolcularına lige kattıkları renk için teşekkür ediyorum…
Maça gelecek olursak, Binatlı takımı maçın ilk 20 dakikalık periyodunda birçok net gol pozisyonu yakaladı. Bu pozisyonlarda son vuruşlarda oyuncuların beceriksizliği mağlubiyeti getiren en önemli unsurların başında geldi.
Özellikle Evor Bello ve Moses’in yakaladığı uygun pozisyonları değerlendirememesi dakikalar ilerledikçe sarı yeşillilerin daha fazla baskı altında hissetmesine neden oldu.
Hele hele bir de Ömer Gül’ün bana göre çok acemice ve gereksiz yere yaptığı faul ve direk kırmızı kartla henüz maçın 27’nci dakikasında oyun dışı kalması ellerini kollarını bağladı… Zaten savunmada ve orta alanda ikinci devrede sıkıntılar yaşayan Binatlı 10 kişi ile ne yapabilirdi ki…
Bu dakikadan sonra gelen Kaymaklı ataklarında kaleci Zeki kritik kurtarışlarıyla takımını ayakta tutmaya çalışırken, Binatlı takımı da yakalanan pozisyonları cömertçe harcamayı sürdürdü.
İkinci yarıda ise maçtaki tüm golleri izledik. Kaymaklı’da Zokou’nun golü ile herkes ‘her şey bitti’ diye düşünürken sahneye Mehmet Göktaş çıktı ve skora dengeyi getirdi. Özellikle bu golden sonra kendine gelen Binatlı’nın baskıları yine sonuç vermedi.
Kaymaklı’da Zokou yürüye yürüye ikinci golünü de attı, arkasına Binatlı’nın buz gibi golünü yan hakem ofsayt gerekçesi ile yedi… Hakemin verdiği karar yanlıştı. Konumum itibariyle direkt olarak gözüm Bello’daydı… Çağdaş’ın pasında Bello son adamın 1 adım gerisindeydi.
Bu dakikadan sonra ise Binatlı penaltıdan golü bulsa da maçın son bölümünde sahneye Bayram çıktı ve Binatlı’nın şampiyonluk hayallerine nokta koyan isim oldu.
Ben yazımın sonunda Binatlı’ya bir kez daha bu yürekli, tertemiz, forma aşkı ile tamamladığı sezon için teşekkür ederim… Binatlı büyük bir camia… Hiçbir şey bitmedi… Bu dakikadan sonra sağlam temeller üzerine kurulu, yine şampiyonluk yarışı içerisinde olmaları dileğiyle… Karıncalar şimdi dinlenmeye çekildi… Ancak unutmayın ki karıncalar çalışkanlığıyla, bir emeğin, bir mücadelenin sembolüdür… Teşekkürler Binatlı’nın karıncaları…