Güven Varoğlu ile Arif Hasan Tahsin ve Vakfı üzerine bir söyleşi
Gazeteci kimliği vardı.Gazetelerde özellikle toplumumuzu derinden etkileyen konularda yazılar yazıyordu.Yazılarını korkusuzca hiç kimseden çekinmeden yazıyordu.
Özge Yorulmaz
[email protected]
- Bize kısaca kendinizden söz eder misiniz?
30 Ocak 1960’ta Baf kazasının Prastyo (Yuvalı) Köyü’nde dokuz çocuklu bir ailenin sekizinci çocuğu olarak dünyaya geldim.1964 yılında toplumsal çatışmalar nedeniyle önce Malya’ya daha sonra da Limasol Kazasının EVDİM Köyüne göç ettik. Çocukluğum olaylar nedeniyle göç ettiğimiz Evdim (Düzkaya)’da geçti.1974 olayları sırasında 6 ay boyunca İngiliz üslerinde kurulan çadırlarda kaldık.Daha sonra Türkiye üzerinden Kıbrıs’ın kuzeyine getirtilip Çatalköy’e yerleştirildik. İlkokulu Evdim’de, Ortaokulu Limasol 19 Mayıs Lisesi’nde, Liseyi de Girne Anafartalar Lisesi’nde tamamladım. 1981 yılında Tük Öğretmen Koleji’nden mezun oldum.Evliyim.İki oğlum vardır.Büyük oğlum Bekir İngiltere Lancaster’de Uluslararası İlişkiler alanında doktora,küçük oğlum Barış ise Plymouth’da Matematik alanında üniversite öğretimi görmektedir.
Meslek yaşantımda çeşitli okullarda öğretmenlik ve okul müdürlüğü görevlerinde bulunduktan sonra 1 Ağustos 2016 yılında Şehit. Tuncer İlkokulu Müdürü iken 36 yıldan emekliye ayrıldım.Sırasıyla Beşparmak İlkokulu, Ağırdağ İlkokulu, Çatalköy İlkokulu, Şehit Yalçın İlkokulu, Çağlayan İlkokulu, Gelibolu İlkokulu, Şehit Tuncer İlkokulu ve Londra Türk Dil Okulları’nda öğretmenlik, Karşıyaka Merkez İlkokulu, Ağırdağ- Dağyolu İlkokulu ve son olarak da Şehit Tuncer İlkokulu’nda müdürlük görevlerinde bulundum. Meslek hayatımı sürdürürken KTÖS’te uzun yıllar Yönetim Kurulu ve Yürütme Kurulu üyeliği, son olarak da Genel Başkanlık görevinde bulundum. Şu an ise Arif Hasan Tahsin Tarih ve Kültür Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanlığı görevini yürütmekteyim.
- Arif Hasan Tahsin kimdir? Arif Hasan Tahsin Vakfı’nı kurma kararı nasıl oluştu? Fikirleri neden yaşatılmalı?
Arif Hasan Tahsin 30 Ağustos 1936’da Dillirga’nın Aytotoro Köyü’nde doğdu. Sendikamız kurucularındandır.Arif HOCA’yı aslında çocuk yaşlarımdan itibaren tanımaktayım.Yine KTÖS’ün kurucularından ve Arif Hoca’ nın da yakın arkadaşı olan abim Esat Varoğlu ile birlikte sendikaya gidiyordum.Bu gidip gelmeler sırasında Arif Hoca’yı tanıdım.Arif Hoca Sendikacı ve eğitimci kimliğinin yanı sıra gazeteci, yazar, kooperatifçi ve bir asker olarak toplumumuza uzun yıllar hizmet etmiştir. Bozulan sağlık durumuna rağmen bu alanlarda mücadeleden hiç geri durmamıştır. Arkadaşları ile birlikte sendikamızın BEY (Bayraktarlık, Elçilik, Yönetim) yönetimine karşı verdiği mücadelede en ön saflarda bulunmuş bu uğurda hapis de yatmıştır. Denilebilir ki, Sendikamızın bugün egemenlere karşı vermekte olduğu mücadele Arif Hoca ve arkadaşlarının temelini attığı ilkeler çerçevesinde sürdürülmektedir. Arif Hoca gerçek bir Kıbrıs sevdalısıydı. Sadece Kıbrıslı Türklerin değil Kıbrıslı Rumların ve adada yaşayan diğer toplulukların da barış içinde kardeşçe yaşamasını istiyordu.
Gazeteci kimliği vardı.Gazetelerde özellikle toplumumuzu derinden etkileyen konularda yazılar yazıyordu.Yazılarını korkusuzca hiç kimseden çekinmeden yazıyordu.Biz yeni sendikacılara Arif Hoca’nın bu özelliği gerçek anlamda bir model oluyurdu.Hiç unutmam Sendika Başkanlığına seçildikten kısa bir süre sonra( konusunu hatırlamıyorum) Kıbrıs’ta Güvenlik Kuvvetleri Komutanını eleştiren bir açıklama yapmıştım.Bu açıklamadan sonra Arif Hoca’yı da çok iyi tanıyan bir emekli öğretmenimiz beni arayıp kutlarken ‘’bana Arif Hoca’yı hatırlattın’’ demişti.Çünkü Arif Hoca diğer özellikleri yanında ayni zamanda ‘’cesaretin ve korkusuzluğun’’da sembolüydü. Yayınlanmış pek çok kitabı vardır. Öğretmenler Kooperatifi’nin kurulmasında çok emekleri vardır. Kıbrıs Türk toplumunun varoluş mücadelesinde asker olarak hizmetleri vardır. Arif Hocayı maalesef 12.12.2012 tarihinde kaybettik. Sendikamız Arif Hoca’nın hayatta iken yaptığı bu özverili çalışmaların anısına Arif Hocayı “yaşatmak” için bir vakıf kurmaya karar verdi. Bu düşünce çerçevesinde ailesi ile de görüşerek, “Arif Hasan Tahsin Tarih ve Kültür Vakfı” kurulmasına karar verildi. Vakıf kurucu arkadaşlarımın isteği üzerine Vakfın başkanlığına getirildim.Böyle bir görevi bana uygun gören arkadaşlarıma ayrıca teşekkür etmeyi görev saymaktayım.Böyle bir görevi üstlenmekten gurur duymaktayım. Vakfın Mütevelli Heyetinde benimle birlikte Hikmet Olgaçer, Şener Elcil, Besim Baysal ve Ali Kişmir arkadaşlarımız da görev yapmaktadır.
- Vakfın kuruluş amacı, misyon ve vizyonundan söz eder misiniz?
Arif Hasan Tahsin Vakfı’nın amaçlarını sıralayacak olursak;
- Arif Hasan Tahsin’in hatırasını yaşatmak,
- Düşünce ve görüşlerini genç nesillere aktarmak,
- Yayınlanmış ve yayınlanmamış eserlerini yayınlamak,
- Özelde Kıbrıslı Türklerin genelde Kıbrıs’ın tarihini ve kültürünü araştırmak,
- Kıbrıslı Türklerin Özgürlük ve bağımsızlık mücadelesini ilerletmek. Kıbrıs halklarının ortak kültürel mirasına sahip çıkmak, bu amaçla çeşitli faaliyetler yürütmek,
- Kıbrıs’ın bölünmüşlüğüne ve düşmanlaştırılmasına karşı mücadele etmektir.
- Vakıf Binası ile ilgili birtakım girişimleriniz olduğunu biliyoruz. Bizlere bundan bahseder misiniz?
Vakıf şu anda çalışmalarını KTÖS binasında sürdürmektedir. Önümüzdeki günlerde sendika ve bankamızın ihtiyaç duyduğu ek binanın temeli atılacak ve bu binada Vakıf çalışmaları için bir yer tahsis edilecektir. Bina ile ilgili projelendirme yapılarak, temel atma aşamasına gelinmiştir.
- Vakıf adına ne gibi projeleri hayata geçirmeyi planlıyorsunuz? Bu projelerden bahseder misiniz?
Mütevelli heyetinin her yıl 12 Aralık akşamı Arif hocayı andığı etkinlikte Barış için çaba gösteren bir Kıbrıslı Rum ve bir Kıbrıslı Türk’e “Eğitim ve barış” ödülü vermektedir. Bu etkinlik her yıl devam edecektir. Bu yıl Eğitim ve Barış ödülü; Dr. Ahmet Cavit An ve geçtiğimiz aylarda kaybettiğimiz Kostis Ahniotis anısına ailesine verilecektir.Ayrıca o akşam ‘’Kıbrıs’ta Demokrasi Mücadelesi ve Faili Meçhuller’’isimli bir panel verilecektir.Ben iki toplumlu olarak organize edeceğimiz bu önemli etkinliğe ilgi duyan herkesin katılıp katkı koymasını istiyorum.
Arif Hoca’nın tutuklanmasına neden olan “Çirkef Yatağının Ortasında Gülistanlık Olmaz” kitabının yayınlandığı tarih 26 Nisan 2018 tarihinde ise Basın Ödülleri verilecektir.
Bunun yanı sıra Arif Hoca’nın yazarlık yönü de düşünülerek okullarımızda bir kompozisyon yarışması düzenlenecektir. Bu arada; vakıf çalışmalarına katkı koymak isteyen, proje hazırlayan herkese kapılarımızın açık olduğunu vurgulamak istiyorum.
- Ülkemiz eğitim sistemi, okullarımızı ve okullarda yer alan eksiklikler hakkındaki görüşleriniz nelerdir? Sizce bu eksiklikler nasıl giderilebilir?
Okullarımızda eksikliklerimiz çok fazladır. Her zaman olduğu gibi alt yapı eksiklikleri okul tamiratları öğretmen ve müdür eksikliği ön plana çıkmıştır. Okul müfredatlarında Türkiye’deki AKP hükümetinin etkisiyle değişim gözlenmektedir. AKP Hükümeti çok açıktır ki Kıbrıs’ın kuzeyinde Kıbrıslı Türklerin sosyal, kültürel yapışını değiştirecek pek çok girişim yapmaktadır. Kuran kursları almış başını gitmiştir. İlahiyat Koleji, okullardan çok cami inşaatı gibi çalışmaları fiilen yaşamaktayız. Atatürk Öğretmen Akademisi gibi bir öz varlığımız kapatılmak istenmektedir.
Tüm bu yapılanların karşısında Arif Hoca ve arkadaşlarının kurduğu KTÖS’te birleşerek diğer sivil toplum örgütleri ile birlikte dayanışma içerisinde çocuklarımızı ve ülkeyi korumak gerekir. Bu geleceğimizi korumak anlamına gelecektir. Bu noktada da öğretmenlerimize çok büyük görev düşmektedir. Çünkü öğretmen karanlığa karşı aydınlığın temsilcisidir.
- Bizlerle Arif Hoca ile ilgili unutamadığınız bir anıyı paylaşır mısınız?
Arif Hoca Öğretmenler Kooperatifinde bir işi olduğu esnada yanına birkaç arkadaşı gelir ve O’na: “Hocam sendika lokaline, üst kata çıkıp bir kahve içelim mi?” diye sorarlar.
O sıralar, kendisi çok hasta idi ve sendika lokaline henüz asansör takılmamıştı. Bundan dolayı arkadaşlarının bu ısrarını merdivenleri çıkmanın zor olduğunu söyleyerek kibarca reddeder. Bu konuşmaya tanık olan ben de Arif Hoca ve arkadaşlarının yanına geldim. Kısa bir süre sohbet ettikten sonra ben de Arif Hoca’ya dönerek aynı isteği tekrarladım. Arif Hoca benden de gelen bu talep üzerine birden sanki canlanmış gibi arkadaşlarına dönerek;
O kendine has uslubu ile ‘’E Başkan isterse akan sular durur, haydi çıkalım.” dedi .Hep birlikte sendikaya çıktık. O an gözlerimin dolduğunu hatırlıyorum.Rahatsızlığı nedeniyle arkadaşlarının talebini reddederken kendinden yaşça çok küçük ‘’Sendika Başkanını’’ kırmak istemiyordu. Bu benim Arif Hoca ile ilgili unutamadığım anılardan bir tanesidir.
Arif Hoca bu davranışıyla aslında o günlerde ‘’KTÖS Başkanı’’olan benim şahsımda uğrunda bir ömür harcadığı sendikasına verdiği değeri ifade etmişti.
"Sevgili Özge, bu röportajı gerçekleştirerek; Arif Hasan Tahsin ve Vakfı'nı ön plana çıkarmamıza olanak sağladığınız için size teşekkür ederim"
Fotoğraf: Ali Nebih.