Güzel atlar ülkesinde
Bir yandan ölüm haberleri, bir yanda önümüzde akıp giden güzelliklerle dolu bir hayat… Ölümler daha çok da bu hayatı anımsattıkları için böyle trajikler zaten… Onca gözyaşı, onca ağıt dünyaya, hayata, insana bir güzelleme aynı zamanda… Ölenin fotoğrafları onu ve hayatı sevdiğimiz için yaşlarla dolduruyor gözlerimizi…
Ağustos’un son günleri benim için birbirine benzer hep… Tatile veda edilip gerçek hayata dönülecektir ya son demleri yaşama telaşı başlar. İlhan Berk’in ölüm yıldönümü de bu günlere denk düşüyor. Türkiye’den Kıbrıs’a dönüş biletim şairimizin ölüm yıldönümünün bir iki gün sonrasına ayarlı beş yıldır. Gümüşlük Akademisinde Latife Tekin ile birlikte düzenlediğimiz anmaların beşincisi bu kez İlhan Berk’in Pera kitabı üzerinden İstanbul’da gerçekleştirilecek.
Biber gazıyla başlayıp biber tarlasına yol alan bir yazdı bu benim için… Son durak güzel atlar ülkesi diye bilinen Kapadokya oldu. Kıbrısla ilgili akademik çalışmaları da olan dünyadaki harika kadınlardan arkadaşım Nergis Canefe, bir süredir davet edip duruyordu Kapadokya’da hayat verdiği ve sanatçıların kullanımına sunmak istediği Üvercinka Kaya Müze Ev’e…
Gelecekte ne gibi projeler yapılabilir diye iki yıldır yaz yolculukları arkadaşım heykeltraş Pınar Yeşilada ile bakmak istedik. Bir yandan da efsanevi Kapadokya’yı görmek için bir fırsattı bu… Yolculuğun dolunaya denk gelmesi ise hayatın güzel bir sürprizi…
Yılmaz Güney’in Ağıt filminin çekildiği yerler buralar… Hatta köyün en tepesine tırmanmakta bize rehberlik eden Hasan, on yaşındayken filmin çekimlerini izlemiş, Yılmaz Güney ile sohbet etmiş.
Nergis’in muhteşem Kaya Evi’nde sıfır sessizliğin tadını çıkarırken arada seslenen komşular “Sıkılmayın, çay içmeye gelin” deyip durdular hep. Akköy’ü dolaşmalarımızda da kadınların ortak kelimesi “sıkılmak”tı… Okulu, doğru dürüst bir kahvehanesi, ulaşımı olmayan bir köy sözünü ettiğim… Bizim için ise bu sessizlik ve “gidememek” hali oldukça çekiciydi…
Akşamları Resul’dü kurtarıcımız. Resul bir kaya ustası, harika bir zanaatkar… Nergis’in bitmekte olan sanat galerisindeki ustaları kontrole geliyor her akşam… Bizim ise rehberimiz ve arkadaşımız oldu… Arabasıyla her tarafı dolaştırdı. Bölgeyle ilgili pek çok ayrıntıyı içerden bir kişi olarak anlattı. Olabilecek en iyi rehberdi doğrusu…
Resul’ün yaşadığı Papayanni köyü oldu bizi en çok etkileyen… Gelecekte başına geleceklerin işaretleri şimdiden görülüyor ama henüz bozulmamış köy… Willemjin Bouman ve Paul Broekman köyde Kunstart adlı bir sanatçı rezidansına ev sahipliği yapıyorlar. Biz gittiğimiz zaman Paul, rezidansın küçük eşeğini dolaştırmaya çıkmıştı Willemijn ise hiç bitmeyen restorasyon işlerinden birinin ardından ustaları uğurluyordu… Mekana hayran kaldık…
Daha sonra ise Ortahisar’da benzer bir projeye sahip Nurettin Mantar’ın şahane mekanını yeni doğmakta olan ay eşliğinde ziyaret ettik…
Yaz hep böyle geçer zaten… Uzak şehirlerdeki bazı insanlara dokunup uzaklaşırsın… Sayısız güzel manzara ve anı kayıt altına alır belleğin… Acı, tatlı anların kimileri silinip gider kimileri ise ömür boyu seninle yol alır.
Bunun çok özel bir yaz olduğu kuşku götürmez… Öncelikle Gezi direnişi gibi bir eşsiz deneyim sundu kimimize…
Eve dönüş anlarında geriye doğru bakmak adettendir… İç acıtan çok ayrıntı var bu yazda… Hem özel hem de birlikte yaşanmış anlar bunlar… Yine de hayatın aslında ne güzel olduğunu anımsatsınlar diye ihtiyacımız var onlara da… Bazı şeyler keşke hiç olmasalardı diyebilsek de…
Güzel şeyler olacağına inanmak istiyorum hala… İnsan kalbindeki güzellikleri dünyaya bulaştırabiliyor çünkü…
Resul’ün arabasında köye dönerken yoldan geçen iki tilki görmüştük ve Resul oralarda bunun uğur getirdiğine inanıldığını, babasının böyle durumlarda yola bozuk para attığını söylemişti. Pınarla ben de attık bozuk paraları… Bakalım artık…
Yaz bitti… İçimde bazı güzel anların tadı… Berkin Elvan, uyuyan prensimiz hala bir hastane odasında… Zalimler kendilerini muzaffer sanmaya devam ediyorlar. Şehirleri, yerleşim yerlerini para hırsıyla mahvedenler yeni planlar peşinde… Dünya bütün bunlara direnmeye hazır güzel insanlarla dolu ama…