Hade Yüzleşelim…
Eğitim Bakanı Çavuşoğlu çadır sınıflar uygulamasını başlatınca uğradığı eleştiriler karşısında, bunun gerçeğimiz olduğunu ve bununla yüzleşmemiz gerektiğini söyledi. Bununla yüzleşelim de sadece bununla yüzleşmek yetersiz… Yüzleşilmesi gereken o kadar çok olay ve olgu var ki, bu köşe yazısına sığmaz. Gene de bazıları ile başlayalım…
Okul binalarının güvenlik konusu şimdiki gündem değil, yıllardan beri var; öğrencilerin başına yıkılan sınıflar olduğu halen hafızalardadır… Okulların, bırakın depreme karşı, normal durumlarda bile genel bina güvenliği sorunu vardı ama denetim yapılmadı… Bakan Çavuşoğlu meğer projeler hazırlatmış, Maliye Bakanlığına ve TC Elçiliği’ne sunmuş; olumlu yanıt alamamış diyor. Maliye Bakanı kendi partisinden, TC Büyük Elçisi de kendi partisinde kimin başkan ve başbakan olacağını, kimin Bakan olacağını belirleyen AKP Hükümetinin Lefkoşa’daki temsilcisi… Onlardan bile olumlu yanıt alamamışken, “Gerçeklerimizle yüzleşelim” diyor. Yüzleşelim de Çavuşoğlu ile sokaktaki yurttaşın gerçekleri farklı. Tamam Sn Çavuşoğlu projelerinize destek vermeyenleri kamuoyuna jurnalladınız da var mısınız bunlara karşı eylemli olmaya?! Bakın sizi engelliyorlar, töhmet altında bırakıyorlar; var mısınız jurnallamak ile yetinmeyip, örneğin aynı projeleri AB’ye iletmeye ve finansal destek istemeye?! İnsani konudur, AB’nin hassas olduğu konuların başında gelir; hade tutun yolu Brüksel’e… Ve belki de sizi bakan olarak tanımayacaklar diye bir engeliniz olacağını söyleyeceksiniz; alın yanınıza LTB Başkanını, en azından LTB sınırları içindeki okulları LTB projesi olarak sunun AB’nin ilgili birimlerine… İsterseniz ABD Elçiliğinin USAID programına başvurun, isterseniz Norveç Büyük Elçiliği ve PRIO üzerinden Norveç hükümetine başvurun… KKTC İslam İşbirliği Teşkilatına gözlemci üye ya, bu teşkilatın alt kurumlarından olan İslam Kalkınma Bankası var ya, LTB de bunun üyesidir ya, 1992’de dönemin LTB Başkanı Burhan Yetkili (ışıklar içinde uyusun) bu bankaya proje sunup Ankara Belediyesi’nin kefaleti ile kredi kullandı ya, kredinin ilk iki yılı ödemesiz, altı aylık taksitlerle ödenecekti ya, 2002 yılında benim LTB Başkanı olduğum dönemde ödenip hesap kapatılmıştı ya; gidin bu bankaya, LTB üzerinden projelerinize çok uygun koşullarda kredi başvurusu yapın. Bu kadar seçenekten en azından birinde mutlaka olumlu sonuç alırsınız. Yapamazsınız değil mi?! Hade yüzleşin bu gerçeğiniz ile…
Cumhurbaşkanlığı (CB) seçimlerinde AKP, UBP’den daha yoğun kampanya yaptı Tatar için… KKTC’nin bu en çıplak gerçeği ile yüzleşmeye var mısınız?! Dost meclislerinizde CB Tatar ile ilgili olumsuz yorumlar yapmak, sözler söylemek kurtarmaz zevahiri. Var mısınız ortaya çıkıp da Tatar’ın Kıbrıslı Türkleri uluslararası siyasette temsil edecek bir lider niteliğinde olmadığı gerçeği ile yüzleşmeye?!… Elektrik santralları için alınan akaryakıttan iki ayda 192 milyon TL fazla ödeme yapıldığı Sayıştay’ın bir türlü açıklanmayan raporunda yer alıyormuş; var mısınız bununla yüzleşmeye?!… Ne olduydu o jet raporu; gerçeklerimizden biri değil mi sizce?! Ve var mısınız bununla yüzleşmeye?!…
Mesela bir külliye inşaatı var ki deprem yaralarını sarmak için finansman toparlamak amacıyla çalışanların maaşından kesinti yapacaksınız ama o inşaat devam ediyor. Ekonomi açısından zaten falso, ihtiyaç olduğu söylemi de abartı, geçtik; ahlaki açıdan bu zamanda bu inşaatın devam ettiği gerçeği yüzleşmeyi gerektiren bir olgudur. Var mısınız bunla yüzleşmeye?!… Parası Türkiye’den geliyor diyebilirsiniz… Ankara’daki AKP hükümeti o parayı hangi Türkiye’den topluyor? Kendi halkının vergilerinden, depremde yıkılan 11 ilin halkının da vergileri dahildir. Şimdi o insanlara acil yardımlar gerek; reva mıdır onların vergilerini onların ihtiyaçlarına kullanılmayıp da CB Tatar’a çok istediği, yalvar yakar olduğu külliye inşaatına harcamak?! Bu gerçek ile yüzleşmeye hazır mısınız?! “Keçi can derdinde, kasap da yağ derdinde” derler; var mısınız CB Tatar’ın keçiden yağ çıkarmaya talip kasap olduğu gerçeği ile yüzleşmeye?!
Meclis Başkanı Zorlu’nun koruma heyetinin artırılmasına ve dahi izaz ikram ödeneğinin bir türlü yetmeyip meclis kafeteryasına borçlu kalıp, hizmet alamamasına ne demeli?! CB Tatar’ın aylık akaryakıt giderinin neredeyse bir milyon TL olmasına ne demeli?! Bunlar gerçeklerimiz değil mi?! Var mısınız yüzleşmeye?!
Bütçeniz açık veriyor; yerel gelirleri toplasanız, vermeyecek ama… Var mısınız bu gerçek ile yüzleşmeye?! Depremi fırsat gibi kullanıp, ganimet toplar gibi çalışanların maaşından kesinti yaparak bütçe açığınızı kapatmaya heveslenmiş hükümetiniz; var mısınız bunun böyle olduğu gerçeğini itiraf edip, yüzleşmeye?!… Bütçe açığına rağmen yüksek maaşlı istihdamlar yapıyorsunuz hükümet olarak, danışmalar sayısını ve onlara ödenen yıllık toplam maaş ve özlük hakları giderinin ne olduğunu açıklamaya var mısınız?! Bu gerçeğinizi halkla yüzleşmeye hazır mısınız?!
Okullarla ilgili projelerinize mali kaynak yaratmak üzere Bakanlar Kuruluna genel bütçeden tasarruf önerisi yapsanız, hatta bu tasarrufların hangi kalemlerden yapılabileceğini dahi belirten bir öneri hazırlasanız diyeceğim ama “Projelerimizi reddeden Maliye Balanı bu önerimize mi destek verecek?!” diyebilirsiniz. Haklısınız… Peki ya Başbakan?! Bostan korkuluğu değil elbette; o sahiplensin projelerinizi ve Maliye Bakanına talimat versin gerekli kaynağı mevcut bütçe içinden yaratması için… Deneseniz de sonuç alamayacaksınız değil mi?’ Bu gerçeğinizi itiraf edin ve yüzleşin.
Eğitim Bakanı Çavuşoğlu, kendisinin, hükümetinin ve partisinin yüzleşmeniz gereken onca gerçekler varken, onları ret ve inkar ederek halka çadır sınıflar gerçeği ile yüzleşmeyi söylüyor; kaldı ki bu da önce kendilerinin topluca yüzleşmesi ve itiraflarda bulunması gereken ve onlara gerçeklerdir. Topu halka atmak, muhalefet partilerine atmak marifet değil; siyasette mert olmak erdemdir…