HAFIZASIZ NE BUGÜN, NE YARIN YAŞANMAZ.
UBP Kurultayına dönük istihdamlar büyük tepki yarattı. Tepki haklı. Samimi mi?
Bakın, TDP ve DP açıklama yaptı. Bu istihdamlara dönük olarak iş başına gelirlerse, onları durduracaklarını söylediler..
Bu güya ilk kez söylenmiş gibi. Çok radikal görüle
UBP Kurultayına dönük istihdamlar büyük tepki yarattı. Tepki haklı. Samimi mi?
Bakın, TDP ve DP açıklama yaptı. Bu istihdamlara dönük olarak iş başına gelirlerse, onları durduracaklarını söylediler..
Bu güya ilk kez söylenmiş gibi. Çok radikal görülen bu tavırda, bazılarının hoşuna gitti. Hatta herkesten bunu söylemesini talep edenler de çıktı. Üstelik, İrsen Küçük muhalifi, UBP üyeleri de bu işten şikayetçi. Onlarda bunun,” delegenin iradesini etkilemek” için yapıldığını söylüyorlar.
Sendikalar; siyasi partilerin hiç birini beğenmeyen entelektüeller tepkili.. Ayrıca pek çok yazar ve aydında bu işe tepkili. CTP camiası da buna tepkili. Bu güzel değil mi? Evet. Peki samimiyet?
Bakın, bugün bu istihdama karşı çıkanlar; “2004 Mağdurları” diye ortaya sürülen bir kavrama dönük, zerre kadar bir sorgulama, ya da karşı çıkış içinde de değillerdir. Peki nedir bu “2004 Mağdurları”?
UBP yönetiminin bugün; Kurultay hesabı çerçevesinde, herkesin tepkisini çeken tarzda yaptığı, kamuya dönük istihdamların aynisini; 2003 seçimlerin de yapmıştı UBP.. Bugünün UBP; muhalifleri ve muvafıkları da hep birlikte idiler. UBP, 2002 sonu ve 2003 içinde toplam 4 bin istihdam yapmıştı.
Bugün, İrsen Küçük’ün yaptığı istihdamları, “Kurultay iradesini etkilemek içindir” diye eleştiren UBP’nin, bugünkü iç muhalefeti, o gün; halk iradesini, yani 2003 seçim iradesini etkilemek için yapılan bu istihdam uygulamasına dönük zerre kadar tepki koymadı. Tepki bir yere bunu hak bildi.
Şimdi , UBP muhalifleri şunu söyler. ” 2004 Mağdurları dururken, Kurultay için istihdam yapılamaz”.
Yani, halk İradesini etkilemek için istihdama evet. Bunu tercümesi ise şudur.“ Ey, İrsen Küçük, bırak ta yaklaşan seçim için yapalım bu istihdamı. Kurultay delegesinin iradesini etkileme, biz gelelim de birlikte, dışa dönük, “ UBP’nin yüce ali menfaati” için, halkın iradesini etkilemek için bunu yapalım.”
FİLİMİ GERİ SARMAK
Peki gelin filimi iki kare geri saralım. Bu gün, UBP Kurultay için yapılan istihdamlara dönük tepki gösteren DP ve TDP’nin yerini aldığı, BDH; 2003’te, UBP bu seçimlik istihdamları yaptığı zaman da bugün söylediklerinin aynisini söylüyorlardı.
Yani, iş başına gelince, “ UBP’nin seçim niyetine işe aldıklarını durduracaklar”. Bu sözü gırla söylüyorlardı. TV’ lerde seçim meydanlarında ...
Ama işe bakın işe. DP ile 2004’te koalisyonda yer alınca, bu geldi, bizi buldu. Bizim tabanda bu işe konsantre oldu. Hatırlarım, Referandum öncesi, tüm siyasi çalışmalarımızda bu talep, her toplantımızda geldi ve bizi buldu. Referandum sonrası ise Hükümet bu kararı verdi.
Ancak yine de insaflı davrandı. 2003 Eylül ayı itibarı ile işe alınanları durdurma kararı verdi. Seçim yasasına aykırı olduğu savı ile… 4 bine yakın insandan 1400 kişi durdu. Yani, Eylül 2003 ayı ile Aralık 2003 arasında 1400 istihdam yapmıştı UBP. Bu acı veren bir karardı. Yer yerinden oynadı.
Bugün bu Kurultaylık istihdamları protesto eden sendikaların bazısı, Meclis önüne gelerek yumurta ve taş atmış camlar kırılmıştı. Diğerleri de sesiz kaldı.
Bugün, UBP Kurultayı nedeni ile işe alınanlara tepki gösteren TDP, BKP; DP siyasi güçler olarak, o gün bu kararın alınması ile bunun arkasında samimiyetle durmadılar. Hepsini bir bir ele alalım.
Birlikte karar aldığımız ve o gün, bugün olduğu gibi “durdurma” nutukları atan DP ve Serdar Denktaş, bu karardan sonra sesini kesti. Bunu savunmadı. Ortak hükümet kararı olmasına rağmen, bunun” CTP durdurdu” diye takdimine ses çıkarmadı. İşten atma nutukları atan DP; sesini kesti.
Ancak, 1993 sonrasını da tekrarlamaktan da kaçınmadı. 1993’te de ayni işle karşılaşılmıştı. Seçime bir gün kala 1993’te, UBP, binlerce insanı işe almıştı. Seçimi buna rağmen kayıp ettiler.
DP- CTP koalisyonu kuruldu. Rahmetli Denktaş –DP, Hükümet olur olmaz, intikam meleği gibi bu işten ötürü UBP’ lilerin dokunulmazlığını kaldırma işlemi başlattı.
Ama hukuka uygun değildi yapılanlar. Teşkilat yöntemleri ile yola çıktılar. Buna tepki duyduk, hukuka uygun olamayan işin yapılamayacağını söyledik.
Ne oldu? DP, iki yıl sonra, 250 milyon dolarlık Türkiye desteği ile CTP’ nin hükümetten uzaklaştırılması için darbe yapılmasının tarafı oldu. Bu istihdam işini yapan ve dokunulmazlıklarının, kaldırılması için hareket eden DP; UBP ile konfederasyonu hedefleyen UBP- DP hükümetini kurdurdu.
2004’ten sonra da aynisini tekrarladı. 2003’te işe alınanların atılmasına sahip çıkmadı. Arkasından da bu işi yapan UBP ile 2009’da ve 2010’da milletvekilliği, CB ve Yerel Seçimde sola, CTP’ye, çözüme karşı UBP ile ittifak yaptı.
Seçim aracı ne oldu? Yine istihdam ve kamu kaynağına dayalı iş.
LTB’ nin 10 milyon sterling borçlanması, LTB’ deki aşırı istihdamlar ile seçimlere gitme. Bunun nemasını da DP değil, Eroğlu ve UBP yedi. Ama LTB battı. Şimdi Kurultay istihdamları için yine ayni sözler.” İşten durduracağız”. Vay guzzum vay!
Peki, TDP, BKP? 2003 seçimlerine dönük UBP istihdamlarını durdurunca, ciddi tepki doğdu. Ama bu, CTP’ye olduğu için, kendi ifadeleri ve istekleri de olan bu duruma rağmen , hükümetin aldığı tavra, “seçim için istihdam olmaz, zaten bizde söylemiştik” demediler.
Aksine bir hayli sözcüsü, her yerde, o gün, UBP’ nin tepkisine dayalı havadan yararlanmak ve CTP’ ye vurmak için bu söyleme destek de verdiler. Bizi, insanların ekmeği ile oynamakla suçlayanların sesine ses kattılar..
Peki bugün? Sendikalar dahil, UBP muhalifleri, TDP, BKP, DP bu işi tenkit eden düşünürler, “2004 Mağdurları” kavramına dönük; “ne mağduriyeti” diye bir eleştiri yapıyorlar mı? Hayır.1993 ve 2003 olayı hatırlatılıyor mu? Artık bunlar olmasın deniyor mu? Yoksa tepki o aldı, biz alamadıkla sınırlı mı?
Peki Kurultaylık istihdama, bunu ele almadan, nasıl ve hangi samimiyetle karşı çıkıyorlar?
Bizim camiada da bu konudan ders alınması gerekir. Çünkü ne bu tavırda, “topyekün” savunma ve izah yapıldı. Ne de, Hükümet döneminde, istihdamlarla ilgili yaşanan karmaşaya dönük ortak tavır geliştirilebilindi.. Bazısı sorumluluğu ortak paylaşmak istemedi. .
Peki Türkiye? Bugün, AK Parti Hükümeti de artık Kıbrıs’a bağımlı oldu. Evet, biz onlara, ama onlarda Kıbrıs’a bağımlıdırlar. Sayın Beşir Atalay’ın gerek Havadis’e söyledikleri, gerekse TOBB çerçevesinde söyledikleri budur. Ne demek istediğimi gelecek hafta yazacağım.
Çünkü, onlarda eskiden olanı tekrarlamaktadırlar. Yani, “yeni” söyleme karşın, siyasi sonuç için, kamu kaynakları ile istihdam ve dağıtma ile sonuç alma yoluna ses etmiyorlar, aksine göz yumuyorlar.. “Kıbrıs’a bağımlı” oldular. Bakın Türkiye’nin bu tavrını eleştirdi ve doğruyu söyledi diye, Talat’a da saldırdı, bazı kendini en, “bağımsızlıkçı ad edenler”.
Evet, açık açık yazayım. İstihdam sorununu, kamuda istihdam yaparak çözemezsiniz. Ekonomik gelişme ve istihdamı, sosyal adalet temelinde ele alamazsanız, bu sorunu aşamazsınız.
Bunu, siyaset ve sivil toplum, medya , her açıdan ciddi bir şekilde ele almazsa; bu film hep yaşanacaktır. Dolayısı ile ne UBP içi muhalefet, ne de 1993 ve 2003’ü ele almayanlar, yani bu konudaki , dünkü tavrını sorgulamayanlar, şimdi, bu Kurultaylık istihdama tepki koyanlar, bu sorunun aşılmasının yolunu açamazlar..Ancak tekrarına katkı korlar.İsimler değişir, ayni şey yaşanır...
Evet, yalnızca hafıza ile yaşanmaz, ama hafızasız da yarın kurulamaz….