“Haksız bir tartışmanın aktörü yapıldık”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Yönetim Kurulu, Oda’nın ‘haksız bir tartışma ortamının aktörü’ yapıldığını savundu.
Son günlerde yaşanan üçüncü ülke vatandaşlarının çalışma ücretleriyle ilgili tepki toplayan açıklamalarının yanlış anlaşıldığını ve Oda’nın bilinçli olarak “çalışan hakkı yiyen” konumuna sokulduğundan yakınan Sanayi Odası Yönetim Kurulu,’SON KEZ’ diyerek konuyla ilgili bir açıklama daha yaptı: “REKABET KOŞULLARININ EŞİTLENMESİNİ TALEP EDİYORUZ. 50-60 DOLARA İŞÇİ ÇALIŞTIRMAYI DEĞİL”
Kıbrıs Türk Sanayi Odası Yönetim Kurulu, Oda’nın ‘haksız bir tartışma ortamının aktörü’ yapıldığını savundu.
Oda, son günlerde yaşanan üçüncü ülke vatandaşlarının çalışma ücretleriyle ilgili tepki toplayan açıklamalarının yanlış anlaşıldığını ve Oda’nın bilinçli olarak “çalışan hakkı yiyen” konumuna sokulduğundan yakındı,’SON KEZ’ diyerek konuyla ilgili bir açıklama daha yaptı.
Oda Yönetim Kurulu’nun açıklaması şöyle:
“Kıbrıs Türk Sanayi Odası, haksız bir tartışma ortamının aktörü yapılmıştır. Bunun bilinçli olarak yapıldığını düşünmekteyiz. Kıbrıs Türk sanayicisini “çalışan hakkı yiyen” konumuna sokmak, tek kelime ile insafsızlıktır.
Bugün, ülkede çok ciddi anlamda üretim yapan, o oranda da istihdam yapan bir üretim sektöründen bahsediyoruz. Yerli sanayicimizin istihdam sayısı 17 bin sınırına dayanmıştır. Bu rakam, artarak devam ediyor. Neden? İşimizi iyi yapmaya, standardımızı yükseltmeye ve personel yapılanmasına ciddi yatırım yapmamızdan.
“Kendi ülkesinde 50- 60 dolara çalışan yabancı işçi” cümlesini alıp, “50- 60 dolara işçi çalıştırmak istiyorlar” demek sündürme bir yorumdur.
Bu açıklamayı, polemik yapmak için değil, kamuoyunu doğru bilgilendirmek için yapıyoruz.
Çok ciddi rekabet koşulları içerisinde Türkiye ve bölge ülkelerle rekabet ediyoruz. En pahalı asgari ücret, en pahalı elektrik, en pahalı hammadde girdisi bizim ülkemizde. Tek bir örnekle, Türkiye sanayisi 17 kuruşa, biz ise 45 kuruşa enerji kullanmak mecburiyetindeyiz.
Bu zaman zaman işsizliği de körükleyen bir olgu olarak karşımıza çıkıyor. KKTC- Türkiye vatandaşı çalışanlarına ödenen asgari ücretten rahatsız değiliz. Neden olalım? Zaten birçok işletmede asgari ücret taban fiyat olarak ele alınıyor ama çalışanlar bunun üzerinde maaş alıyor. Anasının ak sütü gibi helal olsun.
Kullanılan cümle aynen şöyle: Kendi ülkesinde 50-60 dolara çalışan işçiler, ülkemizde 700 dolara sözleşme ile geliyor. Bu fiyatı devlet belirliyor. Oysa iş insanı-işçi arasındaki akitler en az 500 dolar. İşçinin de kabul ettiği bu iş akdini devletin de kabul etmesini istiyoruz.”
Cümlemiz bu…
Bu cümleden “50- 60 dolara köle gibi insan çalıştırmak istiyorlar” demek ve bunun üzerinden ülke sanayicisine saldırmak doğru değildir.
Bu arada, iş akdi imzalanan ve büyük çoğunluğu Uzakdoğu ülkelerinden gelen çalışanlarımızın barınma, su- elektrik, beslenme ihtiyaçları da tarafımızdan karşılanıyor.
Ülke sanayicisi olarak, istihdam yaptığımız, vergi ödediğimiz, haksız rekabet koşullarına rağmen, bu ülkeye tırnaklarımızı geçirerek, yatırım yaptığımız unutulmasın. Çalışanın alın teri her şeyden önce bizim için değerlidir, zira işletmelerimizin, üretimin temeli çalışanlardır.
Çalışanlarımızı “köle gibi gördüğümüz” söylemini reddediyoruz ve iade ediyoruz. Rekabet koşullarının eşitlenmesini talep ediyoruz. 50-60 dolara işçi çalıştırmayı değil.
Kamuoyunun “baskın basın açıklamaları ile” yanlış bilgilendirilmemesi adına bu konuda son kez bir açıklama yapmış bulunuyoruz.
Polemik yaratma amacımız olmadığı gibi, rekabet koşullarının iyileştirilmesinin, daha çok yerli istihdam olduğunu da hatırlatmak, toplumun tüm kesimlerinin buna sahip çıkmasını beklemek de, toplumsal ortak çıkarımızdır. “