1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. “Halk, devlet kurumlarının açıkladığı verilere inanmakta zorlanıyor”
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

“Halk, devlet kurumlarının açıkladığı verilere inanmakta zorlanıyor”

A+A-

Deniz suyu analizlerine yönelik güvensizlik ve tutarsızlık ikliminde “mavi bayrak” önerisi yapmıştım.

Mavi bayrak “Avrupa Birliği'nin Yüzme Suyu Kalitesi Yönetimi”ne göre veriliyor. Yüzme suyu kalitesi, çevre yönetimi, çevre eğitimi ve can güvenliği gibi kriterler öne çıkıyor.

“Bunu hedefleyelim. Olmadı, en azından kirli plajlara siyah bayrak asalım” demiştim.

Biyologlar Derneği Eski Başkanı, Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Sarpten’le deniz suyu analizlerini ve genel olarak kirlilik iddialarını konuştum.

Buyurunuz!


***
Son dönemde tartışılan deniz suyu analizleri konusunda yaşanan güvensizliğin temelinde yatan sizce nedir?

Her şeyden önce deniz suyu analizlerinin tartışılıyor olması bile durumun vahametini ortaya koymaktadır. Halk doğal olarak, sadece sıradan görevlilerin değil üst düzey hükümet yetkililerinin rüşvet, sahtekarlık, dolandırıcılık ve sahte evrak gibi konularla anıldığı hatta yargılandığı bir ortamda devlet kurumlarının açıkladığı verilere inanmakta zorlanıyor. Konu, herkesin sağlığını ilgilendiren su analizleri gibi hassas bir konu olunca güvensizlik daha da artıyor. Şu an, devletin açıkladığı ve tek bir noktada dahi kirliliğin olmadığı iddia edilen verilere inanan tek bir kişi bile bulmak mümkün değildir.

 

Hükümet ve yetkili kurumlar bu konuda yeterli duyarlılığı gösteriyor ve üzerine düşeni yapıyor mu?

Ne yazık ki, verilerden bağımsız olarak ilgili kurumların sergilediği tutum da güvensizlik ortamını artırmaktadır. Öyle ki, geçmişte düzenli olarak her ay yayınlanan analiz raporları kısa bir süre öncesine kadar hiç açıklanmadı. İlk olarak hiçbir veri açıklanmadan bakanlık adına kısa bir açıklama yapılarak ‘‘tüm plajlar temiz’’ denildi. Ne zaman ki sivil toplumun talepleri yükseldi ve bu konuda kamuoyu baskısı oluştu önce imzasız mühürsüz daire müdürlerinin bilgisayarında hazırlanan bazı raporlar yayınlandı. Ardından Sağlık Bakanlığı bu konuda çalışma yapmaktan vazgeçti ve bu kez Turizm Bakanlığı konunun tarafı oldu. 15 gün içinde birden bire geçmişe yönelik veriler yükledi, ardından hızlıca hem Haziran hem de Temmuz ayı sonuçları yayınlandı.

 

Deniz suyu analizleri konusunda yetkili kurum kimdir? Bu analizleri her isteyen yapabiliyor mu?

Ülkemizde yasal olarak deniz ve havuz suyu analizleri yaptırmakla yükümlü tek kurum Sağlık Bakanlığı’na bağlı Temel Sağlık Hizmetler Dairesi’dir. Bu analizleri yapmakla yetkili tek makam ise Devlet Laboratuvarı’dır. Ne yazık ki, özel laboratuvarlar ‘‘tıbbi laboratuvar’’ statüsü altında oldukları için su ile ilgili herhangi bir analiz yapmıyorlar. Siyasi baskı sonucu uzunca bir süredir Devlet Laboratuvarı yönetimi özelden veya kişilerden özellikle de sivil toplum örgütlerinden gelen herhangi bir numuneyi kesinlikle çalışmıyor. Özetle, aynı bakanlık altındaki bir daire tamamen gizli bir şekilde örnek alıyor, diğer bir daire olan laboratuvar ise örnekleri analiz ediyor.


hasan-sarpten-001.jpg



“460 E.Coli bakterisine rastlandığı açıklandı
ama bunun uygun olduğu belirtildi”

Bir süre önce Sağlık ve Turizm Bakanlığı arasında bir protokol imzalanarak deniz suyu analizleri görevi Çevre Koruma Dairesi’ne devredildi. Bunun amacı ve anlamı nedir?

Öncelikle, bu durum açıkça yasaya aykırıdır. Bir kurumun görevini yapamadığı zaman başka bir kuruma devretmesi gibi bir yöntem doğru değildir. Özellikle, sahillerin en önemli kirleticisi büyük turizm tesislerinin olduğu ülkemizde Turizm Bakanlığı’na bağlı Çevre Koruma Dairesi’nin deniz suyu analizi yapmasının tek amacı Turizm Tesislerini masum göstermekten başka hiçbir anlam taşımamaktadır.

 

 

Deniz suyu analizleri yapılırken nelere dikkat edilmeli ve hangi standart veya kriterler kullanılmalıdır?

Bu konuda açıkçası bir ülkeden veya uluslararası kuruluştan alınan kriteri uygulamaktan çok deniz suyu izleme sistemleri ve numune alım kriterleri ile analiz tekniklerini dikkate almak son derece önem taşımaktadır. Örneğin, bir kritere göre 1 mm küpte 100 bakteri varsa uygundur denmesi tek başına hiçbir şey ifade etmez. Burada suyu nereden alıyor kıyıdan 1 metre açıktan mı, 10 metre açıktan mı yoksa 100 metre açıktan mı alınıyor önemlidir. Numunenin alındığı nokta yanında, örnek alma şekli bu örneğin ‘soğuk zincir’ gibi taşınma koşulları, alan kişinin teknik yeterliliği gibi konular da dikkatle incelenmelidir. Ne yazık ki, ülkemizde bu noktalar hep gözden kaçırılıyor ve veriler sadece birkaç rakam olarak açıklanıyor.

 

Deniz suyu analizleriyle ilgili standartlar nelerdir? Farklı ülkeler ve kuruluşlara göre kuruluşların standartlar değişiyor mu?

Bu konuda tüm dünyada ABD ve AB'de deniz ve havuz suyu mikrobiyolojik kriterleri kabul görmekte ve çeşitli yasal düzenlemeler ile standartlar bulunmaktadır. Amerika Birleşik Devletleri’nde deniz ve havuz suyu kalitesi ile ilgili mikrobiyolojik kriterler, Çevre Koruma Ajansı (Environmental Protection Agency, EPA) tarafından belirlenir. İlgili başlıca yasal düzenleme ise Clean Water Act (Temiz Su Yasası) olup ABD'de su kalitesi standartlarını belirleyen en önemli yasadır. Avrupa Birliği’nde ise deniz ve havuz suyu mikrobiyolojik kriterleri, Avrupa Parlamentosu ve Konseyi tarafından kabul edilen direktiflerle düzenlenir. Bu konuda temel düzenleme 2006/7/EC Direktifidir. (Bathing Water Directive) Bu direktif, mikrobiyolojik göstergeler olarak Enterokok ve E. coli düzeylerini belirler ve bu düzeyler de EPA değerlerinden çok büyük farklılıklar göstermez. Her iki uluslararası standart da su kalitesi izleme, değerlendirme ve raporlama süreçleri bu yasal düzenlemelere dayalı olarak yürütülür. Bu kriterler, halk sağlığını korumak amacıyla periyodik olarak gözden geçirilir ve güncellenir. Elbette tüm bunların dışında da çeşitli kurumlar ve uluslar organizasyonlar tarafından belirlenmiş kriterler de vardır. Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği ve ISO temel standartlarına dayanan kriterler de kullanılmaktadır. Türkiye’de kullanılan referans aralıkları da bu şekildedir.

 

Bakanlık tarafından açıklanan ülkemizdeki deniz suyu analizlerinin değerlendirilmesi hangi standartlara göre yapılmaktadır?

Ülkemizde Temmuz ayında açıklanan analizlerde herhangi bir referans açıklamazken Ağustos ayı analizlerinde ABD ve AB yerine Türkiye’de kabul edilen referans aralıklarının dikkate alındığı belirtilmiştir. Bakanlık, Temmuz ayında açıkladığı ilk verilerde hangi uluslararası standarda göre değerlendirme yaptığını dahi açıklamadan 102 plajdan aldığı tüm örneklerin analiz sonuçları yanına ‘‘UYGUNDUR’’ gibi hiçbir uluslararası standarda kullanılmayan bir ifade kullanmıştır. Mesela, Temmuz 2024 analiz sonuçlarına göre ‘‘Karşıyaka Halk Plajında’’ 460 E.Coli bakterisine rastlandığı açıklandı ama bunun uygun olduğu belirtildi. Oysa, Ağustos 2024 analizlerinde bu kez uygundur ifadesi kaldırılarak MÜKEMMEL / İYİ KALİTE / YETERLİ gibi farklı değerlendirme kriterli kullanıldı. Bakanlım bir sonraki analizde hangi kriterler kullanılacak? Hep birlikte göreceğiz.

 

ABD, AB ve ülkemizde kullanılan standartlar hangi kriterleri referans almaktadır? Bunlar arasındaki temel farklılıklar nelerdir?

Ne yazık ki, ülkemizde şu an dikkate alınan bu referans aralıkları günümüzde Amerika ve Avrupa’da kullanılan standartlara göre oldukça yüksektir. Bu değerler kıyıdan açıklık, derinlik ve de maaruziyet süresi gibi faktörler yok sayılıp sadece ISO standartı dikkate alınarak Türkiye’de bunlar kullanılıyor bizde de bunları kullanalım demek doğru değildir. Unutmayalım ki, ISO standartları günümüzde çok kolay elde edilebilen sadece temel değerleri ifade etmektedir. Bunu daha kolay anlatmak için basit bir karşılaştırma yapmak yeterlidir. Türkiye’de ve ülkemizde kabul gören Dünya Sağlık Örgütü standartlarına göre içme suyu ve kamuya açık havuz sularında E. coli ve Enterokok gibi bakterilerin 100 ml’de 0 olması gerektiği, deniz plaj sularında ise E. coli’nin 100 ml’de 250-500 arasında, Enterokokların ise 100 ml’de 100-200 arasında olması gerektiği belirtilmektedir. Aynı bakteriler için ABD Çevre Koruma Ajansı (Environmental Protection Agency, EPA) değerleri havuz suyunda Enterokok seviyelerini 100 ml’de 33 ve deniz suyunda 100 ml’de 35 olarak belirtmektedir.

plajlar.jpg

Bu yazı toplam 1822 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar