Halk, kendini kaygılı, umutsuz ve çaresiz hissediyor
Göç Kimlik ve Hak Çalışmaları Merkezi (CMIRS), tarafından gerçekleştirilen anket çalışmasının, Mart 2024 sonuçları geçtiğimiz günlerde açıklandı. Sonuçlar, benim için sürpriz olmadı. Malumun ilanı diyebilirim.
Ankete katılanların Yüzde 80’i, ülkede adaletsizliğin, Yüzde 86’sı ise partizanlığın. yüzde 90,6’sı yolsuzluğun, yüzde 82,4’ü de rüşvetin yaygın olduğunu düşünüyor.Maalesef, Ülkede başka araştırmaların da tespit ettiği üzere, yolsuzluk ve rüşvet dolu dizgin gidiyor.
Bu bağlamda, adaletin yeniden sağlanabilmesinin mümkün olduğunu düşünenler ise azınlıktadır.
Yolsuzlukların yargı yoluyla cezalandırılması, toplum genelinde adalet duygusunun yeniden yerleşmesine imkan sağlayacaktır.Yapanın yanına kar kalmamalıdır.
Anket sonuçları, sosyo- ekonomik koşulların kötüleşmesi, yasal boşluklar ve bilinçsiz seçmenlerden oluşan bir ortamda, rüşvet ve yolsuzluk için uygun zemininin hazırlandığını gösteriyor.
Bilinçsiz seçmen saptaması son derece yerindedir ve bu seçmenler ülkenin geleceğine olumsuz bir şekilde etki etmektedir.
Ankete katılanların sadece yüzde 15,52’si Cumhurbaşkanlığı’na, yüzde 14,28’i hükümet’e ve yüzde 13,83’ün Meclis’e güvendiğini açıkladı.Bu sonuçlar bize, ülkede siyasete güvenin oldukça düşük düzeyde olduğunu gösteriyor.
Ankete katılanlara göre, ülkede en az güven duyulan kurumlar olarak Hükümet, Cumhurbaşkanlığı,Meclis ve Siyasi partiler öne çıkıyor. Katılımcıların, en çok güven duyduğu kurumlar ise,Yargı,Polis ve Medya olarak sıralanıyor.
Anket, Ülkede işlerin doğru yönde gittiğini düşünen kesimin sadece yüzde 16.7 olduğunu, toplumda endişe, çaresizlik, öfke ve depresyon gibi duyguların arttığını, toplumun kendisini umutsuz ve çaresiz hissettiğini gösteriyor.
Anket, ülkede yönetim açısından ciddi bir boşluk olduğunu ve sorunların çözülebileceğine dair inancın da oldukça düşük olduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, katılımcıların yüzde 83.3’ü ülkede işlerin yanlış yönde gittiğini düşünmektedir.
Ekonomik sorunlar, toplumun en önemli sorunu olarak ankette öne çıkmaya devam etmiştir. 3 ay önceki dönemde, Kıbrıs Sorunu en önemli 3. Sorun iken, bu dönemde yeteneksiz/beceriksiz liderler, Kıbrıs Sorununun da önüne geçmiş durumdadır.
Kötü yönetilmekten bıkan halkın, Kıbrıs sorununun çözümünü kendine bir çıkış yolu olarak görmesi, ancak, çözümle ilgili herhangi bir gelişmenin de olmaması, halkın moralini daha da bozmaktadır.
Düşük maaşlar, yüksek yaşam maaliyetleri ve yolsuzluk da, katılımcılar tarafından önemli sorunlar arasında görülmektedir.
Ankete katılanların yüzde 59.13’ü, 2 sene içerisinde kendi ekonomik durumunun daha kötü olacağını, yüzde 69.22’si ise, ülke ekonomisinin de, 2 sene içerisinde daha kötü olacağını belirtmektedir.
Öte yandan, Ülkenin yaşanabilirlik puanı bu dönemde, 10 üzerinden 5. 50 olmuştur. Bu dönemde, toplumun mutluluk puanı da, düşüş göstermiş ve 10 üzerinden 5.94 olmuştur. Ayrıca, sosyal güven oranı da 2.67 olmuştur.
Sosyal güven, toplumda bireylerin birbirine olan güvenidir.Bu oranın yüksek olduğu durumlarda, bireyler, toplumu ve ortak çıkarlarını iyileştirmek için, eşit olarak işbirliği yaparlar. Toplumda sosyal güven oranlarının düşük olması, hem demokrasi, hem de toplumun geleceği adına endişe vericidir.
Demokrasi ve İyi Yönetim Barometresine göre de, bu dönemde sağlık konusu en düşük puan verilen konu olarak öne çıkmış ve eğitim de en düşük puanlar arasında yer almıştır. Görüldüğü üzere, halkın en önemli ihtiyacı olan kamu sağlık ve kamu eğitim sistemi, halkın gözünde dökülmektedir.
Ayrıca, yöneticilerin hesap verebilirliği, alınan kararların şeffaf olmaması, gelir dağılımında adaletsizlik ve çevre konusu da en düşük puanlar arasındadır.
Sonuç olarak, yapılan bilimsel araştırma ve anketler, toplum ve ülke ile ilgili önemli tespitler sunmaktadır. Hükümetler, ortaya çıkan bu tespit ve sorunlara yönelik, politikalar üretmelidir. Tedbirler alınmazsa, sorun haline gelmiş konuların düzelmesi mümkün değildir.
Bahse konu araştırmanın sonuçları, ülkedeki olumsuzlukların, vatandaşları kötümserliğe sevk ettiğini gösteriyor. Vatandaşlar, sorunların düzeleceğine dair bir umut ışığı da görmüyor.
Halkın sorunlarına eğilmeyen, yolsuzlukları önleyemeyen, vatandaşa eşit, adil davranmayan Hükümetler, ülkelerine ekonomik ve sosyal refah verememektedir.
Popülizm yaparak, milli duyguları kullanarak ve devamlı vaatlerde bulunarak ülkeyi yönetmeye çalışan Hükümetler’ in halka vereceği birşey kalmamıştır.
Bu araştırma ve anketlerde öne çıkan sorunların düzelmesi için, halkın önemli bir bölümü de, bireysel çıkarlar, makam, mevki, menfaat peşinde koşmaktan vazgeçmeli, ülkeyi iyi yönetmeyen Hükümet’lerden desteğini çekmeli ve geleceğini karartmamalıdır.