Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası ve Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası’nın çağrısı ve 75 civarında örgütün ve muhalefet partilerinin de desteğiyle, Salı akşamı Lefkoşa’da yürüyüş ve miting düzenlendi.

Laik eğitim ve toplum yapısına tehdit oluşturan, Atatürk İlke ve Devrimlerini temel alan anayasa ve yasaların  ve halk iradesinin hilafına, okullardaki disiplin tüzüğünde çok gereksiz bir şekilde değişiklik yapılması bardağı taşırmış ve bu miting düzenlenmiştir.

Buradaki en hassas nokta, 18 yaşına gelmemiş,(Reşit olmamış) kız çocuklarının, muhtemelen ve çoğunlukla ailelerinin isteği ile baş örtüsü ile okula gelmek istemesi ve bu yönde okullar için mevcut disiplin tüzüğünde Hükümet’in değişiklik yapması kolaycılığını seçmesidir.

Üstelik de, bu konuda ülkemizde Hala Sultan Koleji gibi bir seçenek de mevcut iken, bunu yapmaları, halkı kışkırtmaları ve sinir uçları ile oynamaları, en hafif tabiri ile beceriksizlik ve basiretsizliktir. Aslında, bunu niye yaptıklarını da, bütün halk bilmektedir.

Düzenlenen mitinge, toplumun bütün kesimlerinden, siyasi görüşü farklı da olsa, on binlerce kişi katıldı. Onları buraya toplayan esas motivasyon, laik eğitim ve çağdaş toplum yapısına karşı tehdit hissetmesi ve Hükümet’in kültürümüze, yaşam biçimimize uygun olmayan düzenlemeler yapmak istemesiydi:

Bu halk, baskı ve tehdit ile kutuplaştırılmaya, yüz yıllar içinde oluşturduğu kültür, kimlik ve laik yaşam tarzının değiştirilmesine her zaman karşı çıkmıştır ve yine karşı çıkacaktır. İngiliz Sömürge yönetimine de karşı bu konuda büyük mücadeleler verilmiştir.

Geçen akşam yapılan eyleme her görüşten insanımızın katılarak, eğitim sistemimizde Hükümet eliyle, tepeden inme, halk iradesine  karşı yapılmak istenen dayatmalara tepki göstermesi de bundandır.

Bu halkın, din ve inanç özgürlüğüne her zaman saygısı olmuştur. Herkes kendi hayatında dini inançlarını özgürce yaşamaktadır. Kimse kimseye karışmamaktadır.

Bu konuda, okul kıyafet tüzüğü üzerinden, öğretmenlerimizin, ailelerin ve öğrencilerin  karşı karşıya getirilmesine ve gerginlikler yaratılmasına izin verilmemelidir.

Disiplin tüzüğünde, Eğitim Bakanlığının yaptığı son düzenleme de sorunu çözmeyecek, gerginlikleri artırabilecektir. Bu konuda, Bakanlık süreci iyi yönetememiş, İrsen Küçük Ortaokulunda, okul idaresine baskı yapılarak, gerginlikler yaratılmasına neden olmuştur. Ayrıca, halkımızı, bazı din görevlilerinin veya başka  kimselerin tehdit etmesine, bölmesine fırsat verilmemelidir. Bu suçtur ve gereği yapılmalıdır.

Milli Eğitim Bakanlığı ve Hükümet, öğretim yılının sonuna yaklaştığımız bu dönemde, gereksiz bir adım atmış, disiplin tüzüğü üzerinden yarattığı kaos ile toplumsal kutuplaşmalara yol açmıştır.

Çocukların siyasi bir malzeme olarak kullanılması, Öğretmenlerimizin hedef gösterilmesine ve onlara yönelik haksız saldırılara neden olmuştur. Bütün bunlar, toplumun çoğunluğu tarafından, laik ve çağdaş eğitime müdahale şeklinde algılanmakta ve büyük tepki görmektedir.

Hükümet, bugüne kadar yaşananları iyi yönetememiştir. Bu konuda, sağduyulu yaklaşım sergilememiş ve toplumun daha fazla gerilmesine yol açmıştır.

Laik ve demokratik eğitimden vazgeçmemizi kimse beklemesin. Bu konuda, Anayasa kuralları çok nettir. Atatürk ilke ve devrimleri her zaman pusulamız olacaktır.

Toplumsal huzurumuzu bozmaya çalışanlara inat, saflarımızı sıklaştırıp, birlik ve dayanışma içinde olmalıyız. Bu uğurda mücadeleden de kaçınılmamalı ve tehditlere boyun eğilmemelidir.

Kıbrıs Türk halkı, yüz yıllardır, dilini ve dinini koruyarak var olmuştur. Bu halkın ulusal bilinç ve din konularında ders almaya ihtiyacı yoktur. Bu konularda hariçten gazel okumak, hiç kimsenin haddi değildir.

KKTC, laik, demokratik bir hukuk devletidir. Bu ülkenin ve halkın takip ettiği en doğru, gerçek yol, bilim ve laik çağdaş uygarlık yoludur.

Kıbrıslı Türklerinin varlığı ve iradesine yönelik hamleler yapılması, oluşturulan suni gündemlerle siyasi rant elde edilmeye çalışılması karşısında halk direnecek ve  bu girişimlere izin vermeyecektir.

Kıbrıs Türk halkının kimliğine, kültürüne, örf, adet  ve geleneklerine, eğitim kurumları vasıtasıyla  müdahale edilmesine izin verilmeyeceğine, halk güçlü bir şekilde tepki vermiş ve vermeye devam edecektir.

Laiklik, dinin siyasallaşmasını engelleyecek en önemli güvencedir. Laik ve bilimsel eğitim bunun en somut sigortasıdır. Bunu korumak, her vatandaşın sorumluluğundadır ve buna sahip çıkılmalıdır.

Hükümet’in bu konuda halkın tepkisini dikkate almaması sonucunda, değişiklik yapılan disiplin tüzüğü, sendikalar ve muhalefet partileri tarafından da Anayasa Mahkemesi’ne taşınacaktır. Gelişmeleri hep birlikte göreceğiz.

Önemli olan, öğrenciler, aileler ve öğretmenlerin karşı karşıya gelmemesidir. Fakat, Hükümet’in bunu düşünmediği, Eğitim Bakanının yaptığı, disiplin tüzüğünde geri adım atmayacağız, kimseden de görüş almayacağız  yönündeki açıklamalarından  da net olarak görülmektedir.

Nitekim, dün Bekirpaşa lisesinde bir öğrencinin baş örtüsü ile sınıfa girmesinden sonra, ilgili sınıfın öğretmenleri derslere girmeyerek eylem başlatmıştır.

Ülkedeki mevcut kaos ortamında, halkın sokaklara döküldüğü bu günlerde, sorun çözme yeteneğini kaybetmiş, halkı kutuplaştırmaya iten, Anayasa’yı dikkate almayan, kendi içindeki milletvekilleri ile bile görüş ayrılığına düşen ve  meclisi dahi açamayan bu Hükümet’ in yapacağı en iyi iş, ülkeyi süratle erken genel seçime götürmek olmalıdır.