Karpuz, Hellim, Devlet!
“Devletçilik” oyunu yokluk getiriyor!
Her yerde…
Avrupa piyasasına açılma şansımız var ancak ada yarısını dayatma ve müdahale ile yönetenlerin buna pek de niyeti yok.
Yüzlerini Avrupa yerine inatla Türkiye’ye döndürüyorlar.
Kıbrıs bir Avrupa Birliği ülkesi, bunu unutturmak istiyorlar.
***
Hellim!
Niyetleri üretimi düzenlemek değil egemenlik yarıştırmak.
“Devlet” taklidi yaparak sağa sola ayar çekmek yerine işimize baksak yol alacağız.
***
Avrupa Komisyonu, Χαλλούμι/Halloumi/Hellim'i ‘Menşe İsmi Korumalı Ürün’ (PDO) olarak tescilledi ya! Güneyde sürekli içeriği tartışıyor, kararlar alıyor, eylem planı hazırlıyorlar.
Kuzey ise hep bir “kınama” ayarında!
***
Avrupa Birliği’ne de bir çift laf edelim tabii…
“Ortak Çalışma Grubu” oluştu ancak henüz toplanmadı.
Bürokrasiye dair nasıl bir hantallık öyle!
Avrupa’nın ortak “Çalışma Grubu”ndan ayrı kuzeyde bir de tek yanlı “Hellim Kurulu” var.
Bir üyesiyle konuştum, “ne yapıyorsunuz” diye…
“Gündelik problemlere, gündelik çözümler arıyoruz ancak hiçbir yol haritamız yok” dedi.
***
Kuzeyden henüz iki firma başvurmuş, sürece resmen katılmak için!
Bu iki firma 57 çiftlikten süt topluyor, bu çiftliklerden sadece 3’ünde denetim yapılmış.
Hani, hep ayar çekiyoruz ya, “Bize niye sormuyorsunuz” diye… Sanki sorsalar çok biliyoruz, nerede, ne var…
Uluslararası akredite Bureau Veritas gelse, “kime sordunuz” diyeceğiz.
***
Avrupa Birliği’nin “Menşe İsmi Korumalı Ürün” standartlarına tam olarak uyulması gerekiyor, bunun için de yol haritası şart.
Güney kimi değişiklikleri tartışıyor.
2024’e kadar koyun sütünün az olduğu dönemlerde küçükbaş hayvan sütü oranının yüzde 10, arttığı dönemlerde de yüzde 20 olması gibi... 2029’a kadar da her yıl yüzde 5 oranında artırarak yüzde 50’ye ulaşmak istiyorlar.
Adanın kuzeyine işe şuradan başlayabiliriz. Hele bir hellimin üzerine yazalım, şu anda kullanılan süt oranları ne?
***
İşimiz gücümüz hep bir “sızlanma” hali, “mağdur” edebiyatı, illaki “kabadayılık…”
Planlama yok tabii…
2020 verilerine göre adanın kuzeyinde 630 inek sütü üreticisi var, 148 bin ton inek sütü elde ediliyor.
4 bin 257 koyun keçi üreticisi de 23 bin ton süt elde ediyor.
Küçükbaş süt üretimi epeyce az ve bunu geliştirmek şart!
Üretmek, pazarlamak ve geleceği kurtarmak için!
Hepimiz “memur” olmayacak ve hep birlikte dilenmeyeceksek eğer..
Kaç sene!
“Merhaba,
(Dünkü) yazınızda ülkeye sokulan 39 milyon eurodan bahsederken ‘böylesi bir rakama ulaşmam için 60 sene çalışmam gerek’ demişsiniz.
Eğer hesap hatası yapmadıysanız KKTC'de bir gazeteci olarak ayda 54 bin küsur euro gelir elde etmeniz ve maaşlara yapılan son artışları eleştirmeniz biraz tuhaf olmuyor mu?”
Cemal Eskici adlı okur yazdı bunu!
Elbette öyle değil çünkü hesabını bile tutamayız böylesi rakamlarım…
Çoğunluk da bilir zaten özel sektörde gazeteci olarak asgari ücret düzeyinde bir gelire sahip olduğumuzu…
600 sene olacaktı…
60 yazmışız!
Lafın gelişi elbette…
Yine de sanırım yazının özü çok başkaydı.
“Yer altının yer üstüne karıştığı, kirliliğin ve çürümenin giderek büyüdüğü, karanlığın ve korsanlığın yeni siyaset diyerek kutsandığı, hukuk dışılığın milliyetçi bir övünce dönüştüğü yerde, duruşma salonları giderek makam odalarını andırıyor.”
Ah bunu sorgulayabilsek keşke!