“Aşağıya ayaklarınıza değil, gökyüzüne bakmayı aklınızda bulundurun. Yaşadığımız bu narin gezegenin ötesine gitmeyi başaramamamız durumunda bir 1000 yıl daha hayatta kalacağımızı sanmıyorum.’’

Bu sözler, dünyaca ünlü dahi fizikçi Stephen Hawking’e ait...

Başka gezegenlere gitmemizi öneriyor!..

Biz...

Sarayönü’nden öteye gidemezken henüz...

***

Bu çağda, hem de “mecburi” diyerek askere aldıkları çocukları dövüyorlar, ülkemde...

Ve konuşamıyoruz dahi...

Kimini de döve döve öldürüyorlar...

Üstelik, tek bir hükümet yetkilisi çıkıp özür dilemiyor bile...

“Ey Anadolu insanı!.. Çocuğunu askere gönderdin bu topraklara, geriye ölüsünü gönderdik. Özür dileriz” diyemiyorlar...

Yok bu narin gezegenin ötesine gitmeyi başarmak...

***

Elbirliğiyle..

Uzlaşarak...

Kavgasız dövüşsüz “faiz mağdurlarının” sorununu çözemiyoruz daha...

Hangi konuda uzlaşabiliyoruz ki?

İnsanları “bizim partililer” ve “ötekiler” diye ayırıyoruz...

Sonra “bizim iyi partililer” ve “sıradan partililer” diye...

İşsiz insanlar içerisinden “en ihtiyaçlıları” seçmekten dahi aciz bir yapımız var.

Bu kadar vicdansız...

***

Dağları deliyoruz...

Doğanın en bakir, en güzel noktalarını seçiyoruz “kirletmek” için...

Betona boğuyoruz her bir köşesini bu güzel yurdun...

“Kişiye ya da şirkete özel” yasalar yapıyoruz birkaç günde...

Sütü “zehirli” koyuyorlar soframıza, hem de neredeyse “alkollü içki” fiyatına...

İçiyor, ses etmiyoruz yine de...

***

Kadın bedeni sömürülüyor.

Çocuk yüreği sömürülüyor.

Göçmeni sömürülüyor.

İşçisi sömürülüyor...

Nice kuşağın umudu sömürülüyor ha bire...

***

Ah dahi Hawking ah!..

Öteki “gezegeni” hayal etmek bir yana, bu küçücük adanın bir yarısından, ötekine çözemiyoruz bir derdini...

Bu çağda... Hâlâ...

Biz, aşağıya ayağa değil.

Ayağın bile altına bakıyoruz, merakla...

Serbest liman!

Serbest limanda yeni istihdamlar yapıldığı iddiası var.

Geçen hafta 3 kişi işe başlamış ve yenileri geliyormuş.

En önemli iddia, istihdam edilenlerden birinin de Serbest Bölge Yönetim Kurulu Başkanı’nın oğlu olması...

Başbakan ve Ekonomi Bakanı sık sık “serbest limana maaşları ödemek için her ay ek katkı yapıldığından” şikayet ederken, istihdam iddiaları eğer doğruysa, partizanlığın tadı iyice kaçtı demektir.

Bekleyelim bakalım.

Belki birileri yalanlar...

Biz de “o kadar da değilmiş demek” diye, geri alırız, yazımızı...

good morning!

Taçoy’u dinledim dün sabah,ADA’da... “Seçmene verdiğimiz sözleri tutmadık” mealinde konuştu, yine.

Günaydın!...

 Hem de ne günaydın!!!

Gerek var mı?

Türkiye ile KKTC arasında 11 Kasım 2011 tarihinde Ankara’da imzalanan 500 milyon ABD doları tutarındaki krediye dair ekli anlaşmaya göre, Türkiye, KKTC’ye 500 milyon dolar kredi kullandıracak.

Bu anlaşma MECLİS’te onaylanmamış!.. Ve UBP içerisinde bu da konu olmuş, “Neden Meclis’in onayına sunulmuyor” diye. “Gerek yok”, demişler!.. Ne olacak canım, MECLİS dediğin ne ki?