Orman Dairesi müdürlüğüne öğretmen atadılar galiba, iki mühendis varken;  iskâna da ormancı!
O kadar çok komiklik var ki, bir türlü ucunu bucağını yakalayamıyorum!
Acınacak hal bu, gülüyoruz artık.

***

Hani dün yazmıştım ya, Başbakanlık Denetleme Kurulu’na karıkocadan birini iki sene evvel, birini şimdi, tam da aynı göreve getirdiler diye…
Evde biri müşavir, biri yönetici…
Barem 18A demiştim, brüt 7 bin 350 lira…
Meğer az yazmışım!
Tabii biz bu barem işini de çakmıyoruz…
8 bin 697 lira 90 kuruş brüt başlangıç ücreti!
Her sene bir de “barem içi artış”ı var bunun…
Emekliliğe de “topundan” çıkıyor…
10 bin 456 brüt aylık!

***

Yani mesela bizim işletmede, bu maaşa dört kişi çalışıyor!
Hem de “çalışıyor” ha (!)

***

İnsanlar elbette birbirini yer, çiğner, kemirir bu ülkede müdürlük ya da yükselmek için!
Partiler o nedenle arı kovanına dönüşür her seçim sonrası!
Nedir bu maaşlar yani…
Dünyanın en geri kalmış yönetim anlayışı içinde, bu kadar çok maaş ne için yani?
Ne yönetiyorlar, ne denetliyorlar, ne sorumluluk alıyorlar a dostlar!
Nerede yaratıcılık var, nerede bir arpa boyu alınan mesafe, nerede hayatımızı iyileştiren küçücük bir dokunuş!

***

Bir iyilik mi istiyorsunuz bu topluma, amirliklerin üçte ikisini budayınız!
Gereksiz!
Toplumun sırtından, ahalinin ensesinden söğüşlenme yeri çoğu…
Öyle değer falan yaratıldığı, toplumsal fayda üretildiği de yok ayrıca…

***

Hem memleketin bütçe koşulları hem de genel alım gücüne baktığımız zaman çok orantısız üst düzey maaşlar var!
Bu orantısızlık siyasetin de adaletin de dengesini bozuyor.
İnsanlar kaybediyor kendini…
“Üst düzey”e gelmek kimileri için hayatın tek amacına dönüşüyor.
Ve hükümetler, makam dağıtarak adeta rüşvet veriyor, rüşvet alıyor.

***

Yani bir insan, bu ülke ekonomisinde, 8-9 binlerde bir maaş alıyorsa “yönetici” olarak, harikalar yaratması gerekiyor!
Hani, nerede?