Her sene sanki ‘ilahi’ bir emir gibi ‘harçlar’ artıyor!..
Peki hizmetler?

***

‘Seyrüsefer’e çok bir artış gelmedi,  birkaç kuruş, teselli...
İyi de bu ‘ruhsat’ parası daha iyi yollar, çok daha çağdaş bir altyapı için değil mi?
Hani, nerede?

***

Bir senelik ‘lastik değiştirme’ bilançom beş!..
Arabanın lastik sayısı dört!..
Ruhsat ‘değirmi’ ya, yollara baktıkça görülüyor izi.

***

En fazla da ‘pasaport’ harcı koyuyor.
Hani derler “ciğeri beş para etmez” tam öyle...
5 senelik pasaporta 239 TL ödüyorsun.
Ne işe yarıyor peki?
Türkiye için anlamı yok, “kimlik” de girebiliyorsun..
Avrupa’da zaten geçmiyor!..
İşlevi şu!..
Türkiye’den çıkışta gösteriyor, uçağa binince kaybediyor, sonra ‘Kıbrıs Cumhuriyeti’ne davranıyorsun!..

***

En ‘aptalcası’ ehliyet ücreti!..
“Ehliyet”i bir sınavla alıyorsunuz..
“Diploma” gibi yani..
“Ehil” olduğunuza karar veriyorlar ve size diyorlar ki, “Alınız bu ehliyetiniz!..”
Sonra “kullanım süresi doluyor...”
Domates salçası gibi (!)
Sizi tekrar sınava almıyorlar...
“Ehil” olup olmadığınıza yeniden karar vermiyorlar...
Nedir peki?
“Maaş haracı.”
Tam da öyle...
Kasaya para girmesi için “haraç” ödüyoruz, birkaç yılda bir!..

***

“Ehliyet” konusunda, Avrupa ya da güneydeki örnekler böyle değil.
İki senede bir “ehliyet”e para ödenen ender ülkelerden birisi, Kuzey Kıbrıs...

***

Evlenirken para, boşanırken para, sınava girerken para, okula yazılırken para, işlevsiz pasaporta para...
Peki hizmet ?!
Gel de ara...