Kısa adı HASDER olan Halk Sanatları Derneği 41. Kuruluş yılı etkinlikleri çerçevesinde 10 Temmuz, Salı akşamı YDÜ Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde 230 kişinin katkı koyduğu coşkulu bir gösteri gerçekleştirdi.

Yaşar Ersoy’un yazıp yönettiği, 1977 yılından itibaren HASDER’de çeşitli görevler üstlenmiş yüzlerce genç çocuk, yetişkin gönüllünün sahneye çıktığı etkinliği, salonu hınça hınç dolduran izleyiciler büyük bir merak ve beğeniyle izleyip, ayakta alkışladı.

Gösteri öncesinde açılışını LTB Başkanı Mehmet Harmancı’nın yaptığı “HASDER’le Anılar” sergisi de büyük bir beğeniyle izlendi.

Asimilasyona, toplumsal yozlaşmaya inat 41 yıldır üreten, büyük özverilerle ve gönüllülük temelinde Kıbrıs kültürü ve Kıbrıslı Türk kimliğinin yok edilmesine karşı mücadele eden HASDER’in 41. Yıl manifestosunu ise dernekte başkanlık yapmış Bülent Kanol, Engin Anıl, Mehmet Birinci, Ayşe Kayalı, Öcal Erten, Ali Nebih ve Kani Kanol okudu.

41. yıl manifestosunda şöyle dendi: “Bizler, yıllar önce HASDER’in çalışmalarının “bir kıpırdanışa yol açacağı ve toplumun kültürel mirasına sahip çıkmasına ön ayak olacağı umuduyla” yola çıkmıştık.

Amacımızın Kıbrıs ve Kıbrıs Türk folklorunu araştırmak, yaymak ve yaşatmak olduğunu hiç unutmadan, tüm HASDERliler, gönüllü olarak ve çok büyük özverilerle çalıştık. Büyük bedeller ödeyen arkadaşlarımız oldu. Çok ciddi suçlamalara, baskılara ve ayrımcılığa maruz kaldık.

Bunların hiçbiri bizi yıldırmadı. İlk günün heyecanı ile çalışmaya devam ettik. Somut olmayan kültürel mirasımıza, tarihimize, kimliğimize ve kültürümüze sahip çıktık, çıkmaya devam ediyoruz.

Kültürel asimilasyonu kabul etmedik, etmeyeceğiz. Bunu yaparken ama kimseyi ötekileştirmedik, ötekileştirmeyeceğiz. Halkların kardeşliğine inandık, inanmaya devam edeceğiz.

Toplumsal sorumluluğunun bilincinde ırk, din, renk, kültür ve cins ayrımını reddeden, gönüllülük ve profesyonellik prensiplerine eşit şekilde sahip çıkan çağdaş, ilerici ve demokratik bir kurum olmak için çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz.

Çocuk, genç, yetişkin üyelerimiz ve siz aileleriyle birlikte üretimden kopartılmış, iradesine gerçek anlamda sahip çıkamayan bir toplum olarak, bu coğrafyada, kurumsal yapısı güçlü, sürdürülebilir, şeffaf, hesap verebilir ve üretken bir örgüt olmak için çok çalıştık, çalışmaya devam edeceğiz.

Ve işte 41 yıl sonra 41 kere maşallah diyerek sizleri selamlıyoruz. Bu 41 yılda ülkemiz kültür alanında önemli bir köşe taşı olduk , sizlerin de desteği ve inancıyla daha büyük projelerle hep karşınızda olmaya kararlıyız. Küçük küçük adımlarla ülkemizde barış adına birçok iki toplumlu çok kültürlü projeye imza attık.  Atmaya devam edeceğiz. Bu küçük yaralı adanın tüm yaralarını sarmadan , name name , ilmek ilmek bu adada barışı dokumak için , hep beraber  çalışacağız , çalışacağız çalışacağız.”