Hasta Hali ve Bekleme Odası…ı
Sevgili Okuyucularım,
Ne garip ki, geçen hafta sizlere yazdığım hastalıklarla ilgili durumlar gerçekleştiJ
Bugün günlerden Perşembe, hafta başından beridir süregelen grip sayesinde bugün evde mahsur kaldım.
Ne olurdu bir kez de ayakta geçirebilseydim
Sevgili Okuyucularım,
Ne garip ki, geçen hafta sizlere yazdığım hastalıklarla ilgili durumlar gerçekleştiJ
Bugün günlerden Perşembe, hafta başından beridir süregelen grip sayesinde bugün evde mahsur kaldım.
Ne olurdu bir kez de ayakta geçirebilseydim…
Şanslı insanlardan olamadımJ
İnsanlar daha çok çalışma hayatına daldıkça daha çok sağlık ve konfor için para harcar olduk.
Eskiden acaba bu kadar hastalık var mıydı?
Veya bu kadar konformist olan insanlar var mıydı?
Kanımca yoktu.
Sanki mühim bir işmiş gibi yeni çıkan telefonlardan alıyoruz.
Teknolojiyi sevmiyorum diyen ben, işlerimi daha kolaylaştırmak için yeni çıkan Samsung Galaxy Note telefonlarından aldım. Hem telefon, hem ipad hem de bilgisayar, inanılmaz bir alet…
Fakat bir günde şarjı bitiyor. İstanbul’da olduğum zamanlar maalesef çok sorunlar yaşıyorum.
Bir seferinde İstanbul’a giderken şarj aletini götürmemiştim. Oradan alırım demiştim. Ve de öyle yapmıştım.
Ucuz olsun diye 10 liraya bir tane aldım. İnanır mısınız, bir sefer kullanabildim o kadar…
Daha sonra çöp tenekesine gitti.
Mecbur paraya kıydım ve orijinal olanından aldım. Bir de işin enteresan tarafı gittiğim her yerde çantamda şarj aletini taşıyor olmam.
Cüzdan gibiJ
İnsanlara ikide birde şarj aletiniz var mı diye sormaktan bıktım.
Yanımda taşıdığım zaman daha az sorun oluyor. Ekranı büyük olan telefonlar sadece bir gün dayanabiliyor doldurmuyorsanız…
Bir de keşfettiğim başka bir olay; güya bu telefonu bilgisayar yerine geçsin diye de almıştım ve laptobumu artık yolculuklarımda taşımayacaktım.
Gel gelelim yurtdışında olduğumdan ötürü o kadar çok kablosuz internet parası ödedim ki neredeyse telefonun yarısı kadar bir paraydı…
Telefon faturasını görünce dudağım ucuklamıştıJ
Bu yüzden laptobumu yine İstanbul yolculuklarımda kullanıyorum.
Demek ki ne varsa eskilerde varmış sözü doğruymuş…
Onun dışında bu hafta öyle böyle geçti.
Bir de insanların gerçekten artık daha yalnız olduğunu dün anladım.
Dün bir doktora gitmiştim. Sıramı beklerken benden sonraki hasta geldi.
Ben yalnız başıma olduğumdan, telefonumla oynuyordum. Kapı açılıp içeriye birisinin geldiğini görünce iyi demiştim beklerken sıkılmayacağım, bekleme odalarını oldum olası sevmem.
Bir de ne göreyim; o da benim gibi telefonuyla oynamaya başlamış…
Bu durumda ben de biraz dergi, biraz telefona bakarak sıramı bekledim.
Bazı şeyleri yazıyoruz ve sonraları yazdıklarımızı tecrübe edince işin ciddiyetini daha bir anlıyor gibiyiz.
Bu hafta benden bu kadar sevgili okuyucularım.
Haftaya size daha uzun yazı yazmak niyetindeyim. Bugün beni affedin, hastalıktan ötürü böyle oldu.
İyi Pazarlar…