Hastanenin 'pandemi' sancısı
Hastalarının hakkını arayan sağlık örgütleri ve sağlık görevlileri içini YENİDÜZEN’e döktü, devlet hastanesindeki “pandemi kliniği” hazırlığını yorumladı.
Fehime ALASYA
Pandemi sürecinde hastanedeki bölümünü Covid-19 vakalarına bırakan sağlık görevlileri ve bu süreçte mağdur olan hastaların hakkını arayan bazı sivil toplum örgütleri içini YENİDÜZEN’e döktü, devlet hastanesindeki “pandemi kliniği” hazırlığına tepki gösterdi.
Kimisi pandemi sürecinin başından bu yana 6 aydır kendi bölümünden uzakta hizmet vermeye çalışıyor, kimisi de açılım sürecinden sonra geri döndüğü bölümünü bırakmayacağını ifade ederek yeniden ‘boşlatın’ talimatına uymayacağız diyor.
Bu süreci bire bir yaşayan ve etkilenen bazı sağlık görevlileri, hastalarının yeniden mağdur olmasına izin vermeyeceğini belirtirken, aylardır kendi servisi dışında görev yürüten bazı doktor veya hemşireler ise ‘yeter artık, bölümümüze dönelim’ diye isyan etti.
Hasta haklarını savunan bazı sivil toplum örgütleri ise yaşanan zorlukları anlatarak imdat aradı.
Üroloji Servisi Hemşiresi, Kıbrıs Türk Ebeler ve Hemşireler Sendikası (KTHES) Başkanı Ali Özgöçmen, bölümünün daha önce Pandemi amacıyla boşaltıldığını, bu nedenle büyük mağduriyetler yaşandığını, hastaların genel sağlık hizmetinden mahrum bırakıldığını veya özel sektördeki sağlık kuruluşlarına yönlendirildiğini anlattı. Sağlık Bakanlığı’ndan yapılan sözlü ‘bölümü boşaltın’ emrin karşı geldiklerini dile getiren Özgöçmen, bir kez daha bölümlerini taşımak istemediklerini belirtti.
Yaşanan zorlukları örnekleriyle ifade eden Özgöçmen, “Yeniden taşınmayı kabul etmeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
Sağlık Bakanlığı’nın Üroloji Servisi’ni boşaltın talimatına atıfta bulunan Özgöçmen, “neden Ürolojiyi de boşaltın dediler? Hani tüm donanımları vardı? Demek ki halka yalan söylediler” dedi.
“Bölümlerin taşınması çok sıkıntılı”
Covid-19 olmayan hastaların hizmetini aksatmadan, salgın sürecini yönetebilmenin önemine değinen Kardiyoloji Bölüm Şefi Dr. Gülgün Vaiz de “Birlikte tedavi verme durumunda ölümler artabilir ama bölümlerin taşınması çok sıkıntılı” diyerek yeniden ayrı pandemi hastanesinin önemine değindi.
Ayaktan Tanı Merkezi’ni Pandemi bölümüne vermek zorunda kaldıklarını anlatan Vaiz bu süreçte yaşanan zorluklara da değindi.
“Biz sürünüyoruz, başka servisleri de bu duruma sürüklemek istiyorlar”
MS hastalarının aylardır Nöroloji bölümünden uzak, yüksek katta, yetersiz yatak kapasitesi ile servis alamaya çalıştığını anlatan MS Derneği Başkanı Sibel Hançerli, hastaların birçok zorlukla boğuştuğunu anlattı.
Hançerli, “Biz sürünüyoruz, başka servisleri de bu duruma sürüklemek istiyorlar” diyerek, buna sitem etti.
“Oda ve yatak kapasiteleri yetersiz”
Şubat ayından beridir kendi bölümü olan Nöroloji Servisi’nden uzakta, Dâhiliye Servisi’nde olduklarını anlatan Başhemşire Firdevs Gıral Bladanlı ise artık servislerine inmek istediklerini belirterek, yaşadıkları zorlukları anlattı.
Oda ve yatak kapasitesinin yetersizliğinden yakınan Bladanlı, her salgın durumunda taşınmak istemediklerini belirtti.
SAĞLIKÇILAR VE SAĞLIK ÖRGÜTLERİ NE DEDİ?
Üroloji Bölümü Klinik Şefi Dr. İsmet Başar:
“Yaşadığımız zorlukları yeniden ikinci dönemde de yaşamak istemiyoruz”
"Ürolojinin genel olarak hastaları majör, büyük ameliyat geçiren, yaşı ileri ve yüksek riskli hastalardır. Hastane içinde bile olsa bir servisten diğerine taşınması risk taşır.
Geçtiğimiz dönemde üroloji servisi hastane içinde 2 ayrı servise, ardından Kolan Hastanesi’ne taşındı. Tabi ki hastalarımız bundan zarar gördüler. Hastalarımızın bir kısmı kronik hastalardır, sürekli hastaneye gidip gelmesi gereken hastalardır, bunlar gelemediği için de sıkıntı yaşadılar. Hastaları mağdur etmemek için çok gayret gösterdik. Girne ve Mağusa ile işbirliği yaparak ameliyatlarımızı aksatmamaya çalıştık ama kaçınılmaz aksamalar oldu. Kanser hastalarının operasyonlarında gecikmeler oldu Bunu yeniden ikinci dönemde de yaşamak istemiyoruz. Bu görüşlerimizi Başhekimimize aktardık. Bu söylediklerin aynen diğer branşlar için de geçerlidir.”
Nöroloji Bölümü Başhemşire Firdevs Gıral Bladanlı:
“Biz artık her pandemide taşınmak istemiyoruz”
“3 Şubat’ta servisimizi 1 saat içinde boşaltarak Covid-19 hastalarına verdik. Bizim bölümümüz 22 yataklı, yatılı, yoğun bakımlı bir bölümdür. Bundan önce de farklı salgınlarda boşaltılmıştı. Bölümümüz tam donanımlı, içerisinde hem servis var hem yoğun bakım, dışa kapısı açılan bir bölüm olduğu için sürekli en ufak bir durumda bizim bölümümüz boşaltılıyor. Taşınırken Dâhiliye servisine çıktık, ardından odalar sayı olarak çok yetersiz kaldı.
Her servisin kendi düzeni vardır, rutini vardır, tüm bunlar uygulamada personelleri olumsuz ediyor. Personele ait oturma odası, bekleme odası yok. Özellikle yatılı hastalarımız ve ayakta tedavi alan MS hastalarımızın odası yok, oda ve yatak kapasitesi çok kısıtlı. Biz servisimize inmek istiyoruz, biz artık her pandemide taşınmak istemiyoruz. Bunun çözümü olmalı, biz artık her salgın patlağında taşınmak istemiyoruz.”
Kardiyoloji Bölüm Şefi Dr. Gülgün Vaiz:
“Covid olmayan hastaların da hizmetini aksatmadan bu iş yürütülmeli”
“Büyük bir panik ve korku ile hızlı kapandık ve kapanmakla bunu hafif atlattık, çok fazla bulaşmadık ama DSÖ bunun hala devam edeceğini ve hazırlıklı olunması gerektiğini söyledi. Bizde hala hastalar var, bir de Covid-19 hastaları eklendi. Biz bunları Covid ve NonCovid olarak ikiye ayırdık. Şu an Covid’lerimiz de var ve bizi nasıl bir gelecek bekliyor, sayı artacak mı kestiremiyoruz ama DSÖ bizi uyarıyor, dünya bizi uyarıyor, uzayacak diyor. Uzayacaksa hazırlıklı olmalıyız. Dünyada bazı ülkelerin hali ortada. Biz de diyoruz ki hastalıklar sadece Covid değil, başka hastaların da sağlık hizmeti alamaya devam etmesi gerek.
Salgın olacak olursa Covid hastaları nereye yatacak, diğer hastalar nereye yatacak? Birlikte tedavi verme durumunda ölümler artabilir deniliyor, bu yüzden ayrı bir hastane istiyoruz. Kimse zarar görmesin. Sayı artmazsa ve sınırlı kalırsa bu sıkıntı yaratmaz belki ama sayı artarsa sıkıntı yaşayacağız. Ayrı hastane, ayrı ekiplerin çalışması ile riskleri en aza indirelim.
Bölümlerin taşınması çok sıkıntılı. Herkesin düzeni bozuluyor, sistemi çalışmıyor, sıkıntı oluyor. Planlanmış ameliyatlar, hasta yatışları, düzenin bozulmasıyla ortaya çıkan stres büyük sorun oluyor. Covid olmayan hastaların da hizmetini aksatmadan bu iş yürütülmeli.”
Üroloji Servisi Hemşiresi, Kıbrıs Türk Ebeler ve Hemşireler Sendikası (KTHES) Başkanı Ali Özgöçmen:
“Neden Ürolojiyi de boşaltın dediler? Hani tüm donanımları vardı? Demek ki halka yalan söylediler…”
“Temel problem sağlıklı bir organizasyonun yapılmamasıdır. Bir eylem planı yapılıp organize dilmeliydi, bu çok da başarılı yürütülmedi.
Çok emek verildi belki ama daha da esnek olunabilirdi. En başından beridir Pandemi hastanesi istiyoruz. Temel dayanağımız, sırtımızı dayayacağımız en temel unsur buydu.
Çok sağlıklı olmayan şekliyle bazı bölümler boşaltılarak Pandemi yapıldı, karantina oluşturuldu. Bizim Üroloji servisi de bunlardan biriydi. Hasta sayısı arttıkça kadın doğum, oradan Cerrahi’ye dek bu katlar Pandemiye terk edilmişti. Bu hastaneler halkın hastanesidir, bu halkı özellikle orta ve düşük gelirli insanları özel sağlık sektörüne yönlendirmememiz gerek. Tüm uyarıları dikkate almadılar, bu insanlar sağlık hizmetine ulaşamadılar. İlk dalga dediğimiz sürecin arkasından yine uyarılarımız dikkate alınmadı. Neden hastane yapılmadı açıklanmalı. Açılım sürecinde ithal ettiğimiz vakalarla birlikte yeniden servisler dolmaya başladı. Bakanlık yeniden Üroloji servisinin boşaltılmasına ilişkin sözlü emir verdi. Bu bizde kırgınlık ve öfke yarattı. Hastalarımızın etkin sağlık hizmetine ulaşmasında güçlük doğacaktı. Tüm bunları zaten öncesinde yaşamış, tecrübe etmiştik.
Halka ‘biz hazırız’ derken bunları neden düşünmediler, mademki hazırdılar neden Ürolojiyi de boşaltın dediler? Hani tüm donanımları vardı? Demek ki halka yalan söylediler. Neden en ufak fırsatta yine diğer klinikleri daraltma adımları atmaya başladılar?
Ürolojiyi taşıyın emrine biz hemşireler olarak boşaltmayacağız dedik, tüm meslektaşlarımızla hem fikiriz. Daha önce Kolan Hastanesi’ne taşınmıştık, hem biz hem hastalarımız mağdur olmuştu. Diğer bölümlerin daraltılması, insanların sağlık hizmetine ulaşımını engeller ve özele yönelmesine sebep olur, biz bunu yeniden yaşamak istemiyoruz, hastanemizin başı boş değildir. Yeniden taşınmayı kabul etmeyeceğiz.”
MS Derneği Başkanı Sibel Hançerli:
“Kaygı ve stresle atak geçiren hastalarımız arttı”
“Hastalarımız 6 aydır sürünüyor. Önce 4.kata taşındık, oradan Onkoloji bölümü, oradan Kolan Hastanesi, akabinde en son da yeniden Nalbantoğlu’na taşındık. Tüm bu süreçte ne kadar zarar gördüğümüzü anlatmak için aylarca bekledik, sağlık bakanımız da bir doktor, bizi anlar diye konuşmak istedik. Eski bölümümüze, Nöroloji servisine gidelim istedik, bizi anladığını söyledi ama belli ki anlayamamış, aynı zorluklarla boğuşuyoruz. Başka servisleri de buna sürüklemek istiyorlar.
Bu süreçte çok zor günler yaşadık, hastalarımız hastaneye gelmek, ilaç almak istemedi, korktu, hastaneye güvenmedi, kaygı ve stres çok fazlaydı. Bu bizim hastalığımızın en büyük tetikleyicisiydi. Kaygı ve stresle atak geçiren hastalarımız arttı. Şu anda hastalarımız Ortopedi bölümünde hizmet alamaya çalışıyor. Bizim bölümümüz Nöroloji’de düz ayak, zemin katta idi. Bizim engelli hastalarımız var, 3.katta bize verilen yatak sayısı çok az, yetersiz, odalarda tuvalet yok. Tuvalete yetişemeyen hastalarımız oldu… Tüm bunları bakanımızın yüzüne söylediğimiz hale anlatamadık, anlamadılar, anlamak istemediler.
Her şey kötüye gidiyor ama iyiye gitmiyor, hala sonuç yok, çok üzgünüz.”
Evrensel Hasta Hakları Derneği (EHHD) Başkanı Emete İmge:
“Kamu sağlık hizmetlerine yatırımın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz”
“Her dönem olduğu gibi bu dönem de EHHD olarak, kamu sağlık hizmetlerine yatırımın ne kadar önemli olduğunu vurgulamak istiyoruz. Hasta hakları başında gelen sağlığa erişimin ne kadar sıkıntılı olduğunu gördük. Güvenlik hakkı hasta hakları arasında çok önemli bir madde ama gerek pandemi döneminde gerek öncesinde hastaların kendini güvende hissetmediğini gördük.
Bunun yanında yoğun bir ilaç eksikliği de yaşandı. Buna birçok etken neden oldu ama her şeyden önce devletin kendi plansızlığı buna neden. Birçok hasta ilacı geciktiği için zarar gördü. Yine aynı şeyler yaşansın istemiyoruz.”