“Hatırlamanın ve güçlenmenin sanatı: Arpillera…”
Frances Schwabenland
Şili’de demokratik yollarla seçilmiş olan Marksist hükümete karşı 1973’te gerçekleştirilen askeri darbeye General Pinochet önderlik etti. Pinochet’nin ordusu, kendilerini yıkma çabası içinde olduğuna ve politikalarına karşı tehdit oluşturduğuna inanılan on binlerce insanı takip etti. Bu anneler, babalar, oğullar ve kızlar ulusal stadyumda halkın gözü önünde infaz edildi. İnfaz edilmeyenler ise tutuklandı, işkenceye maruz kaldı ya da düpedüz kaybedildi. Ailelere de zarar verildi ve hayatta kalmak oldukça zor bir hal aldı. Kadınların çoğunun kocası kaybedildi ya da öldürüldü ve bu kadınların çoğu hükümet tarafından edilgen ve önemsiz olarak görüldü. Arpillera atölyeleri, Katolik Kilisesi’nin koruması altında bulunan ve esasında Pinochet hükümeti tarafından kendi haline bırakılan Askeri Papaz Evi tarafından 1975’te başlatılmıştır. Yalnız kadın işi yapan kadınlar! Arpilleralar elde dikilmekte ve üzerine 3 boyutlu resimli örtüler işlenmektedir. Anna Burroughs’un adlandırdığı şekilde bunlar, “Direnişe Tehdit, umudun ve protestonun elde dikilmiş işleri” oldular. Burroughs sözlerine şöyle devam etti:
“Arpilleralar, sıklıkla kaybedilenlerin kıyafetlerinden yapıldı. Bazı parçaların üstünde de kaybettikleri sevdiklerinin isimlerini bulmak mümkün. İşlenmiş diğer kelimeler ve ifadeler, basit karşı çıkışlar: Dόnde estás? Neredesin? Pinochet diktatörlüğü altındaki Şili’yi şekillendiren sansür, onun rejimine karşı çıkan bu kelimelerle yenildi. Arpilleristlerin el işleri, askeri hükümetin gizlemelerine karşı ezilenlerin yanında, doğruluk ve adalet için mücadelenin tanığı oldu.
“Koyu çizgiler ve renkler, folk benzeri sahnelerde tasvir edilen güçlü mesajları ifade etmektedir. Dans eden bir kadının arpillerası, kadınların eşlerinin bilinmeyen ölümü ile yalnız başlarına ulusal dansları La Cueca’yı nasıl oynadıklarını anlatmaktadır. Diğer resimler, ordunun şiddetini, katliamını ve silahlı figürleri tasvir etmektedir.
“Arpilleralar, karanlık bodrumlarda ve kiliselerde gizli saklı yapılan toplantılar sırasında yapılıyordu. Çekilen acıların dikilmiş belgeleri, mesajları dünyaya ulaşsın diye ve ailelerine bakabilmek için kadınlar tarafından satıldı.”
Daha sonra arpilleralar barış ve mutluluğa dair kadınların hayallerini anlatmaya başladı. Sevdiklerini hatırlamak ve onurlandırmak için çıktıkları bu yol şimdilerde kadınları sosyal, politik ve ekonomik açıdan güçlendiren bir katalizör görevi görmektedir. Atölyeler bugün de Şili ve Peru boyunca gerçekleştirilmeye devam etmektedir. Villa El Salvador’da mükemmel arpilleralarının satışıyla çocuklarına daha iyi bir hayat sunmaya kararlı olan kadınların adanmışlıkları ve aşkları ile karşılaştım ve kibrim kırıldı. “Half the Sky: Turning Oppression into Opportunity for Women Worldwide” (Gökyüzünün Yarısı-Dünya Çapında Kadınlar İçin Zulmü İmkâna Çevirmek) kitabında Nicholas Kristof ve Sheryl WuDunn şöyle demektedir: “Kadınlık yaşamaya değer şeyler var fikrini taşırken, erkeklik ölmeye değecek şeyler var fikrini taşır.” Bu kadınlar hayatlarını yaşamaya değecek şeylere – aileleri için sağlık hizmetleri, beslenme ve eğitim – yaşamlarını adamaktadırlar.
(SENDİKA.ORG - Frances Schwabenland – 9.3.2015)