10 yıl önce bugün ABD ile İngiltere, Irak işgal operasyonunu başlattı. 9 Nisan’da Bağdat’a giren Amerikan birliklerinin ilk işi çapulcularla birlikte Ulusal Müze’yi talan etmekti. O gün bu ve diğer müzelerden 11 bin kadar tarihi eser çalındı. Sonrasını herkes biliyor. Bu ülkede 10 yılda bir milyondan fazla insan öldü, bir o kadar kocası ölen kadın ve 4 milyon yetim çocuk var. Daha dün Bağdat’taki patlamalarda 60 kişi öldü bunun üç katı yaralı vardı.
İşgalin bir sonucu olarak Sünniler ile Şiiler birbirini kırmaya devam ediyor. Sırada Kürtler ve Araplar var. Türkmenlere ne olacağını kimse kestiremiyor. Irak’ın bundan böyle ne olacağını da bilen yok. Bilenler de gizli planlarını uygulamayı sürdürüyor.
Ne demişti Amerikalılar Irak işgalinden hemen sonra “Sıra mutlaka Suriye’ye gelecek”. Sıra Suriye’ye geldi ama Suriye Irak gibi işgale uğramadan perişan edildi. Yakında bunlar da unutulur. Tıpkı o meşhur Ebu Garip Hapishanesi’ndeki işkence görüntülerinin unutulduğu gibi.
Oysa Amerikalılar Irak’ı işgal ederken bu ülkeye özgürlük, demokrasi ve insan haklarını getireceklerini söylemişti.
Neyin ne kadar geldiği ortada. Gelecek ise çok daha karanlık ve tehlikeli. Yalnızca Irak ya da Suriye için değil tüm bu coğrafya için. Çünkü Irak’ı karanlığın içine sürükleyenler bugün Arap alemlerinde kendi yandaşı İslamcıları iktidara getirerek bu karanlığı zifiri hale getirmek istiyorlar. Libya bu nedenle NATO tarafından işgal edildi.
Mart 2003’te Amerikan işgaline destek veren Erdoğan, 10 yıl sonra benzer görevi Suriye’de üstlenmiş durumda. Aynı Erdoğan Küçük hükümetine yaptığı baskılarla KKTC’yi bölgedeki karanlığın içine çekmeyi amaçlıyor. Kuran kursları, ilahiyat fakülteleri, dini söylemler ve her şeyin sonuna ‘İnşallah’ deyip Ankara’ya bağlılığını kanıtlayan yeni türden UBP’li tipler! Hepsi de Irak işgalinin sonuç ve türevleridir. Hepsi de aynı işgalin farklı alanlardaki figüranlarıdır.
Hepsinin gözü bağlanmış Amerikan’ın peşinde gidiyorlar. Yer, zaman ve format hiç önemli değil. Herkes ‘tamamen duygusal’ nedenlerle görevini yerine getiriyor. 10 yıl önce Irak, 12 yıl önce Afganistan, iki yıl önce Libya ve şimdi Suriye. Ama 12 yıl sonra Taliban’dan kurtulmak için bu ülkeyi işgal eden Amerikalılar şimdi aynı Taliban ile masaya oturmuş konuşuyorlar. Kaide’ye savaş açan ve lideri Bin Laden’i öldüren aynı Amerika hiç utanmadan Suriye’de savaşan Kaideci Nusra örgütüne destek veriyor. Ama aynı ABD, Erdoğan ve Mısır’daki Mursi gibi ‘Uyumlu’ İslamcıları da unutmuyor. Unutmuyor ama her şeyi insan hakları adına yapan aynı ABD her nedense Kıbrıslı Türklerin insan olduklarını unutuyor.
Yalnız o değil onunla birlikte müttefik AB ülkeleri de unutuyor. Öyle olmasaydı Kıbrıs sorunu belki de 10 yılda değil 10 günde çözülürdü. Adadaki İngiliz üslerinin de bir anlamı olmazdı. Irak, Afganistan, Libya işgal edilmezdi. Bu coğrafyada radikal ya da uyumlu İslamcılar da olmazdı.
Erdoğan ise Kıbrıslı Türkleri  ‘dini mazbut’ bir hale getirmek için kendi peşine takıp meçhule doğru sürüklemeyi düşünmezdi.
Onun için 10 yıl deyip geçmeyin.
Göz açıp kapayıncaya kadar geçer!