‘Hayalet’ kente dair hayalim
Bir 'kent' hayal ettim, Maraş gibi!
Açığı değil elbette, kapalısı...
Öylece bekliyor bizi...
Küfün, tozun, toprağın, külün, pasın içinden başlıyor, içimdeki fantastik düşün koşusu...
***
"Çözüm" olmadı adada!
Diyelim ki, yani...
Yel alsın ağzımızdan...
Bu ülke ‘yarım’ kalmasın, ‘yarim’ birleşmeli mutlaka...
Ama diyelim ki, olmadı!
Onca kaygıyı, statüyü, ezberi, pozisyonu gömelim bu “kent”in toprağına.
Yeni bir pencere açalım, göğe bakalım birlikte...
“Laboratuar” olsun Maraş, ortak yarınımıza.
***
Nüfus oranlarımız nedir, adada... Diyelim ki yüzde 65'e 35!
Buna göre isteyen Kıbrıslılar, Maraş'a davet edilsin.
“Biz koşulsuz, korkusuz, şartsız, egosuz, garantörsüz, silahsız, hazırız birlikte yaşamaya...”
Hem de nasıl hazırdır, nicesi buna...
Yeni bir “eyalet”e dönüşsün “hayalet”, dünyaya örnek...
Tam da burada, bir masal ülkesi gibi birlikte yaşasın insanlar...
***
Dünyadaki nicesi de elini cebine atsın, bu 'barış eyaleti'ni tamir eylesin!
Sokaklar çiçeklensin yeniden... Sinemaların, tiyatroların halıları döşensin... Çimlensin sahalar, oyun parkları şenlensin, okullar 'ortak' olsun ve hepsi...
Dil din karışsın birbirine...
***
Askersiz olsun kent, hatta Meclis'siz...
Bir “yönetim” seçsinler, bir “başkan”...
İnsan olsun, yeter!
Kendileri karar versin, Maraş ahalisi...
***
Mülkiyet olmasın!
Tapu da...
“Kapalı Maraş”ın şimdiki sınırları kadar çizilsin harita...
Öyle giriş-çıkış da şartsa dışarıdan, günü birlik en fazla!
Baş başa kalsınlar, birlikte, senelerce...
“Maraş eyaleti”ne adasın ömrünü hepsi, ortak bir geleceğe...
...
Bu bir “hayal” elbette!
Eğer komik gelmişse size, gülerim ben “hayalet”inize!
-------------
Neler kaldı aklımda?
İstifacı isimler.
“Parti içi seçim kaybedilince” yaşanan her istifa, zordur, kimselere anlatılamaz, anlaşılmaz.
İlk kez sunulan ‘Haritalar’
Yer değiştirecek insanlara cesaretle söylenmeli, “yeni evleriniz, mahalleleriniz, sosyal çevreniz olacak ve daha iyisi inşa edilmeden kimse evinden çıkmayacak”
Müzakereler toplumsal ve ‘açık seçik’ sürmeli.
Erdoğan’ın ‘ilanihaye’si
Kıbrıs’ın sahibi gibi konuşuyor... Ama yadırganmıyor! Çünkü ‘koskoca Türkiye’nin de sahibi gibi davranıyor adam...
‘Garantörlük’
Israrlıyım, 20 Temmuz’da dahi binlercesi güneye giden insanların ‘can korkusu’ yoktur, istenen bu ‘statüko’nun garantisidir. Para bitince hemen gelsin, eksileni versin, diye!
Ombudsman
“Sağlıkta ikinci iş konusu yargıda, konuşmam doğru değil" dedi ya Ombudsman. Bir gün önce, sözünü söylemişti aslında: "Başka iş yapma yasağı, 7/1979 sayılı Kamu Görevlileri Yasası’nın 41’inci maddesinde düzenlenmiştir. Bu Yasa tahtında kamu görevlileri, tüm zamanlarını kamu hizmetlerinin yürütülmesine ve görevlerinin yerine getirilmesine ayırmakla yükümlü olup, çalışma saatleri içinde veya dışında ücretli veya ücretsiz bir iş tutamazlar ve serbest meslek yapamazlar."
Döviz ensemize ensemize
Erdoğan dedi ya, "Elinde Avro, dolar bulunduran da terörist" diye! Kalkınma Bankası'ndan üniversitelerimize, emlakçılardan tefecilerimize... Oooo! Bu iş Kıbrıs'a da sıçrarsa, ne olacak acaba?
BRT
Kimin ekranı?
Tüm toplumun kaynakları, ‘az’ kesimin nefesi!
Paslı teneke sesi!
-------------
haftanın notcukları
-Bir dostum anlattı… “Artık tasarruf devri” diye… “Jilet alacaktım, 75 lira bakkalda, 4 tanesi. Askeri kantine geldim, 34 lira…” Boşuna değilmiş ‘garantör’ talebi, hem cana, hem keseye!
-Her yağmurda Ahmet Telli gelir aklıma… “Özetliyor bu çılgın sağanak seni Sırılsıklam özetliyor biliyor musun”
-KULAĞA KÜPE (Tarihinden ders almayan herkese) “Cezasız kalan her milliyetçi saldırı Kıbrıs’ın bölünmüşlüğünün kalıcı olmasına hizmet ediyor” Ulaş Gökçe
-Şimdi artık ölüm ilanları da ‘sosyal medya’da… Mecralar değişiyor ama hayatımız aynı!
-Akıncı “harita” verdi diye “muhtıra” yayınlayanlar, Erdoğan Maraş’ı verdi ya, açın bakalım ağzınızı mümkünse (!)
-Cenevre’nin “maliyeti” de açıklanacak mı acaba? Ama öyle başlık, başlık, satır satır… Galiba ben tam hayalperestim!
-İYİ mangallar! Pazarsa eğer günlerden, bugün için gerisi yalan!