1. YAZARLAR

  2. Onur Olguner

  3. HAYALLERİMİZDEKİ ŞEHİRLER ÇOK MU HAYAL?
Onur Olguner

Onur Olguner

HAYALLERİMİZDEKİ ŞEHİRLER ÇOK MU HAYAL?

A+A-

Lefkoşa, Girne, Mağusa, İskele, Omorfo ve son olarak da Lefke. 6 tane ilçemiz var bu küçücük ülkede. Ve bu şehirlerin her birini belediyelere emanet etmişiz. Aslında sadece şehirlerimizi değil, aynı zamanda hayallerimizi de emanet etmişiz belediyelere.

Evimizden çıktığımızda, kendi kurduğumuz yuvamızdan dışarı ilk adımımızı attığımızda bizleri heyecanlandıran kentler istemişiz belediyelerimizden. Aslında hayalimizde olan günümüze değer katacak, yaşam standartlarımızı arttıracak, heyecanlandıracak ve en önemlisi bizleri mutlu edecek şehirler.

Bazı belediyeler bunu başarmak için hedef koymuş önlerine. Bir kısmı bunun için adımlar atarken, diğerleri ise hiçbir zaman denememiş bile. Durum böyle olunca da çöp toplamak, yola asfalt dökmek ve maaş ödemek marifet sayılmış. Bazı belediyeler bunları dahi yapamaz duruma geldiği için belediyecilikte başarı hep bu üç konu ekseninde değerlendirilir olmuş.

Hayal kurmaktan, bu hayalleri şehirlerimizden talep etmekten korkmayan insanlar olarak bizlere ‘çöp toplamak’, ‘yama yapmak’ ve ‘maaş ödemek’ asla yeterli gelmiyor. Dünyada belediyeciliğin başardığı projeleri inceledikçe imreniyor ve bu projeleri kendi hayallerimize örnek alıyoruz:

  • Mesela Eskişehir’deki Porsuk Çayı'nı kendimize örnek alıyoruz. Bir akarsuyun nasıl rehabilite edildiğini, içerisine tekneler konulduğunu, kent parkları yarattığını ve şehrin ekonomisini canlandırdığını inceliyoruz.
  • Mesela İstanbul’daki Marmaray Projesi'ni kendimize örnek alıyoruz. Kıbrıs’ta raylı sistemin imkansız olduğu söylenirken, denizin altından Asya ile Avrupa’yı bağlayan raylı sistemi hayretle inceliyoruz.
  • Mesela Manhattan’daki High Lane Parkı'nı kendimize örnek alıyoruz. Şehrin yer seviyesinin üstünde yapılan bir yeşil alanın ekonomiye yaptığı milyar doları aşan katkıyı ders çıkarak inceliyoruz.

Bunlar belediyeciliğin hayalleri zorladığı ve başarılı olduğu projeler. Aynı anlayışla kendi başkentimize bakıyoruz ve maalesef Lefkoşa’nın yıllarca sokaklara taşan çöplerle ve delik deşik yollarla yaşadığını gözlemliyoruz. “Maaşlar ödendi, ödenemedi” derken belediyenin şehir için var olduğunu unuttuğuna şahit oluyoruz.

Belediyenin şehir için değil de, şehrin belediye için var olduğu başkentte her gün artırılan vergi yükünü, sokağa yapılan yatırımın azalmasını ve en önemlisi Lefkoşalının hayallerinin öldürüldüğünü gözlemliyoruz.

Lefkoşa’da yaşayan insanlar artık kendisini mutlu edecek projelerin hayalini bile kurmaktan çekinir hale gelmiş durumda. Belediye çöp toplasın, maaş ödesin, belki biraz da yama yapsın. Ona da şükür. O bile yeterli.

Ama hayır! Belediyeler sadece çöp toplayan kamu kuruluşları değildir! Ve bizler ‘yalnızca çöp toplayan’ belediyecilik anlayışından kurtulamazsak, hayallerimizdeki şehirlere hiçbir zaman kavuşamayacağız.

DEREBOYU DERE PROJESİ & KENT PARKI

Dereboyu Dere Projesi gibi bir hayalimiz var mesela. Kanlı Dere’nin Mehmet Akif Caddesi'nin paralelinden geçen kısmını rehabilite ederek yürüyüş ve bisiklet yolları ile canlandırmayı istiyoruz. Ve bu proje ile askeri alan içerisinde Kanlı Dere’den gelecek yoğun yağışı yönlendirebileceğimiz, göletli bir kent parkı yapmayı özlemliyoruz.

Hayalimizde olan aslında şehirden uzaklaşmadan yürüyüş yapabileceğimiz, doğal güzelliğine yoga ile eşlik edebileceğimiz, çocuğumuza bisiklet sürmeyi öğretebileceğimiz, ailecek piknik yapabileceğimiz ve yaşadığımız şehirdeki kaliteyi hissedebileceğimiz bir Lefkoşa Kent Parkı.

Bu hayali gerçekleştirmek içinse tek ihtiyacımız imar teşviklerini devreye koymak ve projenin fonunu yaratmak.

TRAMVAY

Bu şehirde Lokmacı Sınır Kapısı'ndan geçen, elinde bir şişe su ile Lefkoşa Surlariçi'ni gezen ve tekrar güneye dönerek alışverişini oradan yapan turistler ciddi bir ekonomik potansiyel kaybıdır.

Ercan Havalimanı'ndan ülkemize giren turist sayısından çok daha fazla sayıda olan bu turistler, tramvay gibi ilgi çekici bir toplu taşıma sistemi ile Mehmet Akif Caddesi'ne çekilebilir. Dahası kampüs içinde sıkışıp kalmış öğrenciler aynı tramvay ile Lefkoşa Surlariçi'ne ve Mehmet Akif Caddesi'ne ulaştırılarak şehir ekonomisini canlandırabilir.

Ticari merkezlerini güçlendirecek, turizme katkı sağlayacak ve şehrin öğrenci dostu olmasını sağlayacak bu hayal, ülke ekonomisinin en önemli üç sektörünü güçlendirme ve kendi fonunu yaratma potansiyelini taşıyor.

BİSİKLET YOLLARI

Lefkoşa’da bisiklet yollarını çok uzun uzadıya anlatmaya gerek yok aslında. Dedelerimizin yıllarca ulaşımını yaptığı bisikletleri tekrar hayatımıza sokmak istiyoruz. Ve bu hayali günbegün pek çok Lefkoşalı ile paylaşıyoruz.

Bu hayal için LTB Teknik İşler ve Kentsel Tasarım Komitesinde hazırladığımız Şehit Ecvet Yusuf Caddesi Düzenleme Projesi 3 yıl önce 4.4 Milyon TL fon almayı başarmış. Elimizi uzatsak ulaşabileceğimiz bu hayalin gecikmesi ise bizlerin en büyük üzüntülerinden biri.

*  *  *

Evet belki birçok insan için hayal bunlar. Ama emin olun Eskişehir’de de, İstanbul’da da ve Manhattan’da da hayal olarak başlamıştı bu projeler. İlk önce hayalmiş, projelendirme ile güçlenmiş ve gerçekleştiğinde şehirde yaşayanlara mutluluk katmış. Tam da bu yüzden hayal etmekten hiçbir zaman vazgeçmemeliyiz.

Düşünsenize Lefkoşa’dasınız, yayalaşmış Surlariçi'nden tramvaya biniyorsunuz. Geniş kaldırımları olan Dereboyu'nda inip, Kanlı Dere boyunca yürüyüş yolundan yürüyerek içerisinde ördeklerin yüzdüğü göletiyle mest eden Lefkoşa Kent Parkı'na varıyorsunuz. Ve bu Lefkoşa’ya kavuşmak için attığınız ilk adım, sadece hayal etmek ve bu hayalleri talep etmekle başlamış.

 

 

Bu yazı toplam 2601 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar