1. HABERLER

  2. DERGİLER

  3. Hayallerin Peşinden Koşmak
Hayallerin Peşinden Koşmak

Hayallerin Peşinden Koşmak

Hayallerin Peşinden Koşmak

A+A-


Filiz Uzun
Fotoğraf: Gürcan Topukçu

Hayalleri uğruna çabalayan insanları severim. Hep de hayran olmuşumdur. Hayal etmek güzeldir. Bütün başarılar böyle elde edilmiştir. Önce hayal etmek gerekir yaşamak istediklerinizi, aksi takdirde yaşadıklarınız başkalarının tercihleri olur, sizin değil.

Yaşamım boyunca kendi adıma başardıklarım, hayal ettiklerimdir. Bir türlü isteyip de olmayan dileklerim ise birçok nedenle hayal edemediklerimdir. Neden mi hayal edemiyorum? Küçük yaştan beri beynimize zorla sokulan olumsuz düşünceler. Kıbrıs’ta bu mümkün değil, biz zengin değiliz, biz kim bunu başarmak kim, biz tanınmayan bir ülkeyiz, olmaz, olamaz, gidemezsin, yapamazsın, yaparsan üzülürsün, mümkün değil! gibi….

Zincirler kırılıyor artık. Bu konuda gençler daha şanslı. Ailelerin çoğu da gelişim gösteriyor. Hayallerinin peşinden gitmeleri için çocuklarını destekleyenler çoğunlukta artık. Anlaşılıyor günümüzde, çok iyi üniversiteler bitirmekle mutlu olunmadığını ya da çok para kazananların.

Sadece hayal kuranlar da var tabii. Onlara hayalperestler diyoruz. Hayallerin gerçekleşmesi için çabalamak gerekir. Bunun için çalışmak, emek vermek. Gerekirse sıkıntılar yaşamak, sabretmek ve mücadele etmek gerekir. Elma pişip ağzımıza düşmüyor yani kısacası.

Bu haftaki konuğum çok yakışıklı bir erkek. ‘Bay sakal’ olarak tanıyanlarınız da olabilir onu . Duruşu, fiziği, sakin ama mağrur bakışıyla sadece Kıbrıs’ta değil dünyanın birçok ülkesinde takipçileri olan model, oyuncu ALP İLKMAN.  

Ben onu çok sevdiğim bir dostumun ev partisinde tanıdım. Takdir edersiniz ki ilk sakalı dikkatimi çekti. Tanıştık ve hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Sakallı erkekleri seven bir kadınım ama bu kadar uzununu ilk kez görmüştüm. İtiraf etmeliyim ki ona çok yakışmış. Sakalını uzatmaya başladığında ilgi çektiğini görünce kesmemiş uzun zamandır. Bir de sayfaları var “BEYOND THE BEARD” adında. İtalyan, Hintli, Brezilyalı ve Kıbrıslı dört yakışıklı ve sakallı adamın oluşturduğu bir site. Takipçileri dünyanın dört bir yanından tam 103,666 kişi. Eminim yazımız yayınlanana kadar bu sayı daha da artacaktır. Sakallarını kesmemekte haklılar .

Alp, iki üniversite değiştirmiş. Her birini de 3’er yıl okumuş ama hayallerinin peşinde koşabilmek için bırakmış. Dedim ya hayalinizin peşinden gidebilmek için çabalamanız gerekiyor. Bu uğurda 5 yıldır çalışıp para biriktirmiş. Çeşitli okullardan oyunculuk dersleri de almış. Şu an İstanbul’a taşındı.  Birkaç kısa film ve belgeselde deneyimi var. Bence çok yakında onu dizilerden birinde göreceğiz.

Alp İlkman, “Hayallerimiz gerçek olduğunda değil de hayallerimizin peşinde koşarken mutlu olmak gerekir” diyor. Ne kadar doğru değil mi? Ben çok seviyorum bu adamı. Tanıyan, tanışan herkes de çok seviyor zaten. Umarım hayallerinin gerçek olduğunu hep birlikte görürüz. Yüzü,  fiziği gibi kalbi de güzel olan bu adamın tüm hayallerinin gerçek olmasını dilerim. Tüm güzel insanların da... Hayal ediniz!.. Bol bol hayal ediniz lütfen…

ALP İLKMAN: SAKALIM İLGİ ÇEKTİ, DAHA DA UZATTIM

F.U: Seni tanıyabilir miyiz?
A.İ:
Alp İlkman. Çok farklı bir yönden başladım hayata. Önce Güney Kıbrıs’ta mimarlık okumaya başladım. Sonra mimarlığı sevmediğimi fark edip 3. sınıftayken Psikoloji bölümüne geçiş yaptım. 3. yılda askerlikte yasal süremi aştığım için mecburen askerlik yapmaya gittim. Askerdeyken mutlu olmam gereken işi yapmalıyım diye düşündüm. O zaman ara verip hayal ettiğim iş için uğraş vermem gerektiğine karar verdim. 25 yaşına gelmiştim ve henüz istediğim şeyleri yapamamıştım.

F.U: Modellik yapmak mıydı hayalin?
A.İ:
Tam olarak değil ama ben zaten çok küçük yaşlarımdan beri modellik yapmaya başlamıştım. Zarina Ajansta başlamıştım modellik yapmaya. Daha sonra da Angelo Ajansa geçtim. Ama modelliği hiç profesyonel olarak yapmayı düşünmezdim.

HAYALİM OYUNCULUK

F.U: Şu an profesyonel olarak mı yapıyorsun modelliği?
A.İ:
Hala profesyonel olduğumu düşünmüyorum. Fashion tv’ye çıkmadım henüz  ama çalıştığım çok iyi ajanslar ve firmalar var.

F.U: Esas hayalin bu mu?
A.İ:
Değil. Modellik başka hayallerimin getirdiği sorumluluklardan geçer aslında. Esas hayalim oyunculuktur. Ancak Kıbrıs’ta yaşarken oyunculukta istediğim noktaya gelmek çok güç. Kıbrıs’ta çok yakın arkadaşım Ömer Evre var. Yönetmen. O da Kıbrıs’ta birçok zorluklarla işini yapmaya çalışan biri bu sektörde. Kendi imkânlarıyla iki dizi çekti. Ben de bu iki dizide başrol oynadım.  Biri ‘Şah Mat’, diğeri ‘Aşkın Utancı’. Yine Ömer Evre ile ‘Ahde Vefa-Umut yolu Erenköy’ belgeselini çektik. Bu deneyimlerden sonra kendime güvenim de arttı diyebilirim. Ve bu yolda ilerlemek istediğimi anladım. Bir süre daha Kıbrıs’ta kalıp oyunculukla ilgili dersler aldım.

F.U: Kurslara mı katıldın?
A.İ:
Evet. Farklı farklı oyunculukla ilgili kurslara katıldım. 3 aylık, 1 aylık kursları yakaladıkça katıldım. Kamera eğitimi, ses eğitimi gibi. Tiyatro eğitimlerinde verilen bazı kurslar da aldım. Hatta bir de tiyatro deneyimi yaşadım. Oyunculuk konusunda öğrenmem gereken daha çok şey var ancak Kıbrıs bu konuda yetersiz.

ŞİVE DEZAVANTAJ!

F.U: Kıbrıs şiven engel teşkil ediyor mu sana?
A.İ:
Evet. Türkiye’de yoluma devam etmek istediğimden dolayı bu konuda da çalışmam gerekiyor. Yaklaşık 3 aydır İstanbul’a taşındım. Şu an İstanbul’da iki menejer ile çalışıyorum. Serkan Akın ve Ebru Ay. Yeni projeler var tam netleşmese de. Bir dizi, bir de sinema filmi var. Öncelikle diksiyon dersleri alacağım çünkü şivem farklı. Şimdilik İstanbul’da yerleşerek bazı bağlantılar kurdum. Kısa bir mola verip Kıbrıs’a geldim döndüğümde bazı seçmelere katılacağım ve bazı eğitimlere başlayacağım.

F.U: Nasıl bir çocukluk geçirdin? Şımartılan bir çocuk muydun?
A.İ:
Genel olarak sakin, sessizdim. 3 erkek çocuğun en büyüğüyüm. Benden 2 yaş küçük kardeşim 27 yaşında, en küçük kardeşim de 20 yaşında. Üçümüzün de yolları çok farklı. Ortanca kardeşim politikayla ilgili. En küçüğümüz de spor ile.  Şımarık bir çocuk olmadım hiçbir zaman. Anneye yapılan yaramazlıklar hariç. Herkesle iletişimim iyidir.

F.U: Modellik, oyunculuk nerden aklına geldi?
A.İ:
Bence herkesin içinde biraz var bu hayal. Ama genelde bu hayal olarak kalır. Kimse inanmaz gerçek olabileceğine ve bunun için çaba sarf etmez. Yaşadığımız ülkeden dolayı da bunun sadece bir hayal olduğu düşünülür. Oyunculuk hayalleri olanların bir kısmı da tiyatroya yönelir çünkü sinema ya da film sektörü yoktur ülkemizde. Ben de çok büyük bir risk aldım bu uğurda. Her şeyimi bırakıp İstanbul’a taşındım. Yıllardır çalışıp biriktirdiklerimle.

F.U: Psikoloji okumanın etkileri oldu mu sende? Hayallerinin peşinde gitme kararı almanda mesela?
A.İ:
Psikolojiye başlama nedenimi söyleyeyim öncelikle; bence her insanın kendi içinde çözemediği, anlamlandıramadığı şeyler vardır hayatında ve cevap bulmak gerçekten kolay değildir erken yaşlarda. Ben de biraz psikolojiye merak sardım ve araştırmaya başladım. Okudukça ve ilgilendikçe merakım arttı. Her şeyin psikolojik yönünü okuyup araştırıp inceledikçe gelişiyorsunuz ya da bazı anlamlar çıkarabiliyorsunuz. Bence çoğu kişi bunu yapıyor. Her sözümüzün, her davranışımızın ya da kararlarımızın bir anlamı vardır mutlaka. Psikolojiye merakım sayesinde birçok olayı daha farklı, daha sakin ve daha az zarar görerek çözebiliyorum. Kim bilir belki de İstanbul’a taşınma kararımı almam bu nedenledir.

F.U: Psikoloji bölümünü bitirmek istiyor musun?
A.İ:
Evet bitirmek istiyorum. Ve aslında çok ilginç psikolojinin bir dalı olan kriminolojiyi irdelemeyi isterim, suçluların psikolojileri ilgimi çeker. Onlarla çalışmayı isterim, belki ilerde gerçekleştiririm.

“ÇOK MUTLUYUM”

F.U: Hiç pişman oldun mu mimarlığı ya da psikolojiyi bitirmediğin için? Ya da hiç panikledin mi yaşım ilerliyor hala bir şey yapamadım diye?
A.İ:
Hiçbir zaman pişmanlık hissetmedim çünkü 3 sene mimarlık okumak da psikoloji okumak da bana çok şey kattı diye düşünüyorum. Pişmanlık değil ama bazen tedirgin olduğum olmuyor değil. Yine de tam olarak istediğim yerde olmasam da şu an hayallerim için yürüyorum ve o uğurda çabalıyorum. Zaten çok stresli bir yapım yok. Herkes başaracağı günü bekler ama bence bu yanlıştır. Başarıya giden yolda mutlu olmak en güzelidir diye düşünüyorum. Açıkçası ben şu an çok mutluyum.

F.U: Türkiye’de bu alanda çok büyük bir piyasa var. Dışarıdan giden biri olarak umutlu musun?
A.İ:
Öncelikle şunu söylemem lazım hiç basit bir şey değil. Ben bu piyasanın içine girebilmek için 5 senedir uğraş veriyorum. Şu an tamamen taşındım İstanbul’a ama yıllardır da gidip geliyorum. Şu an 3 aydır İstanbul’da yaşasam da orda yaşayabilmek ve bazı kontaklar kurabilmek için 5 yıldır büyük çabam var. Şimdi yavaş yavaş meyvelerini alıyorum. 3 ay içinde güzel teklifler de aldım ama ben değerlendiremedim. Bence doğru zamanda doğru işler olacaktır. Umutluyum tabii ki.

F.U: Foto modellikte durum nedir? Çalıştığın firmalar var mı?
A.İ:
Yurt dışından İtalyan bir marka olan Siamoises. Şu an onun katalog çekimlerini yapıyoruz. Türkiye’de de proje aşamasında görüştüğüm firmalar var.

F.U: Sakal neden uzattın?
A.İ:
Bugüne kadar hiç sakal uzatmadım, hatta sakallılara hep takılırdık, espri yapardık ailece. Kısa bir film için uzattım. “Yasemin Kokusu” adında. Bu film Lions film festivalinde en iyi yönetmen ödülü aldı. Yaşımı biraz daha büyütmek için uzatmıştım. Ve o dönemde birkaç fotoğraf çektim çünkü oyunculuk portfolyomda kalsın istedim. Ne kadar farklı halleriniz olursa portfolyonuzda o kadar farklı işlere önerilebilirsiniz. Bu fotoğraflar Amerika’da Beards.org adında bir sitede paylaşıldı. Paylaşıldığı anda başka sitelerde de paylaşıldı ve ben de sakalımı biraz daha uzattım. Başka firmaların da ilgisini çektim çünkü sadece sakallı kişilerle reklam yapan, sakallı modellerle çalışan firmalar var.

F.U:  O zaman mı siz de kendi sayfanızı açtınız?
A.İ:
Evet. Bir İtalyan, Brezilyalı ve Hintli sakallı model arkadaşımla ‘Beyond The Beard’ sayfasını açtık. 103,613 kişi takip ediyor ve her geçen gün takipçi sayımız artıyor. Aslında bu kadarını, biz de beklemiyorduk.

SAKAL VE AŞK

F.U: Sakalın işinde engel teşkil etmiyor mu? Sakalla belki dönem filmlerinde oynarsın da diğer roller için kabul görmesi zor değil mi?
A.İ:
Evet. Engel teşkil eder. Hatta son dönemlerde tüm fotoğraflarım sakallı. Son çağrıldığım bir görüşmede soruldu bana sakallarımı kesip kesmeyeceğim. Tabi ki kesebilirim. Bir film için uzatmıştım, yine bir film için de kesebilirim. Önümüzdeki günlerde kısaltacağım zaten. Ama hep hayalimdir tarihi bir dönem filminde oynamak.

F.U: Genellikle takipçilerin kadınlar. Eskiden kadınlar sakallı erkekleri pek tercih etmezlerdi sana ilgi hayli fazla değil mi?
A.İ:
Evet. Kadın takipçilerim daha çok ve evet sakal hayli ilgi çekiyor. Farklı geliyor sanırım.

F.U: Senin için aşkın anlamı ne? İlişkilerinde nasıl birisin?
A.İ:
Ben de birçok kişi gibi tam olarak cevabını bulamadım bu sorunun. Ama aşk benim için önemli. İki uzun ilişki yaşadım. İkisi de farklı nedenlerden dolayı bitmek zorunda kaldı. Duygusal bir adamım ama kendimi kontrol edebilirim. Aşık olduğum bir kadınla çok geç olmadan evlenmek ve çocuk sahibi olmak isterim.

KIRIŞIKLAR İÇİN…

F.U: Sporla aran nasıl?
A.İ:
Bir süre salonda kas geliştirmek için çalıştım ama o görüntümden hoşnut olmadığım için bıraktım. Daha çok futbol ve fitness yapıyordum. Şu an sadece salonda fitness çalışıyorum.

F.U: Yüzün ya da fiziğin için özel yaptığın herhangi bir şey var mı?
A.İ:
Evet. Yüzümdeki ilk kırışıklığı görünce panikledim. Sporla ilgilendiğim için kaslarla ilgili biraz bilgim vardı. Yüz kasları için araştırma yaptım ve yüz yogası diye bir şeyle karşılaştım.  Yüzümüzde 52 çeşit kas var. Ve bu kasları çalıştırırsak daha genç kalabiliriz. Hatta bunun eğitimini alıp Kıbrıs’ta bu alanda çalışmak istedim. Şu an sadece kendim için yapıyorum. Gerçekten işe yarıyor.

F.U: Müziğe ilgin nasıl?
A.İ:
Müzikle aram çok iyi. Gitar çalmayı çok isterdim hatta elektro gitarım var ama çalamıyorum. Müzik dinlemeyi çok severim. Bir saniyem bile yoktur ki içimden bir müzik sesi gelmesin. Genelde metal ve rock müzik severim. Ama 1980’lerin müzikleri de beni çok etkiler.

F.U: Son olarak söylemek istediklerin?
A.İ:
Sadece sinema ve tiyatro alanında değil müzik ve sanatın birçok dalında çok yetenekli genç arkadaşlarımız var. Benim birkaç müzisyen arkadaşım var. Şu an Hollanda’da müzik yapıyor. Bence hayallerinin peşinden gitsinler ve asla pes etmesinler. Azim ve istek yolun büyük bir bölümüdür. Size de çok teşekkür ederim bu söyleşi için.

Bu haber toplam 7724 defa okunmuştur
Adres Kıbrıs 199. Sayısı

Adres Kıbrıs 199. Sayısı