Eren Şişik

Ülkemizde son dönemlerin en popüler spor branşları arasında kuşkusuz vücut geliştirme ve fitness yer alıyor. Bu alanda birçok başarılı sporcumuzun olduğu da uluslararası yarışmalarda elde edilen başarılarla ortada. Ancak ülkede birçok kadının çekindiği veya cesaret edemediği için yapamadığı vücut geliştirme branşında Hazel Oraç ismini ilerleyen dönemlerde daha da çok duyacağız. 25 yaşındaki sporcu ile ADRES KIBRIS dergisi okurları için keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

ORAÇ: “SORGULAMAK YERİNE UYGULAMAYA KARAR VERDİM”

Kuzey Kıbrıs’ta kadınların bu tarz bir spor branşıyla ilgilenmesinin zor olduğunu kaydeden Hazel Oraç, “Ben küçük yaşta ailemin yönlendirmesi ile bu spora başladım. 4-5 yaşlarında jimnastik ile başladım. Daha sonra yüzme, atletizm, basketbol diye devam etti. Küçük yaşta jimnastiğe başlamış olmamın şu an çok fazla artısını görüyorum. Daha sonra üniversiteye gittim ve burada da Beden Eğitimi ve Spor Yüksekokulu’nda okudum ve YDÜ’den mezun oldum. İşimle birlikte paralel gitmeye başladığı için yaşamıma bu yönde bir yol çizdim. Üniversitenin sonunda da vücut geliştirme ve fitness yarışmalarını takip etmeye başladım. Tabii ülkemizde kadınların bu tarz yarışmaları talep etmemesinden dolayı ben de çok çekinmiştim. Daha sonra bunu sorgulamak yerine uygulamaya karar verdim” ifadelerini kullandı. Hazel Oraç ilk yarışmasına 2015 yılında ülkemizdeki bir yarışmayla girdiğini ifade ederek, “Sonra 4 Ekim 2015’te Almanya’da yapılan bir uluslararası yarışmaya girdim. Fitness kategorisinde katıldım. Federasyonumuzun da desteği oldu.”

“VÜCUDUMU KÜÇÜK YAŞTA DİSİPLİNE ETMEM BANA ÇOK ARTI KATTI”

4 Haziran’da ülkemizde bir yarışma yapılacağını ve bu yarışma için hazırlıklarının sürdüğünü aktaran Hazel Oraç, “İnşallah orada güzel bir başarı elde ederim. Almanya’da ikinci olmuştum, şimdiki hedefim bunun da üzerine çıkmak. Bir de benim ülkemde olacak olması beni motive ediyor. Ülkemi temsil etmek ve o yarışmaya katılmak gurur verici” dedi. Ailesinin kendisini spora her zaman teşvik ettiğini kaydeden Oraç, “Annem babam bana hep, ‘derslerinden geri kalma, tembel olma ancak sporu da hiç bırakma’ diyordu. Benim iyi bir sporcu olmam derslerime de olumlu yansıdı. Çünkü o hiperaktifliğimi hep sporda harcadım. Her zaman antrenmanımı yapardım, ancak derslerime de çalışırdım.  Vücudumu küçük yaşta disipline etmem, ilerleyen dönemlerde bana çok artı kattı. Bu sebeple tüm çocuklara jimnastik ve atletizm gibi branşların altyapı eğitimi olarak verilmesi gerektiğini düşünüyorum.”

“ÇEKİNCELER VE HAYALLER VARDIR”

Bu sporun kadınlar açısından zorlukları olduğunu ancak en önemlisi insanların bakış açısı olduğunu belirten Oraç, “Kültürümüze göre bir bakış açımız var ve benim yaptığım şey bazılarının kültürünün dışına çıkarken bazı insanlar için normal karşılanıyor. Ben bu işe başlarken, kendi doğrularım içerisinde başladım. Halen o doğrularla gidiyorum ve bu şekilde gitmeye devam edecek. Herhangi birinin söyledikleri olumsuz şeylere kafayı takarsam zaten tökezlerim” diye konuştu. İnsanların kendi kendiyle sohbet ettiği zaman çekinceleri ve hayalleri olduğunu söyleyen Oraç, “Çekinceler, hayallerden daha ağır basıyorsa bu yola hiç çıkmasınlar. Gerçekten bir yerlere gitmek için hayallerinin peşinden koşmak isteyenler varsa hiç durmasın. Hayallerinizin peşinden koşun. Çünkü hedeflerine biraz olsun yaklaştıklarını hissettikleri an kendilerine olan güvenleri artacak ve daha çok ilerlemek isteyecekler”dedi.

“İNSANIMIZIN ÇOK FAZLA ÖN YARGISI VAR”

Hazel Oraç, “Bence çoğu insanın ‘insanlar acaba ne söyleyecek, ben o podyuma çıktığımda ne tepki verecekler’ korkusu var. Genel olarak kadınlar üzerinde bir çekingenlik olduğunu fark ediyorum. Bizim ülkemizde bakış açısı çok farklı. Benim bile işimle paralel bir spor olmasına rağmen, insanlar farklı yorumlar yapıyor. Çok fazla ön yargımız var. Örneğin erkekler ağır kiloların altına girdiğinde ‘o erkektir, kaldırır, aslanım, koçum’ deniyor. Ancak kadın yaptığında ‘ne bu erkek mi bu nasıl kaldırıyor’ şeklinde bir yaklaşım oluyor.”dedi.

“BESLENME KONUSUNDA KENDİMİ SINIRLANDIRMIYORUM”

Hazel Oraç şu anda yarışmaya hazırlandığı için yükleme (kilo alma) döneminde olduğunu belirterek, “Yarışmaya hazırlık olmadığı zamanda da beslenmeme dikkat ediyorum. Şanslıyım ki bizim evde çok fast-food, kızartmalar yok. Ben bunlara alışkın değilim. Ancak yine de kendimi sınırlandırmıyorum. Önümde bir hedefim yoksa ve off sezondaysam kendi tarzımda beslenmeye özen gösteriyorum. Kendimi kontrol edebiliyorum” ifadelerini kullandı.

“SPONSOR KONUSUNDA SIKINTILAR YAŞIYORUZ”

Sporcuların sponsor konusunda büyük sıkıntılar yaşadığının altını çizen Oraç, “Bu spora yönelik katkı çok fazla yok. Ancak benim çevremde iyi kalpli ve güzel insanlar olmasından dolayı bana ellerinden gelen katkıyı yapıyorlar. Şu an 750-1000 TL bir katkı bile gelse o bile bizim için çok önemli. Ülkemizde maddi yönden güçlü olan birçok iş insanımız vardır. Spora da bu insanların yatırım yapması ve sponsor desteği sağlamaları gerektiği düşüncesindeyim” diye konuştu.