1. YAZARLAR

  2. Eralp Adanır

  3. Hayat Törpüsü...
Eralp Adanır

Eralp Adanır

Hayat Törpüsü...

A+A-

Bir zamanlar biri söylemişti bana; “hayat; bir törpüdür, yaşadıklarınla; törpü üzerine sürülen sen’sin” diye.

Daha yeni yeni “acılar” tatmaya başlamıştım. Sonra anladım ki; her acı, her kırgınlık, her hata, her pişmanlık; yaşamımızda bize ölene kadar şekil verecek olan bir “hayat törpüsüdür”.

Kırgınlıklar...
Kalp kırgınlıklarının; seni kıranın sendeki yeriyle doğru orantılı olduğuna inanmışımdır. Yaşamında ne kadar yeri varsa; kırgınlığı ya da sevgisi de o kadar olur.
Bundandır ki “es” geçebilmekteyiz bazı kırgınlıkları.
Tekrar yeniden başlayabiliriz ya da bir daha denemeyebilir insan.
Ama yaşamında “ağır” bir yeri varsa kıranın; her zaman onun  için bir “bonus’un” olmuştur pantolununun küçük cepciğinde.
“aşk” ya da “dost” denilen cinstendir bu ağırlık ve bundandır ki her şeye rağmen onu kaybetme lüksüne sahip olmaz insan, kırılgan yüreğiyle.
Ve bu deneyimle “dost-aşk” yüreğiniz törpülenir, “kaybetmenin”; özellikle yaşamınızda çok önemi olanlar karşısında, bu kadar kolay seçim yapılmaması konusunda, bir dişli daha girer etine, birazcık kanatarak.

Hatalar ve pişmanlıklar...
İnsanın doğası gereğidir “hata” denilen şey. Ve “hata”; yeni birşeyleri öğretir sana.
Öğrenmek için “hatanı” kabul etmekle başlar sürecin, yeter ki “hata” yaptığına karar versin insan. Ardından gelen “pişmanlık”; elmanın bir diğer yarısı gibidir “Hata”nın yanında. Birbiriyle bütünleşen, ne onsuz, ne bunsuz olandır.
Ve en büyük erdemlerdendir hata kabulu, pişmanlık duygusu, toplumun geneli bunu “küçüklük” görse de.
Kaç kişi yapabilir ki bunu; özür dilemeyi, hatasını kabul etmeyi ve tüm bunlardan ders çıkarttığını söylemeyi?
İşte birey farklılığı da bundandır.
Hatanın ve pişmanlığın törpüsü de; “değdi mi?” sorusunu düşürür akla; inat ve ihtiras ve kin duygusunun yapışkanlığından kurtulmak adına.  

Acılar...kayıplar...
Törpünün en dişlisi gibi geldi bana.
Hayata bakış açını değiştirecek güçte, “yaşam meğer ne kadar kısaymış” dedirtecek cinten bir törpüydü.
Sana şekil vermekle kalmaz, kanatır her tarafını.
Derin soyulur, erir, gün ışığında acıların bin beterini hissedersin.
Bu; “yaşamın anlamı-olması gerektiği” açısından çıkaracağın en büyük ders olur... anlamak ve ders çıkarmak isteyene...ve yaşarken insanı kaybetmemeyi bir kez daha gözden geçirir olursun.

Bu yazı toplam 3140 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar