Hayata mucize tutunuş
Başındaki tümörden habersiz 15 yıl yaşayan 53 yaşındaki Ajda Şengönüller Gürkanlar hayata dönüşünü YENİDÜZEN’e anlattı
Yaşları 29 ve 16 olan iki çocuk ve iki torun sahibi olan genç kadın, torunları ve çocukları ile fotoğraf çektiği esnada vücudundaki ‘donuk’ hareketleri fark etti. Sonrası geldi…
“Torunlarımla ve oğlumla fotoğraf çekmek istedim ama kameranın ön yüzünü çevirmediğimi fark ettim. Kamera dışarıyı çekerken, elimdeki donukluğu hissettim. Yeniden fotoğraf çekmek isterken, kameraya bomboş baktığımı gördüm.”
SAÇLARI KESİLMESİN DİYE AMELİYATI RET ETTİ… Hayata sürekli pozitif bakan geçirdiği en zor süreci bile gözleri gülerek anlatan Ajda Şengönüller Gürkanlar, 'ameliyat' kelimesini sevmediğini, olmamak için diretmesinin tek nedeninin ise kesilecek olan saçları olduğunu anlattı.
Devrim DEMİR
Ajda Şengönüller Gürkanlar, 15 yıl boyunca başında olan tümörden habersiz yaşadı. Yaşları 29 ve 16 olan iki çocuk ve iki torun sahibi olan genç kadın, torunları ve çocukları ile fotoğraf çektiği esnada vücudundaki ‘donuk’ hareketleri fark etti.
Duygu değişimleri yaşadığını anlatan Gürkanlar, “Ben uykuyu çok seven insan, son zamanlarda sabahlara kadar sürekli gezmek, eğlenmek istiyordum” dedi.
Trafik ışıklarında polisin de bir şeyleri fark etmesi ile Nisan ayında hızlı bir şekilde önce Lefkoşa Devlet Hastanesi ardından da Yakın Doğu Hastanesi'ne sevk edilen 53 yaşındaki Ajda Şengönüller Gürkanlar, hayata yeniden doğuşunu YENİDÜZEN’e anlattı.
15 yıl hiçbir belirti vermeyen tümörle yaşadı…
Ajda Şengönüller Gürkanlar, başındaki tümörün hiçbir belirti vermeden 15 yıl boyunca yaşadığını söyledi.
Hiçbir rahatsızlığı olmadığını, normal hayatına devam ettiğini ifade eden Gürkanlar, “Son zamanlarda birçok duygu değişimi yaşıyordum, bunu da yaşıma verdim” dedi.
Sevmediği birçok şeyi hayatına dâhil ettiğini anlatan Gürkanlar, özellikle uykuyu hayatından çıkardığını, bedeninin çok yorgun olmasına rağmen uyuyamadığını, sabaha kadar müzik dinlediğini veya film izlediğini, buna rağmen hayatını sürdürdüğünü kaydetti.
“Koku alamıyordum bazen, ama bunu çok fazla dikkate almadım. Eşim bazen parfüm şişesini üstüne mi döktün demesine rağmen ben onların aldığı kokuyu alamıyordum” şeklinde konuşan Gürkanlar, her şeyin 4 Nisan Pazar günü anlaşıldığını anlattı.
“Fotoğraf çekmek istedim elimin donduğunu hissettim”
7 Şubat'ta 53. yaş gününü kutladığını bununla beraber hayatında hızlı değişimler olduğunu, sürekli aktif olduğunu kendini durdurmadığını anlatan Gürkanlar, “Ben bu değişimi yaşıma bağladım. Özellikle 16 yaşındaki oğlumla birçok aktivite yaptığımı, yağmurlu günlerde dışarı çıkarak dans ettiğimi fark ettim. Ben ev hayatını çok severken, bir anda sürekli sokaklarda sabaha kadar uyumadan dolaşmak isterken buldum kendimi” dedi.
Nisan ayının 3’ünde önce Lefkoşa’da akrabaları ile ardından da Girne’de arkadaşları ve çocukları ile zaman geçirdiğini anlatan Gürkanlar, Pazar günü ise eve dönmek için yola çıktıklarını söyledi.
“4 Nisan Pazar günü çocukları da alarak mangal yakacaktık. Bankamatikten geçerek para çekmek istedim. Kızım para çekerken ben de torunlarımla ve oğlumla fotoğraf çekmek istedim ama kameranın ön yüzünü çevirmediğimi fark ettim. Kamera dışarıyı çekerken, elimdeki donukluğu hissettim. Yeniden fotoğraf çekmek isterken, kameraya bomboş baktığımı gördüm.”
Kırmızı ışıkta duramadığını fark etti, polis müdahale etti…
Kısa bir durgunluk sonrası eve gitmek için yeniden yola çıktıklarını normalde oğlunun asla ön koltukta oturmadığını belirten Ajda Şengönüller Gürkanlar, “O gün oğlum ön koltukta oturmak istedi. Kızım da iki torunumla arka koltukta oturdu” dedi.
Kırmızı ışık olmasına rağmen duramadığını, ayağını istemsizce gaza basarak kırmızı ışığı görmeyecek şekilde durabildiğini anlatan Gürkanlar, trafik polisinin bir aksilik olduğunu hissederek yanlarına gittiğini söyledi.
“Polis o gün bir tuhaflık olduğunu fark etti ve müdahale etti. Kızım hemen beni arka koltuğa alarak Lefkoşa Devlet Hastanesine götürdü” diyen Gürkanlar, 4 Nisan Pazar günü hayatında çok şeyin değiştiğini kaydetti.
“Hastanede bitkindim, dilimi ısırmışım kilitlendim”
Çocukları ile hemen Lefkoşa Doktor Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesine gittiğini anlatan Gürkanlar burada acilde ilk müdahale yapıldığını bir takım işlemler sonrası hemen tomografi çekilerek ardından çıkan sonuçla yoğun bakıma kaldırıldığını söyledi.
“Yoğun bakımda bilincim açıktı ama yorgundum, bitkindim. Uyumak istiyordum sesler vardı, dilimi ısırmışım, kilitlendim ve ağzımı açamıyorlardı ben bu kısmı hatırlamıyorum nöbet geçirmişim” ifadelerini kullanan Gürkanlar, kısa süre içinde Yakın Doğu Hastanesi’ne sevk edileceğini öğrendiğini kaydetti.
Gürkanlar: “Geçen zamanda ne oldu hatırlamıyorum”
Sevk işlemlerini beklerken bir yandan da tedirgin olduğunu ailesini görmeyeceği için telaşa kapıldığını anlatan Gürkanlar, sevk işleminden sonra yaşadıklarını şöyle anlattı:
“Arada geçen zaman diliminde ne oldu hatırlamıyorum, hemşireyi de yanımda gelmesi için soruya tuttum. Bütün ailem üzgündü ve Yakın Doğu'da beni bekliyorlardı. Orada da yoğun bakıma aldılar, iğneler tahliller, damarlar açıldı…”
Teşhis yok, ameliyat şart…
Yakın Doğu Hastanesi'nde yoğun bakımda bir gün kaldıktan sonra ertesi gün normal odaya sevk edildiğini anlattı. Doktorların sürekli yanına gelerek kendisine bilgi verdiğini kaydeden Gürkanlar, “Yaşadıklarıma dair herhangi bir teşhis yoktu ama doktorum bana ameliyat olmam gerektiğini söyledi. Sorgulamaya başlamıştım neyin ameliyatı? Ama olmadığım takdirde iki aylık ömrümün kaldığını öğrendim.”
Gürkanlar, ameliyatın olması gerektiği hususunda eşinin ve çocuklarının da kendisini ikna etmeye çalıştığını, ameliyat olmadığı takdirde önce körlük ardında da felç olabileceğinin ve kısa süre içinde de hayatını kaybetme riski ile karşı karşıya olduğunu ifade etti. Gürkanlar, “Bu ameliyatı olmak zorundaydım. Çocuklarım çok irdeledi, eşim benimle çok konuştu anlattı. İki aylık ömrüm kaldığını körlük arkasından felç ve ölüm olacağını öğrendim.”
“Saçlarımı kaybetmek istemiyordum bu yüzden ameliyat olmakta istemedim”
Hayata sürekli pozitif bakan geçirdiği en zor süreci bile gözleri gülerek anlatan Ajda Şengönüller Gürkanlar, ameliyat kelimesini sevmediğini, olmamak için diretmesinin tek nedenin de kesilecek olan saçları olduğunu anlattı.
Saçlarını çok sevdiğini ve kesilmesini görmek istemediğini ifade eden Gürkanlar, “Yoğun bakımdan çıktım yeniden tomografi çekildi, ped makinesine girdim, bir takım test tahlillerden geçirildim ameliyata sıcak bakmadım doktorum beni ameliyata alacağını söyledi ben de olmamak için yemek yedim tatlı yedim çünkü ameliyat sözü hoş gelmiyordu” dedi.
Ameliyata girdi, uyutuldu saçları kesildi…
Ailesi ve akrabalarının iknası ile ameliyatı kabul ettiğini söyleyen Ajda Şengönüller Gürkanlar, “Saçlarımı gözüm açık kesilmeyi kabul etmeyerek ameliyat olmayı kabul ettim” dedi.
6 Nisan Salı akşamı ameliyat için hazırlandığını kızının saçlarına fön çektiğini ameliyathaneye giderken saçlarının uzun olduğunu ifade eden Gürkanlar, “Ameliyathaneye girdiğimde saçlarım uzundu. Uyutulmadan saçlarımın kesilmesini asla kabul etmedim” diye konuştu.
11 saatlik bir ameliyat…
Başındaki 15 senelik tümörün yapıştığını ve üremediği için hiçbir sağlık sorunu belirtisi oluşturmadığını anlatan Gürkanlar, ameliyatının 11 saat sürdüğünü, saçlarının da uyutulduktan sonra kesildiğini söyledi.
Gözleri açık olduğu sürece saçlarına dokunulmadığını anlatan Gürkanlar sabah 09.00 gibi ameliyata girdiğini gece saat 21.00 sıralarında çıkarıldığını kaydetti.
Ameliyattan sonra bir buçuk gün uyutulduğunu ifade eden Gürkanlar, “Yüzüm gözüm şişti, kendimi aynada gördüğüm ilk günü hiç unutmayacağım, en büyük şoku ise aynaya bakınca saçlarımda yaşadım” şeklinde konuştu.
Gürkanlar: “İnsan kendini iyileştirebilir”
Geçirdiği operasyon sonrası aşırı derecede duygusal olduğunu belirten Gürkanlar, doktorunun da ilgisi ile bir süre daha gözetim altında tutulduğunu, psikolog önerilmesine rağmen ailesine ve çocuklarına söz vererek iğneleri üzerinden çıkarıp ayağa kalktığını kaydetti.
Ajda Şengönüller Gürkanlar, “İnsanlar kendilerini iyileştirebilir. Psikolog beni dinleyebilir, insan kendini iyileştirebilir. Doktorlar, hemşireler herkes çok dikkatli ve çok duyarlı yaklaştı…
Ameliyattan sonra 6 ay yalnız kalmayacağım. Ben çok şanslıyım bu olay çocuklarımın yanında oldu sürekli de yalnız araba kullandığım için yalnız da olabilirdim… Hastanemiz de çok gelişti… Onlar hemen beni fark ederek sevk etti… Ben bu mucize kurtuluşla insanlara söyleyeceğim, kendilerinde bir şey fark ettikleri an mutlaka doktora gitsinler çok şanslıydım ben… Yaşayacağım günlerim vardı…
Yeniden yürüyüş yapacağım, folklor oynayacağım araba süreceğim günleri iple çekiyorum.”