1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. Hayatı durduracak güç ve kukla sahnesi
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

Hayatı durduracak güç ve kukla sahnesi

A+A-

Maaşlar artmasın…”
Böyle öneri mi olur?
Kıbrıs Türk Ticaret Odası yönetimi bunu söyledi.
“Kamuya maaş artışı verilmesin, asgari ücret artmasın.”

Meclis’ten de bunun için “ivedi” toplantı istiyorlar hatta.
Sordum: “Bu mümkün mü? Tek biriniz dahi böyle bir adım atılacağına inanıyor musunuz? Bu gerçekçi mi?”

Samimiyetten uzak ve göstermelik söylemler hepimizi yordu artık…

***
“Asgari Ücret” artışının yalan bir sarmala dönüştüğünü, cebimize giren para artarken, alım gücümüzün azaldığını defalarca yazdım.
Kamudaki toplam maaş giderinin üretilen toplumsal fayda ile örtüşmediğini de…

“Kamu” denen patronaj düzeni statükonun en önemli kalesi!
Öyle de…
Özelde çalışmak tam bir yoksunluğa dönüştü şimdi…

***
Maaşlar arttıkça hayatın daha pahalı olduğu da bir gerçek…
En önemli maliyet “personel gideri” çünkü…
Bu gider piyasada mal ve hizmetlere, kamuda vergilere yansıyor.

Tamam da bunu önlemenin yöntemi “maaş artışları durdurulsun” demek değildir!
En azından gerçekçi değildir bu…

***
“Hayatı durduracak güce sahibiz” diyerek ciddi de bir meydan okuma yapıyor Kıbrıs Türk Ticaret Odası yönetimi…
“Mahalli gelirlerin yüzde 80’i Kıbrıs Türk Ticaret Odası üyelerinin ödediği vergilerdir.”

Ne yapacaksınız peki?
Asgari ücret de artacak, kamu maaşları da…
“Vergi ödemeyiz” mi diyeceksiniz?
Yapamazsınız!
Çünkü üyeleriniz de bu “statüko”nun betonlaşmasında çok ciddi pay sahibidir.
Mevcut kurulu düzenin önemli bir unsurudur üyeleriniz…
“Hükümet” denen irade, kapasite ve adalet yoksunu yapıyla içli dışlıdır.
En önemli finansörüdür bu rezil düzenin…
Ankara’nın gölgesinde kaybolan yönetimsizlik iklimine karşı boynu kıldan incedir Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın…
Yozlaşşğa alan tanıyan, küresel değerlerden yoksun, ayrılıkçı ve yalnızlıkçı arka bahçe siyasetine özde bir başkaldırısı yoktur patronların…
Gerçek budur!

hayati-durduracak.jpg
***
“Hayatı durduracak güce sahibiz.”
Öyle oldu zaten!
Neredeyse “hayat” durdu buralarda ve farklı değerler üzerinden yeni bir hayat inşa edildi.
Seyrettiniz genelde!
Yakındınız, isyan ettiniz, öfkelendiniz ama işinize baktınız.
Geleni selamladınız, sırtını sıvazladınız, yüzüne güldünüz.
İradesizliğini yüzüne vurmadınız takım elbiseli hilekârların…
Ne kuklalara ses ettiniz, ne kuklacıya, hep sahneye kızdınız.

***
Kıbrıs Türk Ticaret Odası’nın yaklaşımı en genelde yanlış mı?
Değil.
“Kamuda maaş artışının bütçeye yükü 1.2 milyar Türk Lirası gibi bir rakamdır. Bu bütçeyle mobil iletişim, elektrik, akaryakıt, su, süt, et gibi temel ihtiyaçlar desteklenirse hayat ucuzlar… Alım gücü böylece artar…”

Diyorlar ki, “maaş artışı yerine, elektrik enerji maliyetini karşılayınız, toplum elektrik enerjisini daha ucuza kullansın…”

Piyasadaki ürünler daha ucuza mı satılacak o zaman?
İşte buna inanan yok!
Çünkü kimse kendi yaşam konforundan, kârından, kazancından ödün vermek istemiyor.

***
“Devlet”in tarihin en yüksek borçlanmasını yaptığını söylüyor Kıbrıs Türk Ticaret Odası.
Böyle giderse “asgari ücret”in dolar cinsinden çevre ülkeleri de geçeceğini anlatıyor.
Öyle de…
Türk Lirası’nın değer kaybında tek söz yok!
“Bu düzen böyle gitmez, uluslararası topluma katılmalıyız ve iki ayrı devlet saçmalığına son vermeliyiz” diyen yok.
Sömürge artığı yönetim anlayışına itiraz yok.

***
“Maaşlar artmasın!”
Sterlini kim tutacak peki?
Sizler “Türk Lirası”nın adını anmaya korkarken değer kaybı nasıl önlenecek?
Vergi kaçağını kim önleyecek sahi?
Bir de kayıt dışılığı…

Hayatı durduracak güce sahipsiniz öyle mi?
Gösteriniz gücünüzü o zaman!


Doğru adres!

dogru-adres.jpg

Eylem günüydü dün…
Kamu okulları açılmadı ya…
“Başbakanlık” ışıklarında, “Külliye” önünde, Eğitim Bakanlığı’nda eylem vardı.
Bir de TC Lefkoşa Büyükelçiliği girişinde…

TC Lefkoşa Büyükelçiliği protesto listesinin dışında kalsaydı haksızlık olurdu.
Doğru adres!
Bu düzenin en önemli mimarı Türkiye Cumhuriyeti iktidarı, uygulayıcısı TC Lefkoşa Büyükelçiliği değil mi?

Adanın kuzeyinde kurulan düzeni dizayn eden, “hükümet” dedikleri mevcut ortaklığı kurgulayan; yurttaşlıklardan taşınmaz mal edinme yasasına, külliye projesinden tarikatlara, seçimlere müdahaleden parti kurultaylarına içimizi karıştıran onlar değil mi?

“İtaat” düzeni sarsılmasın diye bahisçi, tefeci, sahte diplomacı, kripto paracı kirliliğin sırtını sıvazlıyorlar.
“Kendi geleceğiniz hakkında yaşamsal kararları siz değil biz veririz” diyorlar.
Seçme hakkı dahi tanımıyorlar topluma…

Örneğin yeni büyükelçi tüm eski Kıbrıslı Türk liderlerini ziyaret ediyor ancak Mustafa Akıncı’yı dışarıda tutuyor.
Kusurunu biliyor çünkü…
“Bunu biz devirdik” ilanı bu!
Kıbrıslı Türk seçmenin iradesini reddediyor aslında…
Bu toplumun en az yarısının yaptığı tercihe sırt dönüyor.
Saygı duymuyor.

***
Eylemde dile getirilen "Kıbrıs Türk toplumuna dayatılan siyasi, ekonomik ve kültürel dönüşüm politikalarının merkezi TC Lefkoşa Büyükelçiliği’dir” sözünü çok daha güçlü deşifre etmek gerekiyor.
Kıbrıs’a değil…
Burada yaşayan herkes bu gerçeği biliyor zaten…
Dünyaya anlatmak gerekiyor bunu çok daha fazla…
Kıbrıs’ın kuzeyine “siyasi eşitlik” temelinde saygı gösterilir belki o zaman…

 

Bu yazı toplam 1772 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar