1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. 'HAYATI PAYLAŞMAK İÇİN ENGEL YOK'
HAYATI PAYLAŞMAK İÇİN ENGEL YOK

'HAYATI PAYLAŞMAK İÇİN ENGEL YOK'

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), 3 Aralık Dünya Engelliler Günü çerçevesinde bugün Dereboyu’nda “Hayatı Paylaşmak İçin Engel Yok” etkinliği düzenledi. Atatürk Öğretmen Akademisi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Lefke Avrupa Ü

A+A-

 

 

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS), 3 Aralık Dünya Engelliler Günü çerçevesinde bugün Dereboyu’nda “Hayatı Paylaşmak İçin Engel Yok” etkinliği düzenledi.

Atatürk Öğretmen Akademisi, Uluslararası Kıbrıs Üniversitesi, Lefke Avrupa Üniversitesi, Yakın Doğu Üniversitesi, Kıbrıslı Türk İnsan Hakları Vakfı, Mağusa Gençlik Merkezi, Engel’siz İnisiyatifi, Tabipler Birliği, Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası, DAÜ - SEN, Pediatri Derneği ve tüm özel eğitim okullarından katılımcılar etkinlik için saat 13.00’te 10. Yıl Parkı’nda toplanarak Dereboyu’na yürüdü.

Burada üzerinde “Engel Olma Destek Ol” yazılı balonlar gökyüzüne bırakıldı.

KTÖS Özel Eğitim Komitesi üyeleri etkinlikte yaptıkları konuşmalarda, KKTC’de 3 bine yakın özel gereksinimli birey olduğunu vurgulayarak, bu sorunlara devlet ve toplum tarafından sahip çıkılması gerektiğini kaydettiler.

Özel gereksinimli bireyler için çağdaş bir eğitim yasasına her geçen gün daha da fazla ihtiyaç duyulduğunu ifade eden komite üyeleri, KTÖS olarak bir yasa taslağı hazırladıklarını fakat yasaların çıkmasından çok uygulamaya geçmesinin önemli olduğunu belirttiler.

ELCİL

KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil yaptığı konuşmada, sendika olarak öğretmen sorunlarıyla toplum sorunlarının iç içe olduğu felsefesiyle hareket ettiklerini kaydederek, engelli bireylerin de herkes gibi hareket eme ve parasız eğitim almaya hakkı olduğunu söyledi.

Bilinç ve farkındalık yaratmak istediklerini ve bu amaçla hareket ettiklerini söyleyen Elcil, devleti yönetenlerin dikkatini çekmek ve söz konusu hakları talep etmek istediklerini ifade etti.

Elcil, “Politikacılar boş konuşmasınlar, iş yapsınlar... Bu ülkede herkesin eşit şekilde yaşamaya hakkı vardır” şeklinde konuştu.

Elcil’in konuşmasının ardından İlhan Karadağ ve engelli öğrencilerden oluşan ekibi kartonlara yazdıkları malzemelerle “ ‘İnsanlık’ Adlı Yemeğin Tarifini” yaptı.

ÇAĞANSOY

Engel’siz İnisiyatifi adına Çelen Çağansoy da, konuşma yapmak için, ekibiyle üzerlerinde “BAŞKAN-ENGELSİZ’E-VERDİĞİN-SÖZLERİ-UNUTMA” sıralı tişörtleriyle sahneye çıktı.

Çağansoy, bugünlere gelene kadar birçok engelin aşıldığını, fakat daha yapılacak çok işleri olduğunu söyledi.

Daha güzel olaylara ve etkinliklere imza atmak istediklerini söyleyen Çağansoy, engelsiz eğitim ve özel eğitim kurumlarının daha iyi bir yapıya ulaşması gerektiğini kaydederek, merkezleri “açıp bırakmanın” hiçbir fayda sağlamayacağını kaydetti.

Lefkoşa Belediyesi Latin Orkestrası ve engelli sanatçı Mehmet Geçit’in seslendirdiği şarkılar yanında palyaçolarla, boyama ve resim aktiviteleri de etkinlikte yer aldı.

 


 

Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği Basın - Yayın ve Halkla İlişkiler Sorumlusu Orkun Bozkurt, 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yayımladığı mesajda, “Bu 3 Aralık Dünya Engelliler Günü’nde camiamızın en değerli insanlarından biri olan sevgili başkanımız Mustafa Çelik’i kaybetmenin derin acısını kalbimizde hissederek, camiamız adına halkımıza Mustafa Çelik’in kendi kaleminden seslenmek istiyoruz” diyerek, onun anısına; hayattayken kaleme aldığı bir metni açıklamayı uygun gördüklerini kaydetti.

“GERÇEK ÖZÜR, SEVMEMEK VE ÜRETMEMEKTİR”

“Gerçek özür, sevmemek ve üretmemektir” denilen açıklamada, Ortopedik Özürlüler Derneği’nin “yürek ve düşünce özürüne” karşı yürüttüğü mücadelenin her geçen gün daha da güçlenerek sürdürülmekte olduğu belirtildi.

Açıklamada, “Kıbrıs Türk Ortopedik Özürlüler Derneği, toplumdan ve toplumu yönetenlerden, temsil ettiği özür grubu adına yalnızca ‘şanslarının eşitlenmesini’ talep etmektedir. Bizler özürümüzle değil; kişiliğimiz ile tanınmak, özürümüzün arkasına saklanarak değil; yeteneklerimizle öne çıkmak arzusundayız. Özür, bizim yalnızca hareket yeteneklerimizi kısıtlayabilir, ne beynimizi ne de yüreğimizi kısıtlayamaz. Bizler için engel bedensel kısıtlılığımız değil, beynimizi ve yüreğimizi zenginleştirmemizin önüne dikilmiş olan ulaşım, erişim ve dolaşım engelleridir” denildi.

Açıklamada, mimari engellerin ortadan kaldırılması, ulaşım, erişim ve dolaşım sorunlarının çözümlenmesinin KKTC vatandaşları olarak özürlülerin en tabii anayasal hakkı olduğu ifade edilerek şunlar kaydedildi:

“Bu topraklarda engellenmeden, dışlanmadan onurlu bir yaşam sürmemizi engelleyici her şey bir ayrımcılık konusudur ve tabii ki bu bir anayasal suç teşkil etmektedir. Bunu umursamayan, imkanı olup da kullanmayan, düzeltilmesi, kaldırılması yönünde katkı koymayan tüm yetkililer de bunun suç ortağıdır.

Kıbrıs Türk özürlüsü olarak fırsat eşitliğini yakalayabildiğimiz her alanda, yetenek ve becerilerimizin özürsüz bireylerin gerisinde olmadığını defalarca sergiledik. Ülkemizin tanınmamış olması nedeni ile birçok spor dalında kendi içimize hapsolmuşken, engelli spor faaliyetlerimizin dünyayla kucaklaşmış olması buna sadece küçük bir örnektir. Bu sadece azmin zaferi değil, yeteneğin, sevginin, düşüncenin ve diplomatik becerinin özür tarafından engellenememesinin açık bir göstergesidir. Oysa toplumu yönetenler, mevcut mimari engellerin kaldırılmamasını ve hatta bu engellere yenilerinin eklenmesini sadece seyrediyor ve mazeretlerin, özürün arkasına saklanıyorlar.

Bu durum değişmelidir. Bu durum değişmezse, değişimi engelleyenler değişmelidir.”

 

 

 


Engelsiz İnisiyatifi’nin ise 3 Aralık Dünya Engelliler Günü dolayısıyla yayımladığı mesaj şöyle;

 

“ENGELLİLER GÜNÜNDE KUTLANACAK BİR ŞEY YOK”

 

"Her gün sokağa çıktığınızda kaç engelli bireyle karşılaşıyorsunuz? Çarşıda, manavda, café’de, sinemada, konserde, trafikte, seçim sandığında, okulda karşınıza engelli bireyler çıkıyor mu? Engelli denildiğinde aklınıza gelen ilk görüntü ne? Şimdi bir dakika durun ve düşünün: yaşadığınız ortam, çalıştığınız mekan, hizmet gördüğünüz kurumlar engelli bireylere uygun mu?

 

Engelli bireyler dünyanın neredeyse %15’ini oluşturuyor. Engelli bireylerin aile yakınlarını ve/ya onlara bakım veren bireyleri de sayarsak, bu durumdan neredeyse dünyadaki nüfusun dörtte biri etkileniyor. Bizler Kuzey Kıbrıs’ta da yaklaşık 5500 kişlnin engelli olduğunu fakat topluma aktif şekilde katılamadığını biliyor ve gözlemliyoruz.  Engelli kişiler, aileleri ve yakınları yani yaklaşık 20,000 kişi ülkemizde her gün her adımda ayrımcılığa uğruyor.

 

Bizler EngelSİZ İnisiyatifi olarak, 2010 yılından beridir çeşitli etkinliklerle yaşanan bu adaletsizliği sivil toplum örgütleri ve halkla işbirliği içinde kırmaya çalışıyoruz. 2010 yılında halkın geniş desteğini gören bir imza kampanyasıyla Meclisimizin Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi'ni geçirmesine önayak olduk. Pilot bölge olarak seçtiğimiz Dereboyu’nda çok kalabalık bir eylemle, kamu alanlarının engelli bireyler tarafından ulaşım ve erişimine uygun kılınmasını teşvik etmeye çalıştık. Birçok topluma mal olmuş kişinin gönüllü katılımıyla çektiğimiz 5500 İnsan reklam kampanyası birçok kişiye ulaştı ve internette binlerce kişi tarafından paylaşıldı.

 

Bir taraftan çalışmaya başladığımız günden beri toplumsal farkındalığın gittikçe arttığını ve her adımımızda daha da kalabalıklaştığımızı coşkuyla gözlemlerken, diğer taraftan engelli bireylerin hayatını kolaylaştıracak ve eşitleyecek düzenlemelerin halen yapılmadığını üzülerek takip ediyoruz. Bugün siyasetçiler engelliler günü özelinde demeçler verirken ve biz bu basın bildirisini kaleme alırken, engelli bireyler halen evlerine hapsediliyor, eğitim hakkından mahrum ediliyor ve işgücünden uzak tutuluyor.

 

Bizler, bir toplumun kalkınma ve gelişme düzeyinden bahsederken, engellilere yönelik sunulan eğitim, sağlık, kültürel ve iş alanlarındaki hizmetlerin önemli göstergeler arasında olduğuna inanıyoruz. İnisiyatif olarak tüm deneyimimiz toplumun bilinçli ve istekli olduğunu gösterirken, değişim taleplerimizin yetkili kurumlarda sürüncemede kalmasını esefle kınıyoruz.

 

Engelli bireyleri eylemden eyleme veya sadece özel günlerde değil, yaşamın içinde, mezun olurken, seçimleri kazanırken, alışveriş yaparken, cafede kahve içerken görebileceğimiz güne kadar haklı mücadelemize devam edeceğiz."

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1387 defa okunmuştur