“Hayatımız pamuk ipliğine bağlı”
Güzelyurt – Lefkoşa anayolundaki kazada yaralanan Ambulans şoförü ve hemşire YENİDÜZEN’e konuştu.
Güzelyurt – Lefkoşa anayolundaki kazada yaralanan Ambulans şoförü ve hemşire YENİDÜZEN’e konuştu. Yollarda, daha fazla saygı beklediğini dile getiren görevliler, caydırıcı cezaların uygulanması gerektiğine dikkat çekti…
Kazada ağır yaralanan 34 yaşındaki Ayfer İnik Taşçı: “Ambulansa saygı duyulmuyor”
Ambulans şoförü Mahmut Hamdi: “Polis bizim ihbarlarımızı telefoniyen de olsa dikkate almalı ki bunun yaptırımı olsun. Ceza verilmeli ve caydırıcı olmalı”
Fehime ALASYA
Güzelyurt – Lefkoşa anayolunda geçtiğimiz günlerde, sabah erken saatlerde ambulans ile bir aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada yaralanan Ambulans görevlileri, yaptıkları işe saygı duyulması gerektiğini belirterek, trafikte yaşadıkları sorunlara değindi.
YENİDÜZEN’e konuşan ambulans görevlileri, yaşananları anlattı, yollarda ambulanslara karşı duyulan saygının artması gerektiğine dikkat çekerek, caydırıcı cezaların uygulanması gerektiğini işaret etti…
Kazada ağır yaralanan 34 yaşındaki hemşire Ayfer İnik Taşçı, Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde Dâhiliye ve Nöroşirurji Servisine alındı. Taşçı’nın boynundaki kırık nedeniyle Çarşamba günü ameliyat olması bekleniyor.
13 yıldır hemşirelik yaptığını anlatan Taşçı, son beş yıldır Acil Serviste hemşirelik yapıyor. Biri altı diğeri de bir yaşında olan iki çocuk annesi Taşçı, en çok da çocuklarından ve işinden uzak kaldığı için üzülüyor…
Ambulans şoförü Mahmut Hamdi ise tedavisini ardından taburcu oldu.
Kazada araç sürücüsü Omar Elshargawy'nin yanı sıra ambulans şoförü Mahmut Hamdi, hemşireler Cengiz Elyeli ve Ayfer İnik Taşçı yaralanmıştı.
Kazada ağır yaralanan 34 yaşındaki Ayfer İnik Taşçı:
“Ambulansa saygı duyulmuyor”
“Güzelyurt’tan Lefkoşa’ya hasta"
“Sabaha yakın 3 buçuk gibi Lefkoşa Hastanesine hasta getirmiş, geri dönüyorduk. Sabaha yakın Güzelyurt’a geri dönüyorduk.
Ekibimiz çok güzel bir ekipti, hiçbir sıkıntımız yoktu, sabaha yakın olmasından dolayı daha da temkinliydik, sürekli birbirimizle konuşuyor, şakalaşıyorduk. Şoför uyuya kaldı falan gibi hiçbir durum söz konusu olamaz.
Ambulansta hasta yoktu ki acelemiz olsun, dönüş yolundaydık.
Biz sol şeritte yolumuza dümdüz devam ediyorduk. Bir anda sol emniyet şeridinden önümüze geçmeye çalışırken bize çarptı, kazaya neden oldu. Üstelik sağ şerit boştu, bizi normal geçebilmesi için hiçbir sakınca yoktu.
Çarpma anını, oradan oraya savrulduğumuzu hatırlıyorum, her şey çok kötüydü.
Şoförümüzün hiçbir suçu günahı yoktu, aracı fark edince kurtarmak için hamle yaptı ama bize çarpmıştılar, hızlı ve dikkatsiz olan diğer araçtı.
“Adeta biz cezalandırıldık”
“Boynumda kırıklar var, sinire baskı yaptığı için de kolumda hafifi uyuşukluk oluyor, Çarşamba günü ameliyat olacağım.
İşimden ve çocuklarımdan uzun süre uzak kalacağım gibi görünüyor, en çok da buna üzülüyorum. Hiç suçumuz günahımız yokken, adeta biz cezalandırıldık. Biz düz yolumuzda giderken bunu yaşadık, çok ağır geliyor.”
“Mesleğimize saygı duyulmalı”
“Hiçbir can garantimiz olmadan yollardayız, buna ilişkin ciddi adımlar atılmalı. Normal memurlarla bir tutuluyoruz ama değiliz, hayatımız söz konusu…
Yollardaki şoförlerin birçoğu saygısız... Ambulansa saygı duymuyorlar. Çoğu zaman telsizi alıp filanca araç çeklisin diye anons ediyoruz, bu olur şey değil. Bu uğurda ceza ve eğitimin şart olması gerek diye düşünüyorum.
Yollarda yaşadığımız sıkıntıları ihbar ettiğimiz zaman sözlü ihbarlarımız dikkate alınmalı. İçeriye gidip de yazılı ihbar yapacak, ifade verecek vaktimiz yok. Üstelik çok fazla olayla karşılaşıyoruz.
En büyük sıkıntımız trafikteki saygısızlık, işimize verilmeyen değerdir…
Biz vakalara hızlıca gitmek için her şeyi yapıyoruz, çoğu zaman hatsa yakınlarının bile sözlü saldırısına uğruyoruz, mesleğimize saygı duyulmalı. Önyargılar bizi üzüyor…”
Ambulans şoförü Mahmut Hamdi:
“Hayatımız pamuk ipliğine bağlı”
“Normal güzergahımızda 80 km civarında seyrediyorduk. Bir anda bir ışık gördüm, sonra ön tamponuma vurdu. Sadece rengini görebildim, önümüzden takla atarak kaçtı, biz de yan yatarak süründük.
Dönerken olan bu kazada ne uykusuzluk ne dalgınlık ne de sürat vardı. Bir anda her şey oldu… Tepe lambalarım yanar, kabin ışıklarım açık, adeta her yer gündüz, bizi görmemesi mümkün değil. Sağ şerit boşken bizi emniyet şeridinden geçmeye çalıştı. Çarpmasaydı düz devam edip geçebilirdi.
Az olsa bile alkollü olduklarını düşünüyorum ama buna rağmen çok hızlıydılar, o yüzden sanırım bu kaza oldu.
Biz ambulanslara ve şoförlerine karşı toplumda bir önyargı var. Örneğin en düşük hızım 60 km ile bir çembere giriyorum, siren üzerinde ikazımıza rağmen çoğu zaman dikkate alınmıyoruz. 155 polise ihbar ettiğimiz zaman içeri gidip ihbar etmemizi istiyorlar. Polis bizim ihbarlarımızı telefoniyen de olsa dikkate almalı ki bunun yaptırımı olsun. Ceza verilmeli ve caydırıcı olmalı. Çok süratli gittiğimiz zaman dahi önümüzde yazışan arabalar görüyoruz, bunu ihbar etsek değişen bir şey olmuyor.
Yollardaki güvenliğimiz arttırılmalı, yollardaki sürücüler bize daha duyarlı ve saygılı olmalı. Bizler can taşıyoruz ve çoğu zaman zamanla yarışıyoruz. Bunları yaparken de hayatımızı hiçe sayıyoruz, hayatımız saç teline bağlıdır, o kadar güvensiz şekilde yollardayız…
Kimi zaman boş ihbarlara çağrılıyoruz, boş yere oyalanıyoruz, bununla birlikte trafikte gecikiyoruz diye de hasta yakınlarının hakaretine uğruyoruz. Birkaç dakikanın bile bizim için önemi büyük, lütfen duyarlı olalım. ”