Hüseyin ÖZBARIŞCI

Türk Lirası’nın olağanüstü değer kaybı karşısında borçlarını ödeyemez duruma gelen ‘döviz borçluları’, sosyal medyada örgütlenmeye başladı, dernek kurmaya karar verdi.

Bu yönde çalışmaları sürdürenlerden iki döviz mağduru, Hasan Avlık ve Gülten Karamanlı YENİDÜZEN’e konuştu: “Borcumuzu ödeyebilmek için gerekli şartların oluşması için uğraşıyoruz, döviz borcu olan insanlarımızın sayısı 6 binin üzerindedir”.

Bankalarda döviz borcu olan Gülten Karamanlı ve Hasan Avlık sosyal medyada örgütlenerek bu konu hakkında yeni bir oluşum içerisine girdi ve dernek kurmak için çalışmalar başlattı. Bu çalışmalarla sınırlı kalmayan Karamanlı ve Avlık, aralarında Merkez Bankası ve Bankalar Birliği ve bazı siyasi partilerden alanında uzmanların da yer aldığı bir toplantı gerçekleştirdi.

Döviz mağduru olan ve sorunlarına çözüm arayan Gülten Karamanlı ve Hasan Avlık, YENİDÜZEN’e konuştu, neden bir oluşum içerisine girmek istediklerini anlattı, düşüncelerini aktardı.

Emekli Gülten Karamanlı, 2015 yılında döviz kredisi aldığını ve o günden bu yana aksatmadan borcunu ödediğini belirterek, şu anda maaşının bu borç taksidine yeterli olmadığını anlattı ve “Ölürken çocuklarımıza borç bırakmak istemiyorum” dedi.

Hasan Avlık ise 2017 yılında bu yana konut kredisi borcu ödediğini aktararak, Türk Lirası’nın döviz karşısında değer kaybetmesinden dolayı borcunu ödeyemez duruma geldiğini belirtti, “Hayatımızı ipotek vermekten artık yorulduk. Üstümüze kıyafet alamamaktan, çocuğumuza mama alamamaktan artık yorulduk” şeklinde konuştu. 

“Bankalarla görüştüm, oluşum başlattım”

28 yaşındaki Hasan Avlık borcunu ödeyemeyecek duruma geldiğini bankaya aktardığını söyledi. Taleplerinin kabul görmediğini anlatan Avlık, sosyal medyada bir oluşum içerisine girdiğini ifade etti. 

Hasan Avlık süreci şöyle anlattı:

“2017 yılında bir konut satın almak için döviz borcuna girdim, 2021 yılının Kasım ayına kadar eksiksiz bir şekilde ödemelerimi gerçekleştirdim. Ancak özellikle Kasım ayı sonundan itibaren artan döviz kurları, açıkçası bizleri bu borcu ödemeyecek duruma getirdi. Bu konuda önce bankalarla gidip görüşme yolunu seçtim. Bu borcu artık benim gücümün yetmediğini söyledim ve neler yapılabilecekse bana bankanın bir imkân sunmasını talep ettim. Ancak, bankaların ‘Mademki bugüne kadar ödedi, bundan sonra da bulup buluşturur ve bu parayı öder’ zihniyetinde olduklarını gördüm. Bunun üzerine sosyal medya üzerinden bir gönderi yayınladım. Bu gönderiyle birlikte amacım insanlara ulaşıp, bir kıvılcım başlatabilmekti. İlk çağrım sonrasında Gülten Hanım ve 4 arkadaşımız daha toplandık ve neler yapabileceğimiz konusunda konuştuk. Akabinde düzenli olarak her 3-4 günde bir toplantılar gerçekleştirdik. Bu sırada uzman ekonomistlerden de görüşler aldık. Farklı farklı siyasi partilerden ve sendikalardan görüşlerini aldık. Sayımız artmaya başlayınca da tüzellik kazanmak adına dernek kurmaya karar verdik ve şu anda da o konuda çalışmalarımız devam ediyor.

Süreç devam ederken, hükümet kanadından bir randevu talep ettik. Onlar da bize ikili bir görüşme sağladılar. Onlara Bankalar Birliği, Merkez Bankası ve hükümet yetkilisinin de katılacağı bir toplantı olması gerektiğini ifade ettik. Onlar da bizi dinlediler ve Ocak ayının ilk haftasında toplantıyı gerçekleştirdik. Söz konusu toplantıya farklı siyasi partilerden ekonomist, muhasip ve bankacılık yapmış olan kişilerle birlikte gidip, taleplerimizi paylaştık. Bizim en büyük isteğimiz borçlarımızı ödemektir. Ancak borçlarımızı öderken de hayatımızı ipotek vermekten artık yorulduk. Üstümüze kıyafet alamamaktan, çocuğumuza mama alamamaktan artık yorulduk. Bizim talep listemiz incelendiği zaman olabildiğince en makul hem bankaların, hem hükümet kanadının, hem de bizim en az zararla bu süreci atlatabileceğimiz çözüm yöntemleridir.”

Talepleri: Türk Lirası’na çevirme, yapılandırma

Yeni bir oluşum içerisine girmek için çalışmalar yürüttüklerini aktaran döviz mağduru Hasan Avlık iki ana taleplerinin olduğunu söyledi.

Avlık taleplerini şöyle sıraladı: “Geliri döviz olmayıp döviz borcu olan ve şu anda mağdur durumda olan bizlerin gerek özel bankalar, gerekse kamu bankaları aracılığıyla uzun vadeli, gelirimize oranla ödenebilir bir Türk Lirası’na çevrilmesi. Faiz oranları çok yüksek, geçmiş yıllarda borçlarını ödemeyip de mağdur olan ve mahkemelik olan borçların yapılandırılması için bir yasa çalışması yapılması.”

Yönetim Kurulu oluşturuldu…

Yönetim kadrolarının oluştuğunu da aktaran Hasan Avlık, Yönetim Kurulu’nun Hasan Avlık, Gülten Karamanlı, Fisun Boranhan, Fatoş Bozkurt, Yaşar Usanmaz, Erdinç Boranhan isimlerinden oluştuğunu söyledi. Avlık, Özgür Arıkan, Devrim Barçın, Yalçın Ertugan, Mazlum Kortaş gibi isimlerin de kendilerine destek verdiğini dile getirdi.

Çalışmaları hakkında da bilgi veren Avlık şöyle devam etti: “Süre içerisinde isim konusunu da resmileştireceğiz. Bu kıvılcımı sosyal medyada başlattık, ‘Döviz Mağdurları’ isimli grup kurduk ve insanlarımıza da ulaşıyoruz. Grubumuzu şu anda takip edenlerin sayısı 400’lere ulaşmış durumda. Bizimle aktif olarak çalışan insan sayısı da 30’un üzerindedir.”

“Döviz borcumuz olduğu için azar işittik”

Hasan Avlık, geçtiğimiz günlerde aralarında Merkez Bankası ve Bankalar Birliği ve bazı siyasi partilerden alanında uzmanların da yer aldığı bir toplantı gerçekleştirdiklerini söyledi, “Toplantıda “Merkez Bankası Başkanı’ndan azar işittik” dedi.
Hasan Avlık toplantıda yaşadıklarını şöyle anlattı: “Biz taleplerimizi söz konusu toplantıda anlattık ve Merkez Bankası Başkanı’ndan ilk başta döviz borcu aldığımız için bir de azar işittik. Unutulmaması gerek ki, herkes kredi alacağı zaman ihtiyacı olduğu için alır. Kredi alan herkes bu borcu nasıl ödeyeceğine bakar. Döviz kredisinin faiz oranı daha düşük olduğu için mecbur olarak döviz borcu alıyorsunuz. O an için yapılması gereken o adımdı. Biz de onu yapmak durumunda kaldık. Biz borcumuzu ödemeyelim diye uğraşmıyoruz. Sadece borcumuzu ödeyebilmek için gerekli şartların oluşması için uğraşıyoruz. Bununla ilgili olarak gerek sokak eylemlerinde, gerek medyada derdimizi anlatmaya devam edeceğiz. Sadece kendimizi de düşünmüyoruz. Döviz borcu olan insanlarımızın sayısı 6 binin üzerindedir. Bu azımsanacak bir durum da değildir.”

“Herkesten destek alıyoruz, kapımız herkese açıktır”

Avlık, süreç içerisinde her kesimden destek aldıklarını belirterek, kapılarının herkese açık olduğunu dile getirdi. Döviz sorunun toplumun kanayan yarası haline geldiğini belirten Hasan Avlık söyle devam etti: “Bizler topluma önderlik eden tüm kuruluşlarla görüşmeler gerçekleştiriyoruz. Bu görüşmeler sonrasında belirleyeceğimiz kitlesel mitingler de gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bizim burada asıl görüşme şeklimiz uzman ve bizlere destek olmak isteyen kişilerdir. Kapımız herkese de açıktır. İlginçtir, bu konuda çok zıt kutuplarda olmalarına rağmen CTP’den de, UBP’den de, Halkın Partisi’nden de, TKP’den de, Kıbrıs Sosyalist Partisi’nden de bize dönüşler oldu. Hatta bizimle toplantıya da katıldılar. Bu da bize gösteriyor ki, bu durum artık siyaset bir olaya dönüşmüştür ve bu toplumsal bir olaydır. Toplumun hemen hemen her kesimini kanayan bir yarasıdır. Kıvılcımı yaktık, giderek büyüyoruz.” 

“Bizim istediğimiz güncel ve kalıcı bir çözüm”

Döviz mağduru Gülten Karamanlı sorunlarına güncel ve kalıcı çözüm aradıklarını anlattı. Karamanlı şunları söyledi:  

“Euro’ya geçebilmek sadece şu anda bir hayaldir. Bu teknik anlamda elbette mümkündür ama uzun vadede olabilecek bir şeydir. Buna güvenip de hareket edemeyiz. Bizim istediğimiz güncel bir çözümdür. Asgari ücretin yükselmesi de kalıcı bir çözüm olmaz. Çünkü her zaman döviz bir adım öndedir. Ada ülkesiyiz, tüm ihtiyaçlarımız ithal girdiye bağlı. İthalat dövizle döner. Bu aşamada döviz 10 bin TL’de olsa 3 ay sonra bu miktarın pul olmayacağının garantisini de kimse veremez.”