“Hayatımızı kurtaran Kıbrıslıtürk’ü bulup ona teşekkür etmek istiyorum…” 1
63 yaşındaki Hristodulos Gattos’la röportajımızı, barikatlar henüz kapanmadan once, çok değerli arkadaşımız Hristina Valanidu’nun yardımlarıyla gerçekleştirmiştik…
Hristina Valanidu’nun tanıdığı ve arkadaşı olan Hristodulos Gattos’la ilgili olarak once Hristina bana ayrıntılı bilgiler vermişti – henüz Hristodulos Gattos’un adını bilmiyordum – isimsiz olarak yapmış olduğu çağrıyı bu sayfalarda yayımlamış ve araştırmaya başlamıştım… Hristodulos Gattos, 1974’te savaş sırasında Kaymaklı dışındaki bir mandrada bulunan 80 Kıbrıslırum sivilin ve kendisinin hayatını kurtaran Kıbrıslıtürk subayı arıyordu ve “Hayatımızı kurtaran Kıbrıslıtürk’ü bulup ona teşekkür etmek istiyorum…” diyordu…
Ardından Hristina’ya sordum: “Acaba teklif etsen, röportaj yapmamı kabul eder mi? Kendi ismiyle ve resmiyle yayınlarsak, çok daha iyi olur… İsimsiz bir çağrıyı çok dikkate almayabilir insanlar ama ismiyle ve resmiyle aynı çağrıyı yayımladığımızda, belki aramakta olduğu Kıbrıslıtürk’ü bulabiliriz…”
Hristodulos Gattos, hiç ikiletmeden hemen röportaj isteğimi kabul etmişti. Böylece barikatlar kapanmadan hemen öncesinde HAMUR lokantasında buluşmuştuk – Hristina Valanidu arkadaşımız onu HAMUR’a getirmiş ve çevirmenliğimizi de yapmıştı. Ben Rumca konuşamıyordum, Hristodulos Gattos da İngilizce bilmiyordu – sevgili Hristina çevirmenliğimizi yaparak röportajı gerçekleştirmemizi sağlamıştı. Kendisine buradan sonsuz teşekkürler…
Hristodulos Gattos, Kaymaklılı bir aileden geliyordu. Babasının bir mandrası yani Kaymaklı’nın hemen dışında bir çiftliği vardı. 1974’te bütün aile mandrada toplanmıştı – bütün aile derken, yeğenler, teyzeler, amcalar da… Sadece çekirdek aile değil…
Böylece savaş esnasında bu mandrada toplanmışlardı. Ayrıca savaştan kaçarak güneye geçmeye çalışan bazı başka Kıbrıslırumlar da, mandrada insanlar olduğunu görünce buraya sığınmışlardı… Böylece sivillerin sayısı 80 kadar olmuştu…
Savaş ilerledikçe ve Mia Milya hattı kırılınca, 40 kadar Kıbrıslırum asker, Kıbrıslıtürk ve Türkiye askerleri tarafından yakalanarak mandraya getirilmiş ve buradan alınarak bunlar infaz edilmeye başlanmıştı.
Bir Kıbrıslıtürk subay, burada bir fark yaratacaktı – eğer Hristodulos Gattos’a anlattıkları doğruysa, kendilerine mandradaki herkesi öldürme emir verilmiş fakat bu subay, bir şekilde bu kararı geçersiz kılmak üzere manevra yapmayı başarmış ve kararı değiştirmek için bu emri verenleri herhalde ikna etmeyi başarmıştı ve böylece mandrada toplaşmış 80 kadar sivil Kıbrıslırum’un hayatını kurtarmış, onların sağ salim güneye geçmelerini sağlamıştı… Henüz bu olmadan önce, mandrada tecavüzler de yaşanmıştı – bazı Kıbrıslırum kadınlar mandradan alınarak tecavüze maruz kalıyorlar, ardından gerisin geri mandraya getiriliyorlardı…
Hristodulos Gattos, sevgili arkadaşımız Hristina Valanidu’nun komşusu ve arkadaşıydı… Kendilerini kurtaran Kıbrıslıtürk’ü aradığını Hristina’ya anlatmıştı ve her anlatışında da ağlıyordu, bu iyiliği hatırlayarak…
Hristina, bu durumu YENİDÜZEN Genel Müdürü ve Genel Yayın Yönetmeni Cenk Mutluyakalı’ya yazmış, sevgili Cenk Mutluyakalı da bu konuyu bize havale etmişti…
HAMUR’da oturup Hristodulos Gattos’un yaşadıklarını konuştuk…
Hristodulos Gattos, röportajımız sırasında da ağladı… Kendi hayatını ve kendisinden başka mandrada olan 80 civarında sivil kadın çocuk yaşlı Kıbrıslırum’un hayatını kurtaran o Kıbrıslıtürk’ten söz ederken ağladı…
Hristodulos Gattos’a göre, mandraya getirilen tutuklanmış, savaş esiri 40 kadar Kıbrıslırum seferi asker vardı ve bunlardan sadece beşinin kalıntıları Kayıplar Komitesi kazılarında bulunmuştu…
Hristodulos Gattos, geriye kalan diğer “kayıp” Kıbrıslırum seferilerin nereye gömüldüğünü bazı Kıbrıslıtürk avcılardan öğrenmiş ve bu yerleri Kayıplar Komitesi yetkililerine göstermişti. Söz konusu olası gömü yerlerinde bugüne kadar herhangi bir kazı yürütülmemiş diye anlatıyor Hristodulos Gattos – bu kuyuların isimleri de varmış ve bize o isimleri de söylüyor… Hristodulos Gattos yalnızca Kıbrıslırum “kayıplar”ın değil, Kıbrıslıtürk “kayıplar”ın acısını da yüreğinde hissediyor ve en iyi arkadaşlarından birisinin de Ali Azeri olduğunu anlatıyor bize. Ali Azeri de bir “kayıp” çocuğu – babası ve amcası, Kaymaklı’dan “kayıp” edilmişti – onlardan geride kalanları okurlarımızın çok değerli yardımları sonucunda yürüttüğümüz kampanya ardından, Kayıplar Komitesi’nin Tekke Bahçesi’nde yürüttüğü kazılarda bulmuştuk ve defin törenlerine de katılmıştık… Ali Azeri’den “gardaşimu” diye söz ediyor, yani “kardeşim benim…”
Hristodulos Gattos’la, 1974’te savaş sırasında Kaymaklı dışındaki bir mandrada bulunan 80 Kıbrıslırum sivilin ve kendisinin hayatını kurtaran Kıbrıslıtürk subayı aramasını anlattığı ve “Hayatımızı kurtaran Kıbrıslıtürk’ü bulup ona teşekkür etmek istiyorum…” dediği röportajımız şöyle:
SORU: Kaç yaşındasınız?
HRİSTODULOS GATTOS: 63 yaşındayım. 1974’te 18 yaşındaydım, okuldan hemen da mezun olduydum. Frederik Teknik Lisesi’nden mezun olduydum. O zamanlar öyle bir teknik lise vardı, özel bir liseydi bu.
SORU: Babanız çiftçiydi…
HRİSTODULOS GATTOS: Evet, babam çiftçiydi. Kaymaklı’nın dışındaydı çiftliği ve hayvanları vardı… Kaymaklı’da Ayios Dimitrios Kilisesi’nin yanındaydı, küçük bir kiliseydi bu. Yani kilisecikten 500 metre kadar uzaktaydı babamın çiftliği… Bu bölgeye “Kato Mandrez” deniyordu… Büyük Kaymaklı’nın doğusundaydı bu bölge. Bu bölge şu anda kuzeyde askeri bölge değildir. Ayios Dimitrios Kilisesi, askeri bölge içerisindedir ancak ondan sonrası askeri bölge değildir. Serbesttir yani oraya gidiş şu anda… Ben en az 30 kere gittim… Mandramız yıkıldı ancak barangalar duruyor yerinde… Bu barangalara girdiğimde hasta olurum, çok üzülürüm… Çektiğimiz acıları düşünürüm… Faşizmdir bunun adı…
SORU: 1974’te ne olmuştu ki babanızın çiftliğindeydiniz?
HRİSTODULOS GATTOS: 20 Temmuz 1974’ten sonra çiftliğe gittiydik, benim bütün ailem ve başka bazı aileler da… Kaymaklı’nın ortasında kalmaktansa, çiftliğin daha güvenli olacağını düşünerek çiftliğe gittiydik yani… Ailemiz orijinal Kaymaklılı’dır, hem annem, hem de babam… Benim tanıdığım, ahbabım Kıbrıslıtürkler vardır Kaymaklı’dan – mesela Ali Azeri arkadaşımdır…
SORU: Ali Azeri, babasının sözünü ettiğiniz küçük kiliseciğin yanında gömülü olduğunu sanıyordu, ben dediydim kendine ki babası büyük olasılık Tekke Bahçesi’nde gömülüdür – sonuçta Tekke Bahçesi’nde bulundu babasının kalıntıları. Babası “kayıp” idi Ali Azeri’nin, amcası da “kayıp” idi – ikisi de Tekke’de gömülü bulundu…
HRİSTODULOS GATTOS: Evet, anladım, kardeş gibiyiz biz Ali Azeri’yle, anlattıydı bana babasının “kayıp” olduğunu…Onun da oralarda çiftliği vardır.
SORU: “20 Temmuz’dan sonra ailemle çiftliğe gittik” derken kimi kastediyorsunuz? Anneniz, babanız ve siz… Başka birisi var mıydı ailenizden çiftlikte?
HRİSTODULOS GATTOS: Annem, babam, erkek kardeşim, kızkardeşim, nenem… Nenem tam 84 yaşındaydı ve orada esir alındıydı! Annem Evgenia, babam Harabis, nenem Anna, erkek kardeşim Sotiris, kızkardeşim Anna… Ve tabii ben… Ve tabii yeğenlerimiz de vardı çiftlikte… Amcalar, teyzeler, dayılar, yeğenler… Herkes çiftliğin daha güvenli olacağını düşünerek, bizim çiftliğe geldiydi…
SORU: Ailenizden kaç kişi vardı yani çiftlikte?
HRİSTODULOS GATTOS: 40 kişi vardı bizim aileden çiftlikte çünkü Mia Milya’da da akrabalarımız varıdı… Kaymaklı’dan akrabalarımız da varıdı… Herkes çiftliğin daha güvenli olacağını düşünerek, oraya gelmişti.
SORU: “Çiftlik” ya da “mandra” diyorsunuz – uyuyabilecek bir yer var mıydı orada?
HRİSTODULOS GATTOS: Evet vardı… Mandrada 350 kadar koyunumuz varıdı…
SORU: Yani 20 Temmuz 1974’ten hemen sonra gittiniz çiftliğe…
HRİSTODULOS GATTOS: Aslında ben okul kapanır kapanmaz gittiydim mandraya… Babama yardım etmek maksadıyla gittiydim mandraya, okullar kapanır kapanmaz. Ve mandrada kaldıydım… Haziran’da gittiydim ve mandrada kalmaya devam ettiydim. Ben her zaman mandraya giderdim, babama yardım etmek için. Beş yaşımdan itibaren babama yardım ediyordum çiftlik işlerinde! Ve ben de çiftçiyim hala, hala bu işi yapmaktayım! Yani çiftçilik yaşam biçimim oldu benim… Mandradaydım bu yüzden işte… Bu arada sen bir makale yazdıydın, bir harnıp ağacının altında bazı insanların gömülü olabileceğini yazdıydın, doğrudur bu yazdıkların, okuduydum ben o makaleyi… Eski Mağusa yolunda Kronos çiftliği vardır…
SORU: Evet, yazdıydım bu çiftliği, o civarda bazı Kıbrıslırum “kayıplar” gömülü olabilir diye… Gidip gösterdiydik de Kayıplar Komitesi’ne ama seneler geçti, herhangi bir kazı yapılmadı orada… Bu bölgeye gömü yapıldığını biliyorsunuz yani… Gidip bakabilir miyiz birlikte?
HRİSTODULOS GATTOS: Evet… Ne zaman istersen gidebiliriz…
SORU: Eğer aynı yerden bahsediyorsak, bu bölgeye 15 kadar “kayıp” Kıbrıslırum’un öldürülüp gömüldüğünü yazdıydım…
HRİSTODULOS GATTOS: Yakın geçmişte gittim oraya Kayıplar Komitesi’nden bazı yetkililerle, onlara bir yer gösterdim. Kronos çiftliğinin tam karşısındaydı bu yer… Orada az ileride askeri bölge de vardır.
SORU: Evet, askeri bir kamp da vardır o bölgede, az ileride… Bana gelen bilgide bir harnıp ağacının altına 15 “kayıp” Kıbrıslırum’un gömülmüş olduğu şeklindeydi…
HRİSTODULOS GATTOS: Evet, tam olarak öyle… Bir harnıp ağacının altına gömüldülerdi…
SORU: Siz bunu nereden biliyordunuz? Burada bir şey mi görmüştünüz?
HRİSTODULOS GATTOS: 1974 sonrası bazı avcılarla karşılaştıydım orada – bu Kıbrıslıtürkler o zaman anlattıydı bana ki bu kuyularda bazı “kayıp” Kıbrıslırumlar gömülüdür. Öldürülen askerleri bunlara atmışlar ve üstüne de beton dökmüşler diye anlattılardı. Bana kuyuları göstermediler ama ben bölgedeki bütün kuyuları bilirim çünkü bu kuyulardan su çekerdik hayvanlarımız için. O nedenle kuyuları çok iyi bilirim… Kayıplar Komitesi sadece beş kişi bulabildi, bir dere yatağında o civarda…
SORU: Yani sizin göstermiş olduğunuz bölgede kazı yapmadılar kuyularda…
HRİSTODULOS GATTOS: Hayır, henüz yapmadılar. Sadece beş kişi buldular…
SORU: Söylediğiniz Mia Milya civarıdır…
HRİSTODULOS GATTOS: Mia Milya/Kaymaklı civarı… Buldukları bu beş kişiyi isim isim tanıyorum, bu şahıslar mandradaydılar öldürülmeden önce… Bulunanlardan birisi yeşil pantolon giyiyordu, birlikteydik onunla…
SORU: O zaman tam olarak neler olduğunu anlatın bize… Mandrada kalıyordunuz aileniz ve yeğenlerinizle…
HRİSTODULOS GATTOS: Annem önce mandradaydı, hellim ve tarana yapmaya gelmişti çiftliğe – sonra eve döndüydü… Ancak ikinci işgal gerçekleşince, aileyle birlikte o da mandraya geldiydi tekrardan.
Mia Milya hattı kırılınca ikinci işgalde, askerler mandraya geldilerdi. Türk ordusu mandraya geldiğinde, yeşil renkli giysiler giyen Kıbrıslırumlar, hemen kurşuna dizildiydi çünkü onların asker olduğunu varsaymışlardı.
Hristodoulos Gattos ile...
DEVAM EDECEK