1. YAZARLAR

  2. Neşe Yaşın

  3. HAYATIN MÜZİĞİ
Neşe Yaşın

Neşe Yaşın

HAYATIN MÜZİĞİ

A+A-

Şunu fark ettim: Çoğu zaman ne yaşadığından çok senin içinde çalan müzik önemli olan. Bana kalırsa böyle bir müzik var hep içimizde. İyi bir müzisyen olsak notalara dökebileceğimiz bir iç melodi. Müziğin hakkımızdaki bütün sırları biliyor olması tevekkeli değil. Düşünürüm bazen; bir parça içimden geçeni nasıl böylesine güzel anlatabiliyor, tam da o an hissettiğimi kavrayıp seslere dökebiliyor diye. Bazen sözcüklerle ifadesini bulamayan bir iç sızısı bir kemanın tellerinden, bir piyanonun tuşlarından dökülüverir.

İçinde bulunduğumuz bir anın duygusu ve anlamı müzikle değişebilir. Ruhumuzun müziğine göre algılarız bir durumu. Bazı durumları hüzne tercüme edip kedere çeviren, bazılarına hafiflik katıp dalgacı yaklaşan bizizdir.
Kronik kederlerimiz, hayattaki travmalarımızın yarattığı, iç parçalayan tınılarımız olabilir. Üstlerine tıklamasak da zaman zaman çalmaya başlayıverirler. Onları geriye ittiğimiz, yaşantının aydınlık yüzünü kendimize çevirdiğimiz zamanlar da vardır ama… Koşullarımız ne kadar olumsuz olursa olsun hayatın içindeki neşeden pay almamız mümkündür. İçimizde çıkmak için fırsat kollayan kahkahalar da saklıdır çünkü. Bazen de insanı uyuşturan bir kederli melodi hayatın bir rengi, bir boyutu, bir iç olgunlaşması olarak var olabilir. Yalnızlığı ve kederi bir sükûnetle, estetize ederek, teslim olmayarak yaşama halidir bu. Zaman zaman ise kaybolmuşluğumuza kafamızdaki kakofoni eşlik eder. Hayatın seslerinin ruhumuzu tırmaladığı zamanlardır bunlar.

Kimi insanlar hayatın getirdiği her türlü kederi içlerinin güzel müziğiyle kabullenirler ve bir vedanın ‘requiem’i ile avunarak boşluğa savrulmaktan kurtulurlar. Kederi yaşarlar ama ona yenik düşmeden, Onun istenmeyen geçici bir konuk olduğunu; bir süre sonra gideceğini bilerek.

Her insanın farklı bir müziği vardır. Her bedeninin de… İki insanın iyi iletişim kurması biraz da bu müziklerin uyumundandır. Aşkta, iki bedenin sevişmesine ahenkli olduğu kadar nefes kesici bir melodi eşlik edebilir.
Kimi insanlarla aynı ortamda bulunmak tam da çözemediğimiz bazı nedenlerle huzursuz eder bizi. Her insan bir müzik parçası gibidir. Gürültülüdür kimi insanlar. Varlıklarıyla her alanı işgal edip bizi sersemletirler. Sesleri ile bizi domine etmeye, ezmeye, yok etmeye çalışırlar. Kimileri ise yumuşacıktırlar. Akıp giderler hayatın nehrinde. İncecikten işlerler içimize ve varlıklarını bir armağan gibi sunarlar. Susmayı beceremeyenler olduğu gibi suskunluk anlarıyla bize sundukları melodinin değerini yükseltenler de bulunur. Önemli olan ikimizin müziğinin ortak bir ahenk yakalayabilmesi, birbirimizi hissederek ve kollayarak bir düet yapabilmemizdir.

Bazı insanlar prozodi hatası gibidirler. Söyledikleri sundukları melodiyle uyumsuzdur. Bir gariplik, bir olmamışlık hissederiz. Bizi zorlarlar. Hayatımızda bir biçimde var olmak durumundaysalar kötü bir konser dinlemeye mecbur bırakılıp dışarıya çıkamayan izleyicinin kâbusunu yaşarız.

İyi ki müzik vardır, iyi ki bir müziği vardır hayatın. Atmosferi bir anda değiştirebiliriz. En yalnız, en kederli anımızda odamızı bir melodiyle doldurmamız, bir anın duygusunu değiştirmemiz mümkündür. İçimizin seslerini ya da çevremizdeki sesleri işitmek istemiyorsak kendi seçtiğimiz bir sese sığınabiliriz her zaman.
Bazı insanlar müziksiz yapamazlar. Mutlaka bir şey çalması gerekir bulundukları ortamda. Ben öyle değilimdir. Hayatın müziğini dinlemeyi severim daha çok da. Karşılaştığım insanları bir melodiye dönüştürürüm. Özel bir anın büyülü notalarını işitebilirim. Biraz da tam o anın ihtiyacı olan müziğe karar veremememdendir kulağımda kulaklıkla dolaşanlardan olmamam.

Kimi zamansa tam ruhumun ihtiyacı olan müziği bulurum ve onlarca kez dinleyebilirim. Kimi kez sözlere ama çoğu kez yalnızca melodiye takılmışımdır.

Bu Pazar sabahını ruhunuza denk düşen bir müzikle taçlandırın derim. Hayatın hangi noktasında olursanız olun, ne biçim dertlerle didişiyor olursanız olun müzik yatıştırabilir ruhunuzu. Sizi alıp başka bir yere taşıyabilir. Hayat her durumda sunulmuş bir armağan bize… Bunu anımsayınca bütün renksiz ve duygusuz anlar, mecbur bırakıldığımız yaşantılar için hayıflanıyor insan. Her durumda biz şarkılarımızı söylemeye devam edelim derim. Zulme inat, savaşa ve kıyıma inat şarkı söyleyelim.

Bu yazı toplam 3644 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar