1. YAZARLAR

  2. Cenk Mutluyakalı

  3. ‘Hayatlarını yaşasınlar’
Cenk Mutluyakalı

Cenk Mutluyakalı

‘Hayatlarını yaşasınlar’

A+A-

 

‘Ehliyet’ sistemimizde ‘göz’ kontrolünü kim yapıyor?
- Müfettiş!..
Kendimizden biliyoruz…
- “Şu plakayı oku bakalım…”
- Tamamdır !..

***

İyi de bu ‘müfettişler’ göz doktoru mu? Bu kadar ‘basit’ mi göz kontrolü?
Doktorlar boşuna okuyor desenize (!)

***

Çok mu zor ‘sistem’i değiştirmek, ehliyet öncesi ‘sağlık raporu’ istemek...
Öyle ya illa ki bir genç ölecek...

***

Üstelik bununla da bitmiyor iş!..
İnsan 18 yaşında ‘ehliyet’ alıyor…
Ne gözü aynı kalıyor hep,  ne de aklı…
Birkaç senede bir “ehliyet yenileme”ye para istiyorlar.
“Haraç”, amaç sadece ‘para’ toplamak...
Peki kontrol var mı yeniden !?
Parayı ver, ‘can’ından kime ne?

***

Mesele salt ‘sistem’ değildir elbette…
Yollar, kavşaklar, levhalar da değil…
En son acı kaza, onca alkol ve süratle, ‘gözün’ tamam olsa ne yazar ki!..
Ailedir, mesele…
Eğitimdir, bilinçtir, zihniyettir.
Çocuklarımıza karşı gösterdiğimiz aptalca zafiyettir!..
Hiçbir sorumluluk almadan ve emek vermeden, altına ‘son model’ arabalar çektiğimiz, cebine para doldurarak sokağa saldığımız çocuklarımıza iyilik yapıyoruz, öyle mi?
- ‘Hayatlarını yaşasınlar!..”
Alın size hayat.
Baksanız, 110 promil alkollü çıkmış!..
Olması gerekenin iki katı...
Üstelik test, kazadan birkaç saat sonrası!
Kaza anındaki ‘alkol’ü varın, siz hesaplayın artık.
Bir gözü de görmüyor, biliyor bunu…
O altındaki arabaya sahip olmak için kaç sene çalışması, emek vermesi, sorumluluk alması gerekirdi, bilir misiniz?
Eğer bilse, yaşasa, başka olurdu sonuç.

***

O ana babayı da, bu ‘ehliyet’ sistemini yaratan her bir insanı da, genci de, bu gençleri eşek gibi içiren bar sahibini de, ‘devriye’siz polisi de, her trafik kazasında ‘sebep’e yoğunlaşmayan ve ‘sonuç’u öyküleştiren tiraj avcısı ‘sorumsuz’ gazeteciyi de... Hepsini ama hepsini, o bedeni dağılan gencecik kızın otopsisi için koyacaktınız masanın başına…
Belki ‘uyanırdı’ bu toplum!..
Bu gösteriş budalalığını, ‘kuralsızlığı’ içselleştiren vurdumduymazlığı, sorumsuzluğu ve saygısızlığı gömerdik belki, gencecik bir bedenin yanına…

Bu yazı toplam 3971 defa okunmuştur.
Önceki ve Sonraki Yazılar