1. HABERLER

  2. ARŞİV

  3. ‘Hayatta olduğum sürece hiç kimse Kıbrıslıtürkler’e bir şey yapamazdı’
‘Hayatta olduğum sürece hiç kimse Kıbrıslıtürkler’e bir şey yapamazdı’

‘Hayatta olduğum sürece hiç kimse Kıbrıslıtürkler’e bir şey yapamazdı’

Kıbrıslıtürkler’i katliamdan kurtaran Lapatoz Muhtarı Andreas Hristodulu’yla röportajımızın devamı şöyle: MUHTARI ANDREAS HRİSTODULU: Amcam gelip beni bulmuştu... “Sen EOKA’dasın, durum böyle böyle, ne den bu işe?” diye

A+A-

 

 

 

 

Kıbrıslıtürkler’i katliamdan kurtaran Lapatoz Muhtarı Andreas Hristodulu’yla röportajımızın devamı şöyle:

 

MUHTARI ANDREAS HRİSTODULU:  Amcam gelip beni bulmuştu... “Sen EOKA’dasın, durum böyle böyle, ne den bu işe?” diye sormuştu bana. Ben de “İki saat izin ver bana, temas kurup sana cevap verebileyim” demiştim.

Ben de gidip köyün papazını bulmuştum çünkü papaz da EOKA’daydı. Hem papaz, hem de ben, “Kıbrıslıtürkler’in hayatını garanti ediyoruz – garanti veriyoruz ki EOKA’nın herhangi bir faaliyeti onları etkilemeyecektir” demiştik. “Çünkü Kıbrıslırumlar’ın mücadelesi Kıbrıslıtürkler’e karşı değildir, İngilizler’e karşıdır” demiştik.

Amcamı bulup bunları söylemiştim. Amcam muhtar Yakumis de, Kıbrıslıtürk muhtar Ahmet Emirali’yle buluşup ona söylediklerimizi aktarmıştı.

Kahvehanedeki buluşmalarına sanırım köyün papazı da gitmişti...

Kahvehanedeki bu buluşmada köyün Kıbrıslırumlar’ı, “Kıbrıslıtürkler’in saçının teline bile zarar gelmeyecek” diye güvence vermişlerdi Kıbrıslıtürk muhtara. “Biz, aramızdaki bu iyi ilişkileri, bu dostluğu devam ettirmek istiyoruz” demişlerdi...

 

SORU: 1958’de ne olmuştu?

ANDREAS HRİSTODULU: Kıbrıslıtürkler köyde kalmıştı... Köyden ayrılmamışlardı... 1958’de de bir şey olmamıştı...

 

SORU: 1963-64’te bir şey olmuş muydu?

ANDREAS HRİSTODULU: Lapatoz’daki Kıbrıslıtürkler’e hiçbirşey olmamıştı. 14 Ağustos 1974 tarihine kadar Kıbrıslıtürkler’le ilişkilerimiz çok iyiydi, köyde hiçbirşey olmamıştı... 14 Ağustos 1974’te Lapatozlu Kıbrıslırumlar, köyden ayrılıncaya kadar yani...

1958 Aralığı’nda İngiliz askerlerle birlikte yüzü maskeli bir hain köydeki kahvehaneye gelmişti... Yüzü maskeli bu adam İngilizler’e beni ve iki kişiyi daha İngilizler’e göstererek, “Bunlar EOKA’cıdır” demişti.

İngilizler beni ve iki Kıbrıslırum’u daha yakalamıştı. Bizi hapse atmıştı İngilizler... Ertesi günü, Lapatoz’un Kıbrıslıtürk muhtarı Ahmet Emirali İngilizler’e giderek komutanı bulmuş ve “Onları serbest bırakın çünkü ben onlar adına güvence veriyorum, onlara kefilim” demişti. Kıbrıslıtürk muhtarın bu garantisi üzerine İngilizler derhal bizi serbest bırakmışlardı.

Hapishaneden salıverilip de köye döndüğümde, küçük kızkardeşim bana “Maskeli adamın yüzünü gördüm” demişti...

Kızkardeşim bana bizi İngilizler’e gösteren maskeli adamın adını da söylemişti. Bir Kıbrıslıtürk’tü bu...

 

SORU: “Müzeviris”, ha!

ANDREAS HRİSTODULU: Ben de kızkardeşime “Bunu sakın kimseye söyleme çünkü Lapatoz’da fasariya çıkmasını istemem” demiştim. Çünkü eğer Lapatoz’da bizi İngilizler’e ihbar eden şahsın bir Kıbrıslıtürk olduğu duyulacak olursaydı, otomatik olarak bu şahsın öldürülmesi için bir emir çıkabilirdi o günlerde. Size de bu Kıbrıslıtürk’ün adını söylemeyeceğim... Bu şekilde hareket etmeli, böyle düşünmeliyiz dediydim kızkardeşime...

 

SORU: 1974’e kadar köyde bir sorun çıkmadı yani...

ANDREAS HRİSTODULU: Hiçbirşey olmadı, hiçbirşey... 1974’te darbe olduktan sonra, bazı kişilerin, Lapatozlu Kıbrıslıtürkler’i öldürmeyi düşündüklerini öğrenmiştim. Ne yapmam gerektiğini düşünüyordum çünkü ben darbecilere karışmamıştım, EOKA-B’yle alakam yoktu. Darbe olduktan sonra oturmuş, köyün eski muhtarı olan amcam Yakumis’le konuşuyorduk, çok üzgündük çünkü bu darbenin Kıbrıs’a felaket getireceğini biliyorduk...

Ben kaygılıydım, Kıbrıslıtürkler’in öldürülmesinin planlandığını öğrendiğim için. Köyde 200 civarında Kıbrıslıtürk’ü öldürmek az buz bir şey değildi, belki de bu konuda Trikomo’da (Yeni İskele) askerlere başvurmuş olabileceklerini düşündüm.

Böylece Trikomo’daki askeri karargaha telefon etmeye karar verdim ve telefon ettim. Komutan kimdi, bilmiyorum. Onunla telefonda konuştum. Trikomo’daki askeri karargahın komutanıyla konuştum. Kendimi tanıttım, Lapatoz’un muhtarı olduğumu söyledim, karşımdaki şahıs bana “Komutan benim” dedi.

Ona bazı dedikodular duyduğumu, köydeki Kıbrıslıtürkler’i öldürmeye gelecekleri yönünde söylentiler olduğunu söyledim ve komutana şöyle dedim:

“Köye geliniz, Kıbrıslıtürkler’in evlerini yoklayınız, tek bir silah bile bulursanız, o şahsı kurşuna diziniz...” Çünkü köydeki Kıbrıslıtürkler’de silah falan olmadığından emindim yani...

Komutana, “Ben bu köyün muhtarıyım, tüm köylülerimizin iyiliğinden ben sorumluyum. Size bir şey anlatayım. İngiltere’deki kızkardeşim bana telefon etti, Türkiye’nin Kıbrıs’ı işgal etme hazırlığı yaptığını söyledi. Eğer duyduğum söylentiler doğruysa ve köydeki 200 Kıbrıslıtürk öldürülecek olursa, Türkiye adayı işgal ettikten sonra bunun karşılığında bin Kıbrıslırum öldürülecektir, intikam olarak bin Kıbrıslırum öldürülecek... Eğer söylentiler doğruysa, bu 200 Kıbrıslıtürk’ün öldürüleceği söylentileri doğruysa, ben bunu kabul edemem... İsterseniz köye geliniz ve evlerini yoklayınız...” dedim.

Bu evleri yoklama işini bana öneren zaten Kıbrıslıtürkler’in kendileriydi. Onlar “Gelsinler da yoklasınlar, görsünler ki silahımız yoktur” demişlerdi.

Trikomo’daki askeri karargahtaki komutan bana “Sana söz veriyorum, köydeki Kıbrıslıtürkler’e bir şey olmayacak” demişti.

Kıbrıslıtürkler’in öldürüleceğine ilişkin bu söylentiler doğru muydu, bilmiyorum. Ancak bir süre sonra biz köyden ayrıldık. Köyde olduğumuz sürece böyle bir şey de olmadı.

 

SORU: Lapatozlu Kıbrıslıtürkler bana Arnadi (Kuzucuk) köyünden bazı EOKA-B’cilerin köydeki Kıbrıslıtürkler’i öldürmek üzere köye geldiklerini, hatta gelmeden önce Lapatoz ile Arnadi arasındaki yolda onları gömecekleri çukurları da hazırlamış olduklarını ve Arnadili EOKA-B’cileri sizin durdurmuş olduğunuzu anlattılar...

ANDREAS HRİSTODULU: Bunu size arkadaşım Ertan mı anlattı?

 

SORU: Hayır, Ertan anlatmadı bana bunu, başka Kıbrıslıtürkler anlattı...

ANDREAS HRİSTODULU: Arnadi’den bazı EOKA-B’ciler Trikomo’ya askeri karargaha gidip oradan yanlarına askerleri alarak Lapatoz’a gelecekler ve Kıbrıslıtürkler’i öldüreceklerdi, duyduğumuz söylenti buydu...

Darbeden sonra, biz köyden ayrılmadan önce Kıbrıslıtürkler’e, “Ben hayatta olduğum sürece, size hiçbirşey olmayacaktır” demiştim...

 

 

 

 

 

Bu haber toplam 1782 defa okunmuştur